MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğl'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Sözde Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanmasına ateş püskürdü. Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanı'na 'sözde' demek Türk milletine, demokrasi kültürüne, milli egemenlik ilkelerine hakarettir, hıyanettir, hürmetsizliktir" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan iddianame ve HDP’nin kapatılmasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, milli birlik ve toplumsal huzuru baltalamak, mazisi asırlara dayanan kardeşlik bağlarını budamak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitlemek isteyen meşum odakların melun oyunlarının gizlenemeyecek ölçüde ortada olduğuna dikkat çekerek, "İbretlik gerçekleri, ihanete çanak tutan kişi ya da kesimleri görmezden gelmek artık mümkün değildir. Geldiğimiz bu aşamada mızrağın çuvala sığması imkânsızdır. Türkiye’nin, terörün hunhar eylemlerine boyun eğmesini dayatan, asıl manasından koparılmış demokrasi ve özgürlük ezberleri karşısında taviz vermesini amaçlayan habis çevreler yıllardır faal haldedir. Yozlaşmış ve soysuzlaşmış demokrasi arzusu taşıyanların, 6 Ocak günü ABD Kongresi’ne yapılan boynuzlu baskından ilham aldıkları bir başka altı çizilmesi gereken husustur. Demokrasinin defin merasimini düzenleyenlerin esasen insanlığa söyleyecekleri hiçbir şey de kalmamıştır. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında vasat bulan dehşet ve vahşet ortamının ülkemize sıçraması maksadıyla kesintisiz provokasyon içinde olanların hüviyetleri bellidir.
- Kaldı ki bellerinin kırılması ise an meselesidir. 2010 yılının Aralık ayında Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nın nihai ve neticeye bağlanacağı asıl hedef ülkesinin Türkiye olduğu izahtan varestedir. Nitekim son on yılda devletimiz ve milletimiz planlı, sistemli ve sonuç odaklı pek çok kalkışmaya, işgal girişimine, hain teşebbüse alenen maruz kalmış, direkt muhatap olmuştur. 2013 yılı Haziranı ayında tırmanan Gezi Parkı şiddeti, 2014 yılında gerçekleşen 6-8 Ekim olayları, 2015 yılının ikinci yarısından itibaren yeşeren hendek terörü, 15 Temmuz 2016’da vuku bulan FETÖ işgal denemesi ülkemizin mahvı için kurgulanan iç ve dış düşman saldırılarıdır" değerlendirmesini yaptı.
"Halkı sokağa davet eden hainlerle mücadele edilmeden sağlanmayacak"
- 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırlamış olduğu kapsamlı iddianamenin Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi bölücülükle ve terörizmle hesaplaşmak adına tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
"6-8 ekim olayları FETÖ-PKK kumpasıdır"
- Bunların en azılılarından birisi de CHP’nin ve İYİ Parti’nin destekleyip sempati beslediği terörist Selahattin Demirtaş’tır. Şurası kesindir ki, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen neyse terörist Demirtaş odur. 6-8 Ekim olaylarıyla 15 Temmuz kalkışması, Gezi Parkı hadiseleriyle Hendek terörünün istikameti öz itibariyle bir ve aynıdır. Terörist Demirtaş’ın 30 Eylül 2014 tarihinde yaptığı direniş çağrısı, 6 Ekim 2014 tarihinde KCK’nın sözde Türkiye sorumlusu bir teröristin de katıldığı HDP MYK toplantısında halkın sokağa daveti suçu ve suçluları tevsik etmektedir." dedi.
"HDP PKK/KCK’nın kuklasıdır"
Bahçeli şöyle devam etti: "HDP, DTK, DBP, HDK, PKK, YPG ittifak halinde Türkiye’ye meydan okumuş, ateşli silahlarla, bombalı suikastlarla, nefret söylemleriyle ve organize şekilde milli varlığımıza saldırmışlardır. Bunların ikmali, tahkimi ve takviyesi de FETÖ tarafından yapılmıştır. Hiç kimse demokrasi ve özgürlük kisvesiyle 6-8 Ekim şiddet olaylarının faillerini aklamaya, haklı çıkarmaya kalkışmamalıdır. Buna yeltenen kim varsa suça iştirak etmiş sayılacaktır. PKK/KCK’nın kuklası olan HDP ve diğer marjinal terör partileri Anayasa’nın 68’inci maddesinin 4’üncü fıkrasını açıkça çiğnemişler ve suç işlemişlerdir. Bunun yanı sıra Anayasa’nın 69’uncu maddesine göre, bölücülüğün ve terörün odağı haline gelmiş partilerin kapatılması inkar edilemez bir amir hükümdür."
"CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir"
HDP’nin 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmasının bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemesi gerektiğini kaydeden Bahçeli şunları söyledi: "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir.
- Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır. CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir. Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır.
"6-8 Ekim olaylarından ders alınmalı"
Boğaziçi Üniversitesine rektör atanmasına itiraz edenlerin, sırtlarını dönerek şovmenlik yapanların, terör örgütleriyle aynı kümeye girenlerin 6-8 Ekim olaylarından ders almaları, sivil itaatsizlik çarpıklığına özenmemeleri samimi tavsiyemdir. Terör örgütlerinin tazyik ve tahrikleriyle “Üniversitelere kayyum istemiyoruz” temalı protestolarla ABD’deki Kongre işgalinin aynı döneme denk gelmiş olması dikkat çekici ve tek kaynaktan beslenen bir eylem türüne işaret etmektedir.
- Ayrıca 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nin ardından CHP adayı etrafında şekillenen ve sokak tartışmalarıyla temellenen tehlikeli söylemler, 3 Kasım 2020 ABD Başkan Seçimi’nden sonra tetiklenen kavga ve kutuplaşma ortamıyla amaç-araç itibariyle farklı görülmemelidir.
Türkiye Cumhuriyeti sokakta kurulmamış, sokak sokak eylem yapan görevli ajanlara rehin bırakılmayacaktır. ABD’nin seçilmiş Başkanı’na ve seçim sonuçlarına saygı duyan, ama Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na sözde diyen CHP Genel Başkanı’nın hukuka ve milli iradeye savaş açması kendisini bekleyen makus sondan da asla kurtaramayacaktır."
Kılıçdaroğlu'na ateş püskürdü
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğl'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Sözde Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanmasına sert tepki gösteren Bahçeli şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı’na sözde demek öz itibariyle Türk milletine, demokrasi kültürüne, milli egemenlik ilkelerine hakarettir, hıyanettir, hürmetsizliktir. Zalimlerin ve Türkiye düşmanlarının yeminli sözcüsü olan Kılıçdaroğlu, FETÖ’ye, PKK’ya, MLKP’ye, DHKP-C’ye tutunmaktan, bu hain örgütlerle yol yürümekten derhal vazgeçmeli, teröristlerle bağını kesmelidir.
- Yoksa suç ve terör örgütleriyle irtibat ve iltisakının vebali kendisinin siyasi sonunu süratle hazırlayacak, milletimiz bu namertliği affetmeyecektir. İYİ Parti Başkanı’nın da heyecanla rezervini yaptığı terörist Demirtaş ile kahvaltı programını meçhul bir tarihe erteleyip masa edebiyatına son vermesi eve dönüş yolunda kendisini bihakkın rahatlatacaktır.