75 yıldır işgal altındaki Filistin topraklarında Batılı ülkelerden devşirdiği dokunulmazlık kalkanıyla her türlü katliam ve etnik temizlik politikasını uygulayan terör devleti büyük panik yaşıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)'nin önceki akşam aldığı tarihi kararla, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında 'savaş suçları' nedeniyle yakalama emri çıkarması, terör devletinin dokunulmazlığına son verdi. Karar, savaş suçlarının merkezindeki İsrail ordusunda paniğe sebep oldu. Gazze’de soykırım yapan işgalci güçte görevli subaylar ve askerler kararın emsal niteliği taşıması ve kendileri aleyhinde de tutuklama emri çıkarılmasından endişe duymaya başladı. Haaretz gazetesinin haberine göre artık dokunulmaz olmadıklarını gören soykırımcı askerlerin orduyu bırakmayı düşündüklerini ve yargılanma korkusu yaşadıklarını belirtti.
Gazze'de soykırımın başladığı 7 Ekim 2023 sonrası dünyanın dört bir yanından çifte vatandaşlık taşıyan Yahudiler işgalci güce katılarak soykırımda rol aldı. İsrail ordusu, çifte vatandaşlığa sahip 21 bin 891 askerin Gazze'deki operasyonlara katıldığını duyurmuştu. Bu kişilerin başta ABD olmak üzere Batılı uluslararası şirketlerde çalıştıkları da tespit edilmişti. UCM kararıyla soykırıma aktif katılan çifte vatandaşlıkları olan askerlerin yargılanabilmesi için yasal zemini oluşturduğu da değerlendiriliyor. Batılı ülkelerde farklı şirketlerde çalışan askerler hakkında soruşturma açabilir ya da soykırımda payı olan kişileri vatandaşlıktan çıkarabilir.
Bilindiği üzere 2. Dünya Savaşı sonrasında birçok Nazi askeri soykırımdaki rolleri nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde yakalanarak yargılanmıştı. Alman Nazi ordusunda görev alan kişiler yaşları ne olursa olsun haklarındaki yakalama kararları sonucu takip edilerek, kaçtıkları ülkelerde yakalanmış ve ağır hapis cezalarına çarptırılmışlardı. Nazilere benzer şekilde soykırımcı İsrail askerleri için de UCM kararı emsal alınarak aynı zamanda vatandaşı oldukları Batılı ülkelerde benzer ceza davalarının açılabileceği kaydediliyor.
UCM’nin tüm baskılara rağmen aldığı karar sonrası gözler, aksiyon almamak adına muğlaklıkların arkasına sığınan Batı’ya çevrildi. Söz konusu karar ile İsrail’in savaş suçları işlediğine dair kanı hukuki bir temele otururken, şimdiye kadar İsrail'e karşı daha ılımlı önlemlerle yetinen Batılı ülkeler silah ambargosu uygulamak için somut bir gerekçeye sahip. Kasım ayının başında Türkiye'nin öncülüğünde 52 ülke ile 2 uluslararası ve bölgesel kuruluş, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK), İsrail'e silah ve mühimmat sevkıyatının durdurulması için tedbir isteminde bulundu.
Soykırım suçuna ortak olmaktan çekinen Batılı ülkelerin, UCM kararı sonrası silah ambargosu uygulamaya yanaşabileceği öngörülüyor. Öte yandan İsrail Savunma Bakanlığı yetkilileri de söz konusu tehlikeye karşı göstermelik davalar açmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede, işgalci güç, orduda görev alan askerlerin yabancı ülkelerde tutuklanmaları ihtimalinin önüne geçmek için askeri savcılığın kararı incelediğini dile getirdi. Bu kapsamda Sde Teiman hapishanelerinde Filistin mahkumları taciz eden ve işkence yapan askerler hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi. Yine Gazze'de Filistin Üniversitesi'ne ait bir binanın havaya uçurulması ve Gazze Şeridi'nde ordu yönetmelikleri ve savaş yasaları ihlal edilerek sivillerin öldürüldüğü bazı özel vakalarla ilgili de soruşturma başlatıldı. Hem uluslararası mahkemelerin İsrail’in en üst mercîlerine yönelik karar alması, hem de yerel askeri savcılığın soruşturmaları sıklaştırması ordu içinde büyük paniğe neden oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında çıkardığı yakalama emri sonrası Macaristan Başbakanı Viktor Orban, skandal bir açıklama yaptı. Orban, Netanyahu'yu ülkesine davet edeceğini ve tutuklama kararına uyulmayacağını garanti edeceğini söyledi. Netanyahu ise Orban'a, gösterdiği “ahlaki netlik” için teşekkür etti.
Almanya Federal Hükümet Sözcülüğü, Berlin'in UCM'nin tutuklama kararlarını 'dikkatlice inceleyeceğini' ancak Almanya'ya ziyaret planlanana kadar 'başka adım atmayacağını' ifade etti. Sözcü, Alman hükümetinin İsrail'e silah sevkiyatı konusundaki tutumunun değişmediğini de açıkladı.
Hollanda'nın Lahey şehrinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararı, ABD'nin 2002'de yürürlüğe soktuğu 'Lahey İşgali Yasası'nı tekrar gündeme getirdi. Dönemin Başkanı George W. Bush'ın imzaladığı yasaya göre, UCM adına alıkonulan herhangi bir ABD müttefiki askeri personelinin serbest bırakılmasını sağlamak için ABD, gerekli tüm araçları kullanma yetkisine sahip. Buna Hollanda'yı işgal de dahil.