Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan bağlantıyla katıldığı Star Ana Haber'in canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Eylülde başlaması planlanan 2020-2021 eğitim öğretim yılında uzaktan eğitimin sürdürülmesi veya bu tarihin ertelenmesinin söz konusu olup olmadığına ilişkin soruyu cevaplayan Selçuk, Türkiye'de ve dünyadaki durumun gün gün, hafta hafta değiştiğine dikkati çekti.
Selçuk, bu sebeple Bilim Kurulunun tavsiyeleri ve Sağlık Bakanlığının açıkladığı veriler doğrultusunda kararlarını sürekli güncellediklerini belirterek, telafi eğitimlerinin 31 Ağustos'ta başlayacağını ve en az 3 hafta süreceğini hatırlattı.
Telafi eğitiminin hemen arkasından okulların açılmasının planlandığını dile getiren Selçuk, Kovid-19 süreci dolayısıyla şimdiden net tarih vermenin doğru olmayacağını, sürecin açıklanan verilere göre değişebileceğini ifade etti.
Selçuk, "Vaka sayısının artması veya salgının devam etmesi durumunda eğitim öğretim yılının eylülde açılmama veya uzaktan eğitimin kalıcı olma ihtimali var mı" sorusu üzerine, bugün buna yanıt vermenin kolay olmadığını söyledi.
"Telafi eğitimleri mecburi bir uygulama mı?" sorusunu cevaplayan Selçuk, özel okullara yönelik telafi eğitimleri için belirlenen 15 Ağustos'un zorunlu bir başlangıç tarihi olmadığının altını çizdi.
Bunun özel okullar için telafi eğitimlerinin en erken başlayabileceği tarih olarak belirlendiğini vurgulayan Selçuk, "İsterse bir özel öğretim kurumu, bunu 31 Ağustos'ta başlatabilir veya daha erken başlatabilir. Önemli olan bu konuda bazı seçenekler sunmak." dedi.
Bakan Selçuk, gelecek dönemde telafi eğitiminin teknik ayrıntıları hakkında daha geniş bilgiler paylaşacaklarını açıklayarak, velilerin bu konuda endişe yaşamaması gerektiğini vurguladı.
"Velilerin istememesi durumunda öğrenciler telafi eğitimlerine katılmayabilir mi?" sorusu üzerine Selçuk, şöyle konuştu:
"Böyle bir durumda velimizi zorlayarak ya da birtakım koşullar öne sürerek bir ortam elbette oluşturmayız. Bizden beklenen şey, çocukların ihtiyacı olan eksiklikleri tamamlamak, ek tedbirler almak isteyen velilerimiz için birtakım ortamlar sağlamaktır. Mesela destekleme yetiştirme kursları da hazırlıyoruz. Okul saatlerinin dışında da çocuklarımız eğer fazladan telafi ya da destek isterlerse bu tür çalışmalarımız da zorunlu olmayan şekilde, destekleme ve yetiştirme kurslarımız da olacak. Telafi eğitimi, normal eğitimin dışında bir eğitim. Yani normal eğitimin kurallarının dışında bazı kurallar da söz konusu olabilir. Daha esnek olabilir."
Çocukları özel okulda okuyan velilerden Kovid-19 sürecinde yüz yüze eğitim için ağustosu erken bulan veya okulların açılış tarihi için endişe edenlere nasıl bir mesaj göndermek istersiniz?" sorusunu cevaplayan Selçuk, "Velilerimiz, elbette çocuklarının durumlarını izliyor, gözlüyorlar. Bu tür bir şey olduğunda, özel okulların da hepsi belli bir tarihte başlayacak diye bir şey söz konusu değil. Eğer istemeyen, gerekli görmeyen bir velimiz söz konusuysa bununla ilgili başka seçenekleri de elbette düşünebilirler. Yani illa şu tarih olacak diye bir şey özel okullar için de söz konusu değil. Yani süreç içerisinde velilerimizin kendilerini rahat hissedeceği gerekirse tatilleri konusunda farklı kararlar verebilecekleri birtakım açıklamalar yapma fırsatımız da olacak." şeklinde konuştu.
LGS kapsamındaki konuların azalması sebebiyle soruların daha zor olabileceği endişelerinin hatırlatılması üzerine Selçuk, "Sınavda soruların kolay ya da zor olması diye bir şey söz konusu değil." ifadesini kullandı.
Ziya Selçuk, sınavla girilen okulların kontenjanının geçen seneye göre artırıldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sorular kolay ya da zor olsa bile zaten hep belli sayıda kontenjan var. Yani zor soru da olsa kolay soru da olsa o kontenjan sayısınca öğrenci o okullara kayıt olacağı için herhangi bir problem yok. Soruların zorluğu ya da kolaylığı bizim açımızdan teknik konu ve biz soruların zorluk, güçlük derecesini bazı istatistiksel formüller kullanarak yapıyoruz. Bu nedenle bu sene çok zor soralım ya da gelecek sene çok kolay soralım gibi bir seçenek söz konusu bile değil. Sadece belli güçlük derecesi dikkate alınarak hazırlanan sorular var. O yüzden de soruların çok zor olması halinde, sınavla öğrenci alan okulların kontenjanı boş kalacak diye bir durum söz konusu değil."
Milli Eğitim Bakanlığı olarak gerekli tedbirleri almak için hassas davrandıklarının altını çizen Selçuk, "Geçen seneki LGS'de 3 bin 873 tane sınav yaptığımız okul vardı. Bu sene sınav yapılan okul sayısı 18 bin 139 oldu. Beş katından fazla arttı." diye konuştu.
Selçuk, böylece çocukların sosyal mesafe kurallarına kolaylıkla uyabileceğine işaret ederek, "Geçen sene 59 bin civarında sınav yapılan salon vardı. Bu sene 111 bin 918 salon var. En önemlisi de çocuklarımız kendi okullarında sınava giriyorlar. Yani adres aramak, geç kalmak veya bilmediği bir yere gitmek gibi bir durum söz konusu değil." değerlendirmesini yaptı.
Geçen sene okullarda 148 bin olan görevli sayısının bu sene 353 bine çıkarıldığını bildiren Selçuk, "Geçen sene hiçbir rehber öğretmen, psikolojik danışman okulda sınav dolayısıyla görev almıyordu. Bu sene 18 bin rehber öğretmeniz okullarda görev aldı. Çünkü çocuklarımızı yönlendirmek, onlara birtakım açıklamalar yapmak için rehber öğretmenlere de ihtiyacımız var." dedi.
Selçuk, merkezi sınavda velilerin, görevlilerin uyarılarını dikkate almalarının önemine değindi.
Bakan Selçuk, 20 Haziran'daki merkezi sınavda Kovid-19 tanısı alan çocuklara yönelik, "Kovid-19'lu çocuklarımız varsa, bu çocuklar için ayrı okullar, ayrı mekanlar oluşturduk. İsterse ayrı okulda sınava girebilir, velimiz önceden bilgilendirir, 'benim çocuğumda rahatsızlık var' diyebilir, biz onun için özel bir mekan tasarladık, isterse hastanede sınavı yapılabilir. Bununla ilgili her türlü önlemi aldık." açıklamasını yaptı.
LGS kapsamındaki merkezi sınava Kovid-19 tanısı almış çocukların başvurusunun bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Bu rakamla ilgili bir değişim söz konusu, net bir rakam şu anda yok ama biz hazır bulunmuşluk anlamında okullarımızı oluşturduk, hazırladık. Bütün okullarımızın temizliği yapıldı, bir gün öncesinden tekrar yapılacak. Bu anlamda çocuklarımızın ayrı okulda ya da mekanda bulunup da daha rahat sınava girmeleri için de o çocuklarımıza özel başka tedbirler de aldık. Onların sınav esnasında mümkünse maskeyi çıkarmamaları konusunda da öğretmenlerimiz açıklama yapacaklar. Çünkü onların durumu daha da hassas."
Kovid-19 tanılı öğrencilere ilişkin velilerin başvurularının olması halinde yaptıkları planlamalara ilişkin Selçuk, şöyle konuştu:
"İlgili çocuklarımızın okula ulaşımı özel takiple yapılacak. Bundan dolayı endişeye mahal yok, çünkü biz bu çocuklarımızı maskeyle normal sınıflarda da bulundurabilirdik ama böyle bir riske giremeyiz. Bilim Kurulu'nun da tavsiyesiyle ayrı mekanlarda sınava girmelere bekleniyor, bir başvuru olması halinde. Başvuru olmadığında zaten okullarımız hazır, gerekirse kullanılır."
Sınavdaki ve sınav arasındaki 45 dakikalık süredeki koronavirüs önlemlerine ilişkin bir soru üzerine Selçuk, hiçbir çocuktan yanlarında maske ya da dezenfektan getirmelerini istemediklerini bildirdi.
Dezenfektanların sınav öncesi kullanılacağını anlatan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:
"Çocuklarımız, sınava geldikleri maskeyi çıkartıp verdiğimiz yeni maskeyi kullanacaklar. Ayrıca sınav arasında çocuklar dışarıda maskeyi kullanacakları için salona döndüklerinde maskeyi değiştirme ihtiyacı olabilir. Çocuklarımıza yeni maske vermek için de ortamı sağladık. Gözetmen arkadaşlarımız için de aynı şey söz konusu."
Bakan Ziya Selçuk, sınav başladıktan sonra maske takma konusunda güçlük çeken çocukların da maskelerini çıkarabileceklerini hatırlatarak, çocuklar arasındaki sosyal mesafeye dikkat edileceğini sözlerine ekledi.