Yurt dışında görevli personelin sadece kendi görevlerini yapmadığını, aynı zamanda ülkelerini temsil ettiklerini ve bunun da kendilerine birtakım sorumluluklar yüklediğini bildiren Akar, şöyle konuştu:
Libya'yı temsil eden Fayiz es-Serrac hükümeti ile yapılan mutabakatların yanı sıra Başbakan Serrac'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı davet mektubu üzerine Libya'da görev yapmaya başladıklarını bildiren Akar, "Şimdi, o kadar devlet başkanının bulunduğu ve üzerinde mutabık kaldığı metni bir tarafa bırakmışlar Kahire'de kendilerine göre bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bunlar işi sulandırmaktan, kaçak dövüşmekten başka bir anlama gelmiyor. Bu arada Mısır da kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunların hiçbirinin geçerliliği yok, bunların niyetleri herhangi bir şekilde çözüm, birlik ve beraberlikten yana değildir. Kendi kişisel menfaatlerini yerine getirme çabasındalar. Bunların niyetleri belli." ifadelerini kullandı.
Libya'daki Mehmetçiğin görevini güzide bir şekilde yerine getirdiğine dikkati çeken Akar, "Burada yaptıklarınız tarihteki önemli yerini mutlaka alacaktır." dedi. Bakan Akar ve Orgeneral Güler, daha sonra Mitiga Hastanesi'ne geçti. Bir dönem Hafter milislerinin saldırılarına hedef olan hastanede incelemelerde bulunan Akar ve Güler, buradaki Türk sağlık personeli ile de sohbet etti.
Bakan Akar ve Orgeneral Güler daha sonra askeri helikopterlerle Mitiga Havaalanı'ndan, Orta Akdeniz'de görev yapan Türk Deniz Görev Grubu gemisine geçmek üzere hareket etti. Helikopterle TCG Giresun'a inen Akar ve Güler, Savaş Harekat Merkezi'nde çalışmalara ilişkin bilgi aldı. Harekat Merkezi'ndeki görevlilerle tek tek görüşen Bakan Akar ve Güler gemi personeli ile bir araya geldi.
"Uluslararası anlaşmalara aykırı olarak 23 adanın 16'sının silahlandırılması, askeri statü kazandırılması kabul edilemez" diyen Akar, "Bu çok açık ve net şekilde Lozan'ı ihlaldir. Dünyanın hiçbir yerinde karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil olan bir ada yoktur. EGEAYDAK'da hiçbir şekilde mutabakat sağlanmamışken 'Hepsi benim' diyorsunuz. Bazı Yunan akademisyenler, siyasiler, emekli askerler de bizim dediğimiz yönde yorumlar yapmaya başladı. Yunanlı dostlarımızdan aklıselimle yapılan bu değerlendirmeleri dikkate almalarını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Türk donanmasının Fransız askeri gemisini taciz ettiği" yönündeki iddialara da değinen Akar, bunun tamamen gerçek dışı olduğunu kaydetti. Bununla ilgili Türkiye’nin haklılığını kanıtlayan bilgi, belge, görsel kayıtların müttefikler ve NATO karargahındaki sivil ve askeri yetkililerle paylaşıldığını anımsatan Akar, Fransa'nın ise kendi iddialarını kanıtlayan herhangi bir belge sunamadığına dikkati çekti.Akar, "Tüm bu olaylardan sonra yapılanın askeri değil tamamen politik birtakım hesaplar peşinde yapılan kumpaslar olduğunu, dolayısıyla Fransa'nın Türkiye'den özür dilemek zorunda olduğunu ifade ediyoruz." dedi.
"İttifakın sağlığı yerindedir, 'beyin ölümü' gerçekleşmemiştir. NATO, gücünü değişen güvenlik ortamına başarıyla adaptasyonuna borçludur. Fransa dahil 30 NATO ülkesi, karada, havada, denizde, sivil ve asker unsurları ile dünya ve bölge barışı, istikrarı için gece gündüz mücadele ederken, 'NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir' gibi ifadeler doğru değildir. İttifakın temsil ettiği dayanışma ve müttefiklik geleneğine ciddi zarar veren bu söylemler, NATO’nun gerçekten beyin ölümünü isteyenlerin işini kolaylaştırır."