Türkiye’ye Reza Zarrab üzerinden kurulan kumpasa karşı milli bir duruş sergilemeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, davanın başlamasıyla birlikte Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde açıklamalar yapmaya başladı. Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı banka hesabı iddialarıyla suyu bulundurmaya çalışması akıllara “ABD’den talimat mı geldi” sorusunu getirdi.
Önceki genel başkan Deniz Baykal’a 2010’da kaset kumpası kurulmadan iki yıl önce ismi, ABD derin devletinin raporlarına CHP’nin yeni genel başkanı olarak giren Kılıçdaroğlu, Zarrab davası ile paralel açıklamalar yapmaya başladı.
ABD’de yargılanan işadamı Reza Zarrab davası üzerinden Türkiye’ye operasyon çekilirken hiçbir zaman milli bir tutum sergilemeyen Kılıçdaroğlu, Zarrab olayının gündeme gelmesi ile birlikte Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde açıklamalar yapmaya başlarken eski iddialarını yeniden gündeme taşıdı.
21 Kasım’da CHP grubunda “Senin çocuklarının yurt dışı hesaplarına gönderdiği milyonlarca para var mı?” diye Erdoğan’ı hedef alan Kılıçdaroğlu, aynı iddiaları 2010’da da ortaya atmıştı. WikiLeaks belgelerinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğu iddialarında bulunmuş ve “Sayın Başbakan’ın çok net kamuoyunu tatmin edecek açıklamalar yapmasını bekliyoruz. Suçlamıyoruz. Bu iddiadır diyoruz. Ama bu iddiaya karşı net, somut bilgiler ortaya konmazsa Sayın Başbakan bu iddiaların altında kalır” demişti. Erdoğan, Kılıçlaroğlu’nun suçlamalarını “iftira” olarak niteleyip “İspat et. Cumhurbaşkanlığı makamında bir dakika durmayacağım” resti çerken, 1.5 milyon TL’lik tazminat davası açmıştı.
Reza Zarrab davasında atanan bilirkişilerin kimliği ve arkalarındaki sermaye “One minute’in rövanşına işaret ediyor. Söz konusu bilirkişilerin başında bulunduğu Demokrasiyi Savunanlar Derneği’ne İsrail lobisinin büyük paralar aktardığı dikkat çekiliyor. Hükümetin “sanıklıktan tanıklığa geçti” tepkisini gösterdiği Zarrab davasında atanan bilirkişiler davanın gerçek amacını afişe etti.
İftira atmayı siyasi bir tarz haline getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, bu yalanlardan dolayı hakkında açılan neredeyse bütün davaları kaybedip, on binlerce lira tazminat ödemek zorunda kaldı. İşte Kılıçdaroğlu’nun seri iftiralarından bazıları:
1- Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde altın klozet olduğunu ileri sürdü. Sosyal medya dedikodusuna sarılan Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği klozetlerin seramik olduğu ortaya çıktı.
2- “Bakırköy’de bir projeye imar planı çıkartılması karşılığında TÜRGEV’e 20 dönümlük arsa verildi” dedi, balon çıktı.
3- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsviçre’de 8 ayrı hesabı olduğunu savundu. Yine iddiasının altında kaldı.
4- Bir TV kanalında “Erdoğan’ın Baykal’ın kaseti izlediğini gördüm” dedi. İddia mahkemeye taşınınca çark etti: Hatırlamıyorum
5- Tsunami sonrası toplanan paraların Açe’ye gitmediğini öne sürdü. Dekontlarla yalanlanınca suskunluğa büründü.
6- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite mezunu olmadığı yalanını atan Kılıçdaroğlu’na cevap olarak hem diplomanın görüntüsü yayınlandı hem de Erdoğan’ın okul arkadaşları konuştu. Kılıçdaroğlu ise her zamanki gibi özür bile dilemeden sustu.
7- 15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Elinizdeki dövizleri bozdurun, TL ve altına çevirin” çağrıları sonrası tüm yurtta kampanyalar başlatıldı. Kılıçdaroğlu “Erdoğan dolarlarını bozdurmadı” dedi, bu iftira da, dekontlarla belgeli olarak yalanlandı.
8- Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yolsuzluk iddiaları, yargı kararlarıyla çürütüldü. Dönemin belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, kazandığı tazminat paralarını Kayseri’de halka sucuk ekmek dağıtarak harcadı.