Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tüm dünyanın İsrail’e karşı tavır takındığını söyledi.
Cezayir dönüşünde açıklama yapan Erdoğan’ın gündeminde İsrail’in Gazze’dek katliamları, dünyadaki tepkiler ve ateşkes vardı. “Her şeyden önce herkes bir defa şunu bilmeli, Gazze bir Filistin toprağıdır” diyen Erdoğan, şöyle konuştu: “İsrail’in aşama aşama Filistin topraklarını işgali adeta bir kapkaç olayıydı. Ama artık devran böyle dönmüyor.”
“Şu anda tüm dünyanın İsrail’e karşı nasıl bir tavır takınmaya başladığını görüyorsunuz. Gazze’de gerçekleşen işgal, bazı ülkelerin yönetimlerini sessizliğe gömse de toplumların vicdanlarını harekete geçirdi. Sokaklarda Filistin’e destek olanların sayısı artıyor. İşte Almanya’ya bakın. İngiltere aynen bu şekilde. ABD’de Beyaz Saray’ın önünde neler olduğunu görüyorsunuz. Fransa’da, Latin Amerika ülkelerinde neler olduğunu görüyorsunuz.”
“Artık maşeri vicdan harekete geçti ve bununla birlikte İsrail’in sokakları bile hareketlendi. Herkes Netanyahu’ya ‘Artık git’ der hale geldi. Bazı yabancı ülke yetkilileri bize ‘Bundan kurtulmalıyız’ diyor. Bu sürecin ileri düzeyde devam edeceğine ihtimal vermiyorum. İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek. Zaten Netanyahu’nun mahkemelik bir durumu da var biliyorsunuz. Belki de oradan kurtulmak için böyle bir adımı atmış da olabilir. Fakat hangi yönde adım atarsa atsın, kurtulamayacak. Şu anda biliyorsunuz Filistin’de tutulan İsrailliler dahi ‘Bizi buraya sen mahkum ettin, bir an önce bu işten elini, eteğini çek. Biz de kurtulalım’ deme noktasına geldiler.”
“Şu anda insanlık feryat ediyor. Onlar tarihin doğru tarafında duranlardır. Günlerdir konuşuyoruz, Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu. Bosna’da, Kosova’da yine aynı şekilde yaşanan katliamlar görmezden gelindi, sessiz kalındı. Irak’ta, Suriye’de yine utanç verici sessizlik hakimdi. Bu kez öyle olmadı. Ülkelerin yönetimleri yine bildiğiniz gibiydi ancak halklar artık ‘Yeter bunca zulüm’ diyor. Gazze’de öldürülen bebekleri görüyor, isyan ediyorlar. Sokaklardan yükselen ses bir vicdani haykırıştır.”
“Sokakların çağrısı İsrail’i her geçen gün köşeye sıkıştırmaktadır. O sese kulak tıkayan siyasetçiler çok yakında bunun karşılığını halklarının demokratik tepkisiyle alacaklardır. Halklarının gözünde İsrail yanlısı tutumlarıyla soykırım destekçisi durumuna düşen liderlerin bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir. Vakit çok geç olmadan İsrail’in arkasında saf tutan devletlerin yönetimleri, uluslararası hukuka, insan haklarına, vicdani ve ahlaki değerlere uygun bir zemine gelmeli ve bu suçlara ortak olmamalıdır.”
“Hep birlikte mazlumların yanında yer almak suretiyle, zalimlerin attığı adımlardan onları kurtarmamız lazım. Ben Hamas’ın elinde bulunan sivillere yönelik herhangi bir olumsuz davranışının olduğuna veya olacağına inanmıyorum. İsrail’in elinde ciddi sayıda Filistinli var. Hamas şu anda onları kurtarmanın gayreti içerisinde. Katar’ın devreye girmesiyle süreçte yeni bir adım atılıyor. Öyle zannediyorum ki rehinelerin takasına bugün yarın geçecekler.”
Milli takımın başarısıyla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, Avrupa’da oynayan gençlerin neredeyse yarısının milli takıma aday olduğunu ve milli takımda yer aldığını hatırlattı. Erdoğan, “Yabancı futbolculardan çok bizim Avrupa’daki çocuklarımız takımlarımızda oynasalar herhalde o daha iyi olur. Başarı bildiğiniz gibi devamlı olmalıdır, aynı performansı milli takımımızdan Euro 2024 Avrupa Şampiyonası’nda da görmeyi isteriz” dedi. Öte yandan maçın ardından Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın telefonu aracılığıyla Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella ve milli futbolcularla görüştü.
Montella’yı kutlayan Erdoğan, “Almanya’da düzenlenecek şampiyonaya grup lideri olarak gitme imkanı yakaladık. Almanya’da zaten kendi sahamızda oynayacağız. Almanya ile yaptığımız hazırlık maçında oradaki seyircilerimizin desteğiyle nasıl adeta kendi sahamızda oynar gibi oynadıysak, şimdi şampiyonluğa giderken de bu imkanı yakalayacağız” diye konuştu.
Mısır yönetiminin Refah Sınır Kapısı’nda olumlu adımlar attığını söyleyen Erdoğan, “Gazzeli hastaların oradan çıkartılarak ülkemize getirilmesinin artarak devamını istiyoruz. En kısa zamanda bir Mısır seyahati düzenleyebilirim. Mısır’da ağırlıklı gündemimiz bu konular olacak. ‘Ne gibi adımlar atabiliriz, hastaların tahliyesinin önünü nasıl açarız?’ bunları konuşacağız. Bir an önce istiyoruz ki bu hastaların tamamını getirebilelim” dedi.
Yerel seçim çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Erdoğan “Büyükşehirler başta olmak üzere her ilde kamuoyu yoklamaları yaptık, yapıyoruz. 1 Aralık başkan adayı olmak isteyen ve görevden ayrılması gereken memurların istifaları için son tarih. Onların durumu da netleştikten sonra aralık ayının ortalarına doğru artık adaylarımızı peyderpey açıklamaya başlarız” diye konuştu.
“Ablukayı kırmak için neler yapılacak?” sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: “Ablukayı kırmak sadece bir miktar yardımın Gazze’ye sokulması ile gerçekleşmez. Ekonomik, siyasi, diplomatik, sosyolojik, kültürel birçok unsuru kullanarak hem ateşkesi sağlamalı hem de Gazze’ye yeterince yardımı ulaştırıp, İsrail tarafından yerle bir edilen kenti yeniden ayağa kaldırmalıyız. BM zeminindeki ablukayı da kırmalıyız. Filistinli mazlumların on yıllardır yaşadıklarını, onların seslerini duymayanlara duyurup, halkların bakış açılarını değiştirip, zihinlerdeki ablukayı kırmalıyız. ‘Müslüman öldüğünde sorun yok, Hıristiyan ya da Yahudi ölürse ancak problem vardır’ şeklindeki faşizan yaklaşımı darmadağın edip, ‘Ölen insansa orada sorun vardır’ kavrayışını hakim kılmalı ve bu sayede idraklerdeki ablukayı kırmalıyız. Filistin’in tarihsel sınırlarını, oradaki halkın kendi kaderini tayin hakkını, mülkiyet hakkını, yaşama hakkını, özgürlüklerini elinden alan Siyonistlerin ve destekçilerinin, dünyanın dilini ve gözünü bağlayan tüm ablukalarını yok etmeliyiz. Ancak böyle kalıcı barışı sağlamak mümkün.”
Hem Batılı hem de bazı Müslüman ülkelerin, katliamlara karşı tavrına değinen Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: “Batılı ülkelerde bir ülke hariç, maalesef bu işi sahiplenen yok. İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerekir. Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir. İsrail’in pervasızca Gazze’yi işgal etmesi, uluslararası hukuk, insan hakları, etik değerleri tanımadan etrafa saldırması karşısında sessiz, tepkisiz kalmak bir utanç vesilesidir. İslam dünyası Riyad’da sergilediği kararlılığın arkasında durmak ve alınan kararları uygulamak için birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeli ve tek yumruk olmalıdır.”
“O yumruk masaya olanca gücüyle vurulduğunda, İsrail’in işgale devam etmesi de zulümlerini sürdürmesi de mümkün olmayacaktır. Buradaki en önemli nokta tek yumruk olmak, olabilmektir. İsrail’in Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı devlet ve işgalci terörü bir insanlık suçudur, soykırımdır. Buna sessiz ve tepkisiz kalınamaz.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul, Ankara ve İzmir’de aday gösterilecek kişiler hakkında “Telaşlanmayın, vakti saati gelince duyarsınız” dedi. Erdoğan, dün AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan ek binanın inşaat alanını gezdi. AK Parti’de dün 31 yerel seçimleri için aday adaylığı başvurularının son günüydü. “İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerin adaylarını yakında duyar mıyız? Aralık ayı biraz geç gibi geldi” sorusu üzerine Erdoğan, “Telaşlanmayın. Vakti saati gelince duyarsınız” yanıtını verdi. Erdoğan, “Kafanızda belirlendi mi acaba isimler? İstanbul’da eski bir bakan mı görürüz acaba?” sorusunu ise gülerek “En uygun olanı göreceksiniz” şeklinde yanıtladı. Parti temayül yoklamasını 26 Kasım Pazar günü elektronik ortamda tüm illerde aynı anda yapacak.
“Yahudiler ayrıdır, Siyonistler ayrıdır” vurgusu yapan Erdoğan, “Şu anda İsrail’deki olay Siyonizmin en önemli adımlarından bir tanesidir. Batı’nın İsrail’e karşı olan tavrında da Siyonizme karşı bir dik duramayış vardır. Maalesef Türkiye’de de buna mağlup olan, mağlup olmanın yanında onların eşiğinde giden yapılar mevcut. Mesela, ana muhalefetin başındaki isim Netanyahu’nun ağzıyla konuşuyor. Benim ülkemde ana muhalefetin başındaki insan Netanyahu’nun ağzıyla konuşursa, Türkiye’de bizim topraklarımızın suyundan hiçbir şey alamamış demektir. Bunlara gereken dersi benim milletim verecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, çevrimiçi G20 Liderler Zirvesi’ne katılarak liderleri Gazze konusunda adım atmaya davet etti. Erdoğan, canlı bağlantıyla katıldığı zirvede şunları söyledi: “G20 ülkeleri olarak karşılaştığımız sınamalara sürekli yenileri ekleniyor. Ukrayna’daki savaş devam ederken 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Biliyorsunuz, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü. 7 bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bu günü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi bu çocuklarla birlikte 14 bin sivilin en temel hak olan yaşama hakkını onların elinden aldı.”
“Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı. Ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkar ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulunacak kadar kontrolü kaybettiler. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği üzere bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bunları yapanlar insanlığın vicdanı ile birlikte uluslararası hukuk önünde de muhakkak hesap vermelidir.”
“Biz hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmüyoruz. Buradaki tüm liderleri de İsrailli, Filistinli, Yahudi, Müslüman, Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet ediyorum. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılması olumlu bir gelişmedir. Bu adımın önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Son olaylarla birlikte 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan İsrail ile yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının ehemmiyetini hep birlikte tekrar gördük.”
“Sizleri bu kapsamda iki devletli çözümü için de inisiyatif almaya çağırıyorum. Biz Türkiye olarak garantörlük dahil kurulacak yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız. Bölgeye yönelik insani yardımlarımızı da devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı, insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gerekli adımları atmaya davet ediyorum.”