Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yeni hizmet binası "KALE"nin açılış töreninde katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan ve yeni hizmet binasının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Bu güzel eserin vücut bulmasında emeği geçen herkesi şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Kuruluşundan bugüne teşkilatımız bünyesinde ülkesine ve milletine hizmet eden tüm isimsiz kahramanlara şükranlarımı sunuyorum. Görevleri sırasında hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Özellikle son dönemde sınırlarımız içinde ve dışında yürüttükleri çalışmalarda gazilikle şereflenen teşkilat mensuplarımıza Rabbimden sağlık ve afiyet temenni ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, insanların bir arada yaşama, şehirler ve devletler kurma tarihi ile istihbarat tarihinin aşağı yukarı aynı olduğuna işaret ederek, "Devlet denilen karmaşık mekanizmanın istihbarat desteği olmadan işlemesi ve ayakta kalması mümkün değildir. Bizim tarihimizde de istihbarata hep çok önem verilmiştir. Mesela mirasçısı olduğumuz Osmanlı daha kuruluş yıllarından itibaren güçlü bir istihbarat sistemi tesis etmiştir." ifadelerini kullandı.
İsmi değişse de bugünkü MİT'in yaptığı görevleri yürüten bir veya birden fazla yapının daima bulunduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esasen Osmanlı'nın 18'inci yüzyıldan itibaren gerilemeye başlamasında istihbarat zafiyetinin de önemli payı vardır. Son döneminde istihbarata yeniden önem verilmeye başlanmışsa da maalesef kötü gidişin önü kesilememiştir. Sultan Abdülhamid Han'ın bu konuya verdiği ehemmiyet ve elde ettiği başarılar özellikle kayda değerdir. 1. Dünya Savaşı yıllarından İstiklal Harbimize kadar Osmanlı'nın son dönemlerinde yürüttüğü tarihi mücadelelerde 1913'te kurulan Teşkilatı Mahsusa mensuplarının çok büyük emeği ve katkısı vardır. Balkanlardan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya kadar geniş bir alanda mücadele yürüten istihbaratçılarımızın gayretleri tarihin satır aralarında kalmış olsa da milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. Teşkilatı Mahsusa'dan Milli Emniyet Hizmeti'ne ve oradan Milli İstihbarat Teşkilatımıza kadar uzanan Cumhuriyetin istihbarat kurumları ve gelenekleri büyük ölçüde bu dönemden yadigardır. Her ne kadar çok uzunca bir süre bilinçli olarak istihbarat teşkilatımız zayıf tutulmuşsa da şartlar ve ihtiyaçlar bu kurumu yeniden güçlendirmemizi gerektirmiştir."
Erdoğan, MİT'in ilk kuruluş kanununun çıktığı 1965 ve yeniden yapılandırıldığı 1984 yılındaki çabaların bu ihtiyacın ifadesi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Son olarak 2014 yılında teşkilatımızın kanununu baştan sona yenileyerek günümüzün beklentilerine uygun hale getirdik. Zaman zaman tartışmaların merkezine yerleştirilmiş olsa da ülkemizin ve milletimizin istihbarat teşkilatına olan ihtiyacı hiçbir zaman azalmamıştır çünkü istihbarat bilgileri yalnızca savaş değil barış dönemlerinde de devletin bekası için vazgeçilmezdir. Bugününe hakim olamayan geleceğini şekillendiremez. Ülkemizin ve dünyanın kritik bir süreçten geçtiği şu dönemde Milli İstihbarat Teşkilatımızın desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunuyor. Geniş bir coğrafyada gece gündüz fedakarca görev yapan isimsiz kahramanlarımızın her birinin başarılarıyla gurur duyuyoruz. İnşallah bugün açılışını yaptığımız yeni hizmet binasıyla teşkilatımızın gücü ve imkanları daha da artmıştır."
Böyle zorlu bir dönemde MİT'in yürüttüğü cansiperane çalışmalarla kendilerine çok büyük destek sağladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Teşkilatımız son dönemde PKK'nın lider kadrosuna yönelik olarak Kuzey Irak'ta yaptığı operasyonlarla kendini en güvende hissettiği yerleri örgütün adeta başına geçirmiştir. Elde edilen istihbaratlar İHA ve SİHA'lar aracılığıyla operasyona dönüştürülerek örgüte çok büyük kayıplar verdirilmiştir. Bu tablo ülkemizin teknoloji ile istihbaratı bir arada kullanma kabiliyetinin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından çok önemlidir. Teşkilatımız FETÖ'nün haberleşme sistemi ByLock'u ve mahrem yapılanmasını çözerek devlet sisteminden bu büyük belanın temizlenebilmesi için gereken alt yapıyı oluşturmuştur. FETÖ'nün yurt dışı ayağına yönelik çalışmalarıyla da pek çok örgüt mensubunun ülkemize iadesini sağlamıştır.
Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasında teşkilatımızın oynadığı rol uluslararası düzeyde ülkemizin yüzünü ağartacak mükemmelliktedir. Teşkilat olayın başından sonuna kadar her düğümü hızlı bir şekilde çözerek hem bu kanın üzerimize sıçramasını engellemiş hem de muhataplara Türkiye'nin ağırlığını hissettirmiştir."
MİT'in uluslararası alanda hatırı sayılır, güçlü istihbarat kuruluşları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, "Yurt dışı temaslarımda pek çok ülke tarafından Teşkilatımızın faaliyetlerinden sitayişle bahsedildiğini görüyorum. Sadece bilgi toplayan ve rapor eden bir kurum olmaktan öteye geçen Teşkilatımızın ürettiği bilgi, diplomasi masasında muhatapları karşısında kullanılan istihbarat ile diplomasiyi yakınlaştıran bir yere gelmiştir. Türkiye, Teşkilatımızın her alandaki başarılı çalışmaları sayesinde hiçbir ülkenin icazetine ve yardımına ihtiyaç duymadan dünyanın her yerinde, kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebilme imkanına kavuşmuştur." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Teşkilatın başarılı çalışmalarını gördükçe her türlü desteği verdiklerini, mevzuatını güçlendirdiklerini, ihtiyaç duyduğu teknolojik donanımlar için gerekli bütçeyi ayırdıklarını, bunun yanı sıra operasyonel kapasitesini artırmak amacıyla İHA, SİHA, istihbarat gemisi ve istihbarat uçağı gibi donanımları MİT'e kazandırdıklarını kaydetti.
Erdoğan, veri temini ve görüntü istihbaratı başta olmak üzere teknik istihbaratta gelinen noktayı görüntü uydularıyla bir adım daha öteye taşımakta kararlı olduklarının altını çizerek, görüntü istihbaratında daha yüksek mesafeden daha fazla alanı kapsayan, sürekli izleme imkanı sunan, hava koşullarından bağımsız çalışabilen bir kapasiteye ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını, bunun için gereken teknolojinin geliştirilmesi ve yeni bir uydunun bir an önce üretilerek faal hale getirilmesi konusunda TÜBİTAK başta olmak üzere ilgili kurumlara önemli sorumluluklar düştüğünü bildirdi.
Veri analizinin kritik bir başka mesele olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikte teröristlerin ve casusların tespitinde büyük verinin analiz edilmesi, profilleme çalışmalarına ihtiyaç duyuluyor. İstihbarat toplamada hukuki olarak tek yetkili merci durumundaki Milli İstihbarat Teşkilatımızın, veri analizi için ihtiyaç duyduğu tüm kaynaklara ulaşabilmesi milli güvenliğimizin bir gereğidir. Bunun için de devlete ait verilerin tek yerde toplanmasını sağlamak durumundayız. Milli İstihbarat Teşkilatımız bu şekilde topladığı ve analiz ettiği verileri Türk Silahlı Kuvvetleri, Dışişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumlarımızla paylaşacaktır. Böylece istihbarat dağınıklığı ve koordinasyon sorunu da kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır.
Bunun önemini son yıllarda ard arda yaşadığımız krizlerde birçok kez müşahede ettik. En somut örnek olarak FETÖ'nün kurumlarımızdan temizlenmesiyle birlikte güvenlik alanındaki başarılarımız arka arkaya gelmeye başlamıştır. Güvenlik bürokrasimiz tek bir vücut halinde hareket ederek, ülkemize yönelik tehditlerle mücadele edebilme imkanına kavuşmuştur. Daha da önemlisi güvenlik kurumlarımız yeteneklerini, kapasitelerini hatta personellerini milli güvenlik ihtiyaçlarımız için paylaşılabilir bir noktaya eriştirmiştir. Bu tablo kurumlar arasında güvenin tesis edildiğine, devletin ve milletin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutulduğuna işaret ediyor."
Erdoğan, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları ile MİT'in başını çektiği güvenlik kurumları arasındaki koordinasyonun geliştirilmesinin iç ve dış güvenlik açısından gerekli olduğuna dikkati çekti.
Amaçlarının kurumlar arasındaki istihbarat iş birliğini, şahıslar üzerinden yürütülür olmaktan çıkartıp sağlıklı bir mekanizmaya kavuşturmak olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bunun için önümüzdeki günlerde başkanlık edeceğimiz Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulunu oluşturduk. İnşallah bu kurulumuzun faaliyete geçmesiyle koordinasyon meselesi tümüyle çözülmüş olacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin MİT'ten beklentisinin yüksek olduğuna işaret ederek, "Karşı karşıya kaldığımız ve her geçen gün artan tehditlerin büyüklüğü, bu beklentiyi daha da artırıyor. Bugün olduğu gibi gelecekte de sınırlarımız içinden ve dışından ülkemize yönelik tehditlerin süreceği açıktır. Öyleyse bizim de diğer alanlarla birlikte ve hatta öncelikli olarak istihbaratımızı bu gerçeğe uygun şekilde geliştirmemiz şarttır." değerlendirmesini yaptı.
MİT'in başarılarını yakından takip ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların üstesinden gelebilmek, devletimizin bekasını ve milletimizin geleceğini güvence altına alabilmek için orta ve uzun vadede bu kabiliyete sahip olmaya mecburuz. Üstelik bu mücadeleyi sadece sahada değil sanal ortamda da yürütmemiz gerekiyor. İnternetin, teröristlerce ve casuslarca oldukça etkin şekilde kullanıldığı bir dönemde Teşkilatın siber alana daha fazla eğilmesi kaçınılmazdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahip olduğu nitelikli insan gücü ve çalışma azmiyle MİT'in Türkiye'nin karşısındaki sorunların çözümü konusunda kendisinden beklenen katkıları vermeye devam edeceğine inandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Milli İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanları gerektiğinde 'Derviş' ve gerektiğinde 'Akıncı' misali herhangi bir karşılık beklemeksizin görevlerini yerine getirmeyi sürdüreceklerdir. Bugün aynı zamanda 93'üncü kuruluş yıl dönümünü kutladığımız Milli İstihbarat Teşkilatımız inşallah daha büyük başarılara burada imza atacaktır. Açılışını yaptığımız hizmet binasının Teşkilatımıza layık bir eser olduğunu ümit ediyorum. Teşkilat Başkanımızın 'KALE' olarak isimlendirdiği bu yeni karargahın özellikle de adına yakışır şekilde devletimizin ve milletimizin koruyucu kalelerinden biri olarak hizmet vereceğinden şüphe duymuyorum. Yeni hizmet binamızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum."