Başbakan Yıldırım, yüksek faiz oranlarından vazgeçmeyen bankaları sert bir dille uyardı: Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Bu, akıllı insan işi değil. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da bunu size yaptırırız.
Başbakan Binali Yıldırım, yüksek faiz politikasından vazgeçmeyen bankalara sert uyarılarda bulunarak “Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün" çağrısı yaptı. Yıldırım, Afyonkarahisar'da işadamları ile bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Başbakan Yıldırım, bankaları tefecilere benzetip, reel sektöre kulak vermeye çağırdı. Başbakan satır başları ile şunları kaydetti:
Türk ekonomisi, 2009'dan bu yana devam eden küresel krizin bütün yıkıcı etkilerine rağmen büyümeye devam etti. Büyüme olmadan kalkınma ve istihdam olmaz. Benim buradan finans çevrelerine söyleyeceğim bir şey var; Türkiye'de sanayide sıkıntı yok. Tecrübe birikimi, insan kaynak kapasitesi haddinden fazla. Her türlü teknolojiye sahibiz. Ama finansman noktasında değerlendirme kuruluşlarının ve bankalarımızın dış partnerlerinden kaynaklı bir tereddüt var. Bu, haksız bir tereddüt. Aşırı ihtiyatlı hareket ediyorlar. Bu gelişmemize zarar veriyor.
Buradan bankacıları uyarıyorum. Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine, 'Aman biraz daha teminatları artıralım. Biraz daha faizleri artıralım.' Bu, akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da bunu size yaptırırız. Fırsat ekonomisine asla ve asla müsamaha edemeyiz. Dedikodularla hareket etmeyin. Yeniden yapılandırmalarda fırsatçılık yapmayın. Sizin kazanmanız ülkenin geleceği için tek başına bir şey ifade etmez. Ülkenin kazanması için siz az kazanacaksınız bütün alanlara kaynak aktaracaksınız.
Türkiye ekonomisinin görünümüyle bankaların görünümü örtüşmüyor. İş aleminin duruşuyla bankalarımızın duruşu uyuşmuyor. Bu da Türkiye'ye yakışmıyor. Bu arkadaşların hepsini toplayacağız, bir kez daha uyaracağız. Bizim de yapacağımız, elimizde araçlarımız var. Ama biz istiyoruz ki ekonomi kendi kurallarıyla çalışsın. Serbest ekonomi, tamam. Arz-talep dengelensin, işler kendi kendine yürüsün. Bu, birinci tercihimiz. Olursa böyle olur. Olmazsa bizim de kendimize göre araçlarımız var, tedbirlerimiz var. Ülkenin genel şartları olumsuza giderse, bankalar çok kazanırsa neye yarar? Ne yapacaklar? Onlar burada yaşamıyor mu? Turşusunu mu kuracak paranın? Onun için her zaman yanınızdayız. Gerçek ekonomiden yanayız.
İşadamlarına yaptığı konuşmada başkanlık sistemi konusuna da değinin Başbakan, anamuhalefet portisi CHP'ye çağrı yaptı. Başbakan şunları kaydetti: Buradan Ana Muhalefet partisine çağrı yapıyorum. Bir kez daha bu tarihi fırsatı ıskalamayın. Bu siyasete olan güvenini de sorgular. Siyaset iddia işidir. 'Başkanlık olursa biz iktidar olamayız' kabulüyle hareket edersen siyasetin içinde olamazsın. Siyasette iddia sahibi olacaksın. Kimsenin babasının malı değil başkanlık. Meclis'te bu anayasa değişikliği gelsin, oylansın, gitsin millete. Millet kararını versin ve bu gündemden kalksın. Sürekli bunu konuşamayız ki. Yürütmeyi daha da güçlendireceğiz, Meclis'i daha da güçlü hale getireceğiz, ciddi denetim pozisyonuna getireceğiz. Ve Türkiye'de artık o saatten sonra hiçbir şekilde parçalı bir iktidar olmayacak.
AK Parti'nin 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı için Afyonkarahisar'a gelen Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, TSK'nın PYD'yi vurmasına ilişkin sorusu üzerine, Yıldırım, Türkiye'nin Suriye'de yaptığı faaliyetlerin, tamamen terör örgütlerini bertaraf etmeye ve ülkenin sınır güvenliğini sağlamaya yönelik olduğunu vurguladı. Yıldırım, “Bir yandan da DAEŞ başta olmak üzere PYD, YPG, biz bunları terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Terör örgütlerine karşı yaptığımız mücadelede de kimin ne dediğinin önemi yok. Biz ülkemizin, sınırlarımızın güvenliğini sağlamak için ne gerekiyorsa bugüne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz" diye konuştu.
Yıldırım, “Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye'nin Suriye'deki hamlesini endişeyle karşıladığını ifade etti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık, “Bütün bu operasyonlar yapılırken koalisyon güçleri muhataplarımızla konuşuluyor, görüşülüyor, bilgi alışverişi yapılıyor. O yüzden endişe verecek bir şey yok" cevabını verdi.Yıldırım, ABD Savunma Bakanı Ashton Carter'ın “Türkiye, Musul operasyonunda olmalıdır" sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: “Doğru demiş. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Musul'da ve Irak'ta olan işlerden Türkiye her yönüyle ilgilidir. Bizim ülkemizin güvenliğini, barışını korumak için her türlü tedbiri almak gibi bir hakkımız var. Yaptığımız bundan ibarettir." Başbakan Yıldırım, PYD/YPG'nin Münbiç'ten çıkması konusunda da “ABD'nin sözü var. Sözünün de arkasında olduğunu ABD Savunma Bakanı teyit etti ve Münbiç'te hiçbir PYD/YPG unsuru kalmayacak. Bunun teminatını tekrar verdiler. PYD ve YPG'ye silah verilmesi, DEAŞ'a karşı Amerika tarafından kullanılması, büyük bir yanlıştır. Bunu kendilerine açıkça söyledik" dedi.