Allah rahmet eylesin 50 bine yakın vatandaşımız şehit oldu, şehirler yıkıldı. Bazı ilçelerimiz neredeyse sıfırdan yapılma noktasına geldi. Tam depremin yaraları sarılmaya başlanırken, maalesef dünkü sel felaketiyle büyük bir yıkım daha ortaya çıkmış oldu.
Çok acı bir tablo ile karşı karşıyayız, Allah bir daha bu milleti böyle imtihanlarla sınamasın. Biz bu afetler meselesini Türkiye’nin önemli önceliği olarak kabul ettik, millet can derdindeyken bizim siyaset derdinde olmamızın asla doğru olmadığını kabul ettik.
Şarkılı türkülü bir kampanya olmayacak. Afetleri siyasi malzeme olarak kullanılmaması lazım. Eleştirilere açığız ama bunlar siyasi malzeme değil.
Her aday ve partiler sahaya çıkacaklar ve görüşlerini ortaya koyacaklar, deprem üzerinden bir siyaset yapılmasına da karşıyız.
Büyük bir yıkım, devlet ilk andan itibaren sahada oldu, sonuçta bu kadar büyük bir felakette düşünün Avrupa’da birçok ülkeden daha büyük bir alanda ortaya çıktı bu deprem dolayısı ile burada samimiyetle sahada çalışıyor bundan sonraki afetlerin önlenebilmesi için de yanlışlıkların ortaya koyulması lazım.
Bu bir milli meseledir, siyasi tartışmaların konusu değildir.
Türkiye’de her vatandaşımızın siyasete girme hakkı vardır, hiçbir vatandaşa siyasete girme denilemez. Hatay Valisi Doğan ilk andan itibaren mücadele etmiş birisidir. Herhangi bir görevden biri ayrıldığı zaman da onun yeri boş kalmaz, kendi tercihidir ama sonuçta aday olma hakkı yoktur diyemeyiz.
Bakanlarımız can hıraş bir çalışma içindeler, birinci meselemiz yaşanan felaket.
YSK ilanını yaptı, vatandaşlarımız deprem bölgesinden başka yerlere geçmiş olan vatandaşlarımız gittikleri yerlerde oy kullanabilirler. Evleri yıkılmış olan vatandaşlarımızın da konteyner ve çadırları adres göstererek oralarda oy kullanabilirler.
Esas mesele vatandaşımızın oy kullanarak demokrasiye katkıda bulunma isteğidir.
Hiçbir zaman bir pazarlık ittifakı olarak görülmedik, bu konuda MHP ve Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye teşekkür ederiz. Yeniden güçlü bir Türkiye’yi kurma ortak hedefinde buluştuk, önümüzdeki yüzyılı Türkiye’nin yüzyılı yapma hedefiyle bir araya geldik.
Şuna şu bakanlık verilecek, buna şu koltuk verilecek pazarlıkları olmadan ilkesel çerçevede yolumuza devam ediyoruz. Diğer siyasi partilerin de bu ittifakın içinde olması asla bir pazarlık konusu olmamıştır, bundan sonra ittifakı katılacak olan partiler de bu ittifak için oy verecekleri zaman kendi politik kimliklerini bir kenara bırakıp AK Parti’nin içine girme durumu söz konusu olamaz yine kendi kimlikleri olacak, kendi kimlikleri ile siyasete devam edecekler.
Türkiye’nin çıkarına olan ‘Evet ben de varım’ diyen herkese kapımız açık.
Yenide Refah ve HÜDAPAR ile görüşmeler sürüyor. Tekraren söylemek istediğim şey şudur, Yeniden Refah Partisi kendi politik kimliği olan bir siyasi partidir, burada yapılmak istenen şey ortak hedefler istikametinde bir yönelim tespit etmektir burada da şu ana kadar yapılan görüşmelerde bir sorun görünmüyor.
Bir koalisyon protokolü yapılmıyor, biz bu ittifaka katılacak partilerin çoğalması için gayret sarf ediyoruz, bu gibi konuların tartışıldığı bir zemin zaten ortada yok. Burada bir müşterek irade beyanı var, Sayın Cumhurbaşkanımızın adalığını desteklemek için son derece olumlu ve pozitif bir yaklaşım var.
AK Parti yeni kurulmuş bir siyasi parti değil, biz kadın hak ve hukukunun korunması için her türlü tedbiri alırız dolayısı ile aile ve kadının güçlü bir şekilde var olması için yaptığımız çalışmalar ortadadır. Bu 6284 kanunu bu seçimin bir konusu değildir.
Şu ana kadar neredeyse sorunsuz gelmiş olan bir ittifaktan bahsediyoruz, bu işi sorunsuz olarak buraya kadar getirmek Türkiye için çok hayırlı oldu. Bu partilerin gelin buraya ittifak yapalım işbirliği yapalım ve bu işbirliği çerçevesinde siz kendinizi unutun diyemeyiz. Türkiye siyasetinin merkezini AK Parti inşa etmiştir, on yıllar boyunca da devam edecektir. Bu ana istikamette yürürken kendi parti programları farklı olan partilerle işbirliği yapmak onların görüşlerinin benimsendiği ya da işbirliği yapmadığımız partilerin görüşlerinin benimsenmediği anlamına gelmez.
3 dönem kuralını şu nedenle önemsiyoruz, son rakamlar yaklaşık 11,5 milyon siyasi üyesi olan bir partiyiz. Partide hizmet edilecek olan tek yer milletvekilliği değildir, çok dinamik teşkilatlarımız var, belediyelerimiz var ve bütün bunların hepsinde iktidar partisi olan AK Parti var. Burada bir yenilenme sağlaması bakımından 3 dönem kuralının istisnasız olarak uygulanmasının Türkiye siyasetine bir dinamizm katacağını düşünüyoruz. Kararı verecek olan Cumhurbaşkanımızdır.
Bunların hepsi kulistir, Ankara gazeteciliğinin kulisidir. Siyaset dedikodu ile yönlendirilmez, şu anda tek bir önceliğimiz vardır, Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden açık ara seçilmesidir. 14 Mayıs seçimi Allah’ın izni ile Türkiye Yüzyılı’nın kapısını sonuna kadar açacaktır.
HDP’nin oyu olmadan Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçimde yarışa ortak olması dahi mümkün olamaz, bunu siyasetle ilgilenen herkes biliyor. CHP’nin Kılıçdaorğlu’nu seçtirmesi için HDP ile konuşması olası bir şeydir. Ama masa kurulduğundan beri HDP o masada var oldu, biz söylediğimizde alındılar ama gerçek budur. Fiilen olmasa da HDP her zaman o masadaydı.
Malumun ilamı diye bir şey var, bilineni görünür hale getirecekler.