'Mahrem hizmetler yapılanması' davasında üçüncü celse tamamlandı

Yeni Şafak
18:5626/07/2017, Çarşamba
G: 26/07/2017, Çarşamba
AA
Arşiv.
Arşiv.

Örgütün, "mahrem hizmetler yapılanmasına" dahil olduğu gerekçesiyle haklarında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan 138 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), "mahrem hizmetler yapılanmasına" dahil olduğu gerekçesiyle haklarında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan 138 kişinin yargılandığı davanın, üçüncü celsesi tamamlandı.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan sanık Koray Çavrar, uzun yıllar jandarma subay olarak görev yaptığını, iddianamede örgütsel bağı olduğu ifade edilenlerin de jandarma personeli olduğunu ifade etti.

Hakkındaki FETÖ üyeliği iddiasını kabul etmeyen sanık Çavrar, darbe girişiminden sonra Marmaris'teki suikast timinin yakalanmasında görev aldığını beyan ederek, mahrem imam olduğu iddialarını reddetti.

Çavrar, "İddianamede belirtildiği gibi örgütün mahrem hizmetler yapılanmasında görev almadım. Ben hiçbir şekilde örgütsel bir bağ içinde yer almadım. HTS irtibatlı olduğum kişilerin hepsi jandarma personelidir. İrtibatlarımın sebebi mesai arkadaşlarım olmasıydı. MASAK raporlarındaki aleyhe hususları kabul etmiyorum. Benim gerçekleştirdiğim ve bana gelen bütün para transferleri hayatın normal akışındadır. Kaçma şüphem yoktur, bu aşamada tahliyemi, yargılama sonunda da beraatımı talep ediyorum." ifadelerini kullandı.

Savunması için söz verilen Mahir Çimentepe de mahrem hizmetler yapılanmasında yer aldığı iddiaları kabul etmedi.

İddianamede kendisi hakkında yer alan suçlamaların doğruyu yansıtmadığını öne süren sanık Çimentepe, "İddianamede yer alan numaralardan sadece biri bana aittir. Diğer numaraları bilmiyorum. İddianamedeki ByLock kullanıcısı olduğum iddiasını da kabul etmiyorum. İddianamede eşim ve kardeşimle ilgili suçlamaları reddediyorum. MASAK raporundaki para transferlerim örgütsel bir amaçla gerçekleşmemiş olup hayatın normal akışında yapılan para transferleridir." diyerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Tunceli Üniversitesinin eski görevlilerinden Sanık Mehmet Küçük, 20 yıllık meslek hayatı boyunca devletten başkasına hizmet etmediğini ileri sürdü.

FETÖ üyesi ve "mahrem imam" olmadığını savunan Küçük, fakültede bölücü terör örgütü sempatizanlarının propaganda amaçlı yaptığı faaliyetleri engellemeye çalıştığını öne sürdü.

Küçük, hakkında itiraflarda bulunan kişinin kendisini tanımadığını, beyanları arasında çelişkiler bulunduğunu iddia ederek, "Herhangi bir örgüt yapılanmasıyla ilişkim yoktur. İddianamedeki telefon numarası bana ait değildir. Hakkımda iddia edilen ByLock uygulamasını indirmedim, kullanmadım. İkametgahımda yapılan aramada Fetullah Gülen'e ait kaset bulunduğu hususunu kabul etmiyorum." diyerek tahliye talebinde bulundu.

FETÖ, tepe yönetimiyle irtibatını kabul etmedi

İddianamede FETÖ'nün iş dünyası yapılanmasında TUSKON eski yönetim kurulu üyelerinden olduğu, FETÖ'nün tepe yönetiminden Tuncay Delibaş, İrfan Yılmaz ve Ziya Demirel ile irtibatı bulunduğu ifade edilen sanık Mehmet Baysal da suçlamaları kabul etmedi.

Turizm sektöründe çalıştığını belirten sanık Baysal, "Terör örgütünün mahrem yapılanmasında asla yer almadım. Bu kavramı da ilk kez iddianamede gördüm. Ben turizmciyim emniyetle ilgili hiç bir ilgim olmamıştır. İddianamede geçen iki telefon numarası bana aittir ve ben bu telefon numaralarıyla hiçbir suç işlemedim. ByLock kullandığım iddiasını da kabul etmiyorum. FETÖ'nün tepe yöneticileriyle irtibatım olduğu söyleniyor. Ben bu yöneticileri tanımıyorum." şeklinde savunma yaptı.

Kamuoyunda Bank Asya'yı kurtarma operasyonu olarak bilinen dönemde bankaya para yatırdığı iddialarını da kabul etmeyen sanık Baysal, "Ben örgüt liderinin talimatıyla Bank Asya'da hesap açtırmadım ve yatırmadım." sözlerini kullandı.

Baysal, 2010 KPSS soruşturmalarında şüpheli olduğu ve kapatılan Turgut Özal Üniversitesine örgütsel amaçlı para göndermesi suçlamalarının da doğruyu yansıtmadığını iddia etti.

Savunma yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmediği davanın görülmesine yarın devam edilecek.

İddianame

İddianamede, 27 Temmuz 2016 akşamı TEM Dairesi Başkanlığı Nöbetçi Amirliğini arayan ve ismini vermek istemeyen bir kişinin "elinde çok önemli bilgilerin olduğunu, bu bilgileri kapalı bir zarf içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğü binasının alt kısmında kalan Cemal Süreyya Parkı'ndaki bir çöp bidonunun içerisine bıraktığını, bu bilgilerin detaylı şekilde incelenmesi sonucunda FETÖ/PDY ile alakalı çok önemli konuların çözüleceğini" beyan ettiği belirtiliyor.

İhbarda belirtilen çöpün incelenmesi sonucunda, sarı renkli bir zarfta 11 sayfa, beyaz renkli ikinci zarftaysa 6 sayfadan oluşan isim listesi olduğunun belirlendiği bildirilen iddianamede, burada isimleri yer alan kişiler hakkında soruşturma açıldığı kaydediliyor.

Savcılık soruşturması sonucunda, ihbarda isimleri yer alan kişilerin FETÖ/PDY üyesi oldukları ve örgütün mahrem hizmetler yapılanmasında görev üstlendiklerinin belirlendiği ifade ediliyor.

#Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi
#dava
#FETÖ
#sanık