Ömer Çelik'ten CHPye tezkere tepkisi: Bu ibretlik bir durumdur savrulma yaşadılar

19:2328/10/2021, Perşembe
G: 28/10/2021, Perşembe
Yeni Şafak
Ömer Çelik
Ömer Çelik

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. CHP'nin Irak ve Suriye tezkeresine verdiği "hayır" oyuna tepki gösteren Çelik, "Türkiye'nin terörle mücadelesini savaş olarak niteleyip, Türkiye ile terör örgütlerini eşit tutan zihniyet ile CHP aynı hizaya gelmiştir." dedi. Bunun ibretlik bir durum olduğunu söyleyen Çelik, CHP'nin savrulma yaşadığını belirterek, "Geçmişte CHP'yle birçok konuda anlaşmazlığımız olmasına rağmen Türkiye'nin milli güvenliği konusunda bir hassasiyet getirirdi." ifadelerini kullandı.

AK Parti MYK, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik toplantının ardından açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

TBMM iki kez gazi olmuştur. Dünyadaki bütün meclisler verilen savaşın neticesinde kurulmuştur. TBMM ise savaş vermiş, başarıyla sonuçlandırmıştır. Polatlı'da top sesleri duyulurken milletvekilleri Meclis'i terk etmemişken aynısı 15 Temmuz'da olmuştur.

Milletimizin büyük mücadele ile buraya gelmiştir. Bugün buradan bir kere daha evlatlarına kavuşmak için vicdan nöbeti tutan Diyarbakır annelerine saygılarımızı, sevgilerimizi iletiyoruz.

Şebnem Şirin hunharca bir şekilde katledildi. Kadın cinayetleri hepimizi sarsmaya, içimizi acıtmaya, kahretmeye devam ediyor. Bu canilerin içinde bulundukları kültürel ortam, onları teşvik eden çeşitli kodlar, eğitimden sivil toplum çalışmalarına kadar birçok alanda güçlü bir mücadele verilmesini bir kez daha gösteriyor.

Hem yasal düzenlemeler konusunda ileri düzenlemeler getirdik, caydırıcılık anlamında. Bunların takibi noktasında özel takip sistemleriyle emniyet birimlerimizin çok yüksek gayreti var. Bu sadece güvenlik ve yasa meselesi değil. Kullandığımız haber dilinden, dizilerdeki teşvik edilen rol modellere, kültürel kodlara, çocukların yetiştirilmesinde şiddeti teşvik eden sözlerden uzak durulmasına kadar geniş çerçevede ele alınması gereken bir mesele.

CHP'NİN TEZKEREYE "HAYIR" OYU VERMESİ

Milli güvenliğimiz açısından elzem olan terörle mücadele güçlü bir şekilde sürüyor. MSB, İçişleri Bakanlığımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın faaliyetleri güçlü bir şekilde sürüyor. En son tezkere Meclis'e getirdi.
Maalesef hayır oyu veren partilerin milli hassasiyetten yoksunluğu ile karşı karşıya kaldık.

Bu tezkere ile yapılan operasyonlar söz konusu olmasaydı Suriye ve Irak'ta terör devletçikleri dediğimiz fiili oluşumlar olacaktı. TSK oraya girip darmadağın etmiştir. Sınırlarımızın yakınlarında terör oluşumuna müsaade etmeyeceğimiz en kararlı bir şekilde gösterilmiştir. PKK, DEAŞ gibi örgütlerle yoğun bir mücadele verilmiştir. DEAŞ'la karadan mücadele eden, en çok zayiatı vermiş ülkeyiz.



Silahlı kuvvetlerin orada var olmaya devam etmesi elzemdir. Türkiye'nin sınır güvenliği açısından sınırda oluşturulan derinliğin ne kadar hayati olduğu bir kez daha görülmüştür. Burada ortaya koyulan iradeye, Türkiye'nin milli güvenliği konusunda hassasiyeti olan herkesin destek vermesi gerekirdi.
Türkiye'nin terörle mücadelesini savaş olarak niteleyip, Türkiye ile terör örgütlerini eşit tutan zihniyet ile CHP aynı hizaya gelmiştir. Bu ibretlik bir durumdur, savrulma yaşadılar.
  • 'PKK/YPG Türkiye'ye neden saldırsın?' diyenler bugün tezkereye "hayır" diyorlar. Enteresan bir tablo ortaya çıkmıştır. Geçmişte CHP'yle birçok konuda anlaşmazlığımız olmasına rağmen Türkiye'nin milli güvenliği konusunda bir hassasiyet getirirdi. CHP'deki arkadaşlarımız dikkate alınması gereken analizler ortaya koyup terörle mücadeleye destek verirlerdi. Bu CHP açısından da bir kırılmadır. Şimdi CHP kendi tarihindeki bu pozitif duruşu terk etmiş görünüyor. Milletimiz bunu değerlendirecektir.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AFRİKA VE AZERBAYCAN ZİYARETİ

Cumhurbaşkanımızın Afrika ziyareti çok yankı buldu. 'Türkiye'nin Afrika'da ne işi var' diye sordular. Bunlar kendilerine ait mülk gibi gördüklerini gösteriyor. Türkiye herhangi bir ülke ile çatışmak değil Afrikalı kardeşlerimizin yanında olmak için gerçekleşmiştir. Orayı sömürmek için gidenlere karşı eşit ortaklık temeli ortaya çıkmıştır. Afrika'da sömürgeci olarak bulunanların bugün oraya eşit ortaklık çerçevesinde giden Türkiye'yi sorgulamaları ibretlik bir durumdur.

Türkiye'nin varlığını bu şekilde sorgulayanların, oraya kendi mülkleri gibi baktıklarını bir kez daha görüyoruz. 2021 yılında 12 büyükelçiliğimiz vardı bunu 43'e yükseltmiş olduk. Yatırımlar yapıyoruz, insani faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Afrika'ya yeni ziyaretleri planlanıyor. Cumhurbaşkanımızın Azerbaycan ziyareti tarihi bir aşamaya daha tekabül etmektedir. Havaalanı açılmıştır. Cumhurbaşkanımız bölge ülkelerine güçlü ve değerlendirilirse pozitif mesajlar vermiştir.

Önemli bir tarihi fırsat penceresi Ermenistan için söz konusu. Ermenistan, Azerbaycan'a karşı saldırganlığından vaz geçerse, makul ve medeni ülke gibi davranmaya başlarsa bölgede kurulacak istişare mekanizmasının parçası olacaktır.

10 BÜYÜKELÇİNİN SKANDAL ÇAĞRISI

10 büyükelçinin bir açıklama yapması, Türk yargısını ve içişlerine müdahale ile ilgili olarak. Büyükelçiler Viyana Sözleşmesi'nin ilgili maddesine göre davranmaktadırlar. Türkiye bu üslubu kabul etmeyeceğini ifade etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu şekilde bunun hiçbir şekilde kabul edilmeyeceği şeklindeki irade açık ve net bir iradedir.

Türkiye'ye pek çok değerli diplomat gelmiştir, gelmektedir. Pek çok büyükelçi ile çalıştık.Onların değerli katkılarını her zaman takdirle anıyoruz. Birçoğu ile diplomatlık görevleri bittikten sonra bile temasımız sürüyor. Ülkeler arasında birbirlerini eleştiren, birbirlerinin politikasını kritik eden çeşitli dönemler yoğunlaşabiliyor. Diyelim ki A ülkesiyle kriz yaşıyoruz, o ülkenin büyükelçisi diplomatik perspektif ortaya koyduğu zaman hem görevini doğru yapmış oluyor hem de doğru bir misyon ortaya koymuş oluyor.

  • Son örnekte yapılan diplomatik misyona uygun bir davranış değildir. Umarız bundan sonra bu tür davranışlar tekrar etmez. Burada çifte standardın altını çiziyoruz. Büyükelçilere ses çıkarmayanların başka alanda Türkiye'ye yönelik saldırılarını da not ettiğimizi belirtmek isterim.

AB İLE İLİŞKİLERİN GELECEĞİ

İlerleme raporlarını takip ediyoruz. En çok konuşulan konular yargı ve temel haklar konusudur. Yargı ve temel haklar konusunda AB'nin eleştirileri nerede konuşulacaktır? Türkiye bir aday ülkedir. Yargı ve temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik konularını içeren 23. ve 24. fasılların açılmasıdır. Buradaki çelişki; fasıl açmak için ön şart olmaz. Bir meseleyi müzakere edersiniz, sonra ilerleyebiliyorsanız faslı kapatırsınız. Şimdi fasıl bile açmıyorsunuz. Müzakereye yanaşmıyorsunuz. O zaman yaptığınız şey, bir değerlendirme, analiz, eleştiri olmuyor, sadece bu konuları Türkiye'ye karşı manivela, negatif bir koz gibi kullandığınız ortaya çıkıyor.

  • Türkiye'de yargı ve temel haklar gerçekten konuşulmak isteniyorsa 23. ve 24. fasılları açmalıdırlar. Türkiye tarafı sizi tatmin edecek tatmin edecek perspektif ortaya koymazsa faslı kapatmazsınız. Ama siz müzakere etmeye, masaya oturmaya bile yanaşmıyorsunuz. Burada yapılan şeyin samimi şekilde ilerleme raporu maddesi gibi görülmesi mümkün değildir. Bu konuda ciddilerse yapacakları şey 23. ve 24. fasılları hemen açmıştır.

18 Mart mutabakatının bütün boyutları ile uygulanması gerekirken buna uymuyorlar, sadece göç maddesiyle ilgileniyorlar. Bu aslında AB'nin altına imza attığı 18 Mart mutabakatından çekildiğinin, attığı imzaya sadık kalmadığının göstergesidir. Burada şöyle bir güvenilmezlik ortaya çıkıyor. Göç meselesinde Türkiye'nin insanı tavrı onların sınırları için takdir ediyorlar. Kendisini ilgilendirmeyen konularda Ege, Kıbrıs gibi konulardaki yaklaşımlarını sürdürüyor. Bir yandan mekanizmalar ya iyi çalışmıyor ya engelleniyor. Öte taraftan Türkiye'nin uyumu engellediği söyleniyor.

SORU - CEVAP

(Büyükelçilere ek tedbirler olur mu?)
Bundan sonra Türkiye'nin iç işlerine müdahale gibi bir konu olduğunda buna nasıl bir tavır konulacağı konusunda bir eylem planı ortaya konulmuştur.
(Kadın cinayetleriyle ilgili)
Bazı meseleler var bu meselelerde ortak duyarlılık oluşturmak çok önemli. Bu insanlıkla ilgili bir sorundur. Bu acı haber duyulur duyulmaz birilerinin bunu politik tartışmaya çevirmesi doğru değil. Bunun kesinlikle politik tartışma alanı olmaması lazım. Biz her görüşten her kesimden bileşenlerle bundan sonrasında da çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bir takım yeni çalışmalar yapacağımızı ifade ederim.
(CHP'nin tezkereye hayır oyu vermesiyle ilgili)
Tezkereye hayır diyerek oy bekliyorlarsa Türkiye Cumhuriyetinin bütün vatandaşları hassastır. CHP tabanının da olumlu yaklaşacağını düşünmüyorum. CHP tabanındaki kardeşlerimizde bu konularda hassastır. Bu CHP'nin yaptığı bir yanlış, savrulmadır.

Karşı çıktıkları "yabancı asker" maddesi evet dedikleri tezkerede de vardı.

CHP'nin bu tavrını takdir eden siyasetçilere bakın, bunlar sadece 'PKK terör örgütü değildir' diyen kesimlerden oluşuyor. CHP yönetimi, CHP'yi PKK'ya destek verenlerin kendilerine destek verdiği bir duruma düşürmüştür.

#AK Parti
#MYK
#Ömer Çelik
#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan