Tüm dünya koronavirüs salgını ile mücedele ederken, genellikle İç Anadolu illerinde yaz aylarıyla başlayan KKKA vakalarında artış yaşanmaya başladı. SCÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İlhan Çetin, hastalığın seyri ve alınması gereken tedbirler ile tedavi konusunda gelinen aşamalar hakkında açıklamalarda bulundu.
Çetin, KKKA hastalığının 2002 yılından itibaren özellikle İç Anadolu Bölgesi'nin güneyindeki illerde ilçelerde ve köylerde görülmeye başladığını belirterek, "Özellikle Sivas, Yozgat, Çorum, Erzincan, Gümüşhane, Tokat ve Giresun'da görülen bir hastalıktır. Bizim Kelkit Vadisi dediğimiz bir vadi vardır. Bu Kelkit Vadisi ekolojik ve nem durumu nedeniyle bu hastalığın asıl yayıcısı ve taşıyıcısı olan kenelerin ideal bir üreme alanı olarak kabul edilebiliyor. Aslında bu vadi Rusya'nın içlerine kadar giden bir vadidir. Aynı vadi içerisinde Rusya ve komşu ülkelerde de bu kene popülasyonunun yaşaması için uygun bir ekolojik ortam olmasından dolayı bu bölgede çok ciddi manada görülüyor" dedi.
Kenenin özellikle açıklanan illerde görülme nedeni hakkında bilgi veren Çetin, "Kelkit Vadisi dediğimiz illerde görülmesinin en önemli sebebi kenelerin kendi yaşama alanları vardır. Burada yükseklik, nem ve daha fazla üremesi için daha uygun olduğu bir bölgedir. Ama son zamanlarda iklim ısınması nedeniyle daha güneye de inmeye başladı. Biz bu konuda da araştırma yapıyoruz" diye konuştu.
KKKA'nın tedbir alındığında yüzde 90 oranında engellenebilir hastalıklar arasında yer aldığını hatırlatan Prof.Dr. Çetin, "Bu hastalığa genellikle yüzde 90 oranında tarım ve hayvancılık ile uğraşan insanlarda rastlanıyor. Çünkü bu KKKA hastalığını taşıyan keneler öncelikle tilki, domuz, kurtlar gibi vahşi hayvanları birinci konak olarak kullanıyor. İkinci konaklar ise evcil hayvanlar. Onlara yapışmak suretiyle insanlara gelmekte. Araziden otlamadan gelen hayvanlardan, ahırlardan insanlara geçebiliyor. Genellikle hayvan sağımlarını kadınlar yaptığı için onlara da yoğunlukla bulaşabiliyor. Genellikle kırsaldakilerin yüzde 90'i tarım ve hayvancılıkla uğraştığı için onlarda sık görülüyor, kalan belki yüzde 7-8'lik kısım ise diğer insanlarda görülüyor. O da özellikle kenelerin bulunduğu bölgelerde piknik gibi sosyal faaliyetlerden kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.
Arazide bulunan kişilerin alacağı önlemler ile keneden korunabileceklerini ifade eden Çetin, "Birinci tedbirimiz beyaz giysi giymek, yere piknik amaçlı oturmanız gerekiyorsa masa örtüsü beyaz olmalı. Ortamda kene varsa bunları rahatlıkla görmek için. Genellikle vücuda giriş noktaları pantolon paçalarından. Pantolon paçalarını çorap içerisine koyacak olursan kenenin girişini önemli ölçüde engellemiş oluruz. Tabiatta herhangi bir şekilde bulunmuşsak eve geldiğimizde vücutta kene kontrolünün yapılması lazım. Kene yapışmışsa kendimiz çıkarmadan sağlık kuruluşlarına giderek yardım isteyelim. Eğer bu mümkün değilse, keneyi rahatsız etmeden, sarsmadan, başının vücudunuzda kalmasını engelleyecek şekilde cımbızla uygun şekilde almak gerekir. Bir hafta süreyle de durumunuzu takip edip, halsizlik, ateş gibi durumları izlemek gerekir. Eğer hastanede kene çıkarılmışsa, bu kişiler yaklaşık 1 hafta süreyle kontrol altında tutuluyor" dedi.
Öte yandan kene vakalarının artması, kırsalda hayvancılıkla uğraşanları da tedbir almaya itti. Çiftçiler ve hayvan sahipleri hayvanların barındırdıkları alanlarda ilaçlama yaparak önlemini alıyor. Sivas'ta çiftçilik yapan Yunus Yörükoğlu, "Daha önce tarım müdürlüğümüz bize kene ilacı dağıtıyordu. Bu sene kendi imkanlarımızla aldık ve ilaçlıyoruz. Hayvanlarımızı ilaçlayarak keneyle mücadele etmeye çalışıyoruz. Genelde araziye çıkınca pantolonumuzun paçasını çorabın içine koyuyoruz. Arazideki yeşillik alanlara oturmamaya çalışıyoruz. Bu tip önlemler alıyoruz. Biz elimizden geldiği kadar dikkat ediyoruz" dedi.