Yeni eğitim yılı koronavirüs salgını nedeniyle ‘uzaktan’ başlarken, okulların 21 Eylül’de açılması düşünülüyor. Eğitimciler eşit şartlarla imkanların sağlanması gerektiğini belirtirken, doktorlar ise ‘virüsle yaşamayı öğrenmeli, sıkı tedbirlerle okula dönülmeli’ görüşünde. Ebeveynler, çocukların hijyen konusunda tehlikeye açık olması açısından endişeli.
EŞİT ŞARTLARDA ONLİNE EĞİTİM
Yavuz Selim Yanıl Türk Eğitimsen İskenderun Başkanı, “Okulların açılmasıyla ilgili Bilim Kurulu’nun önerilerini önemsiyorum. Dezavantajlı bölgelerdeki çocukların interneti ya da bilgisayarı olmadığı için canlı eğitimlere katılamıyorlardı. Ayrıca, özel okullar da şu süreçte eğitim faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Çocukları sekiz on kişilik sınıfa alıyorlar. Hem toplumun sağlığını tehlikeye atıyorlar hem de eşitlik ilkesini çiğniyorlar. Maddi durumu yeterli olmayan vatandaşın çocuğu eğitim alamazken ya da uzaktan eğitim alırken bunlar kafalarına göre davranıyor. Eğer bu sıkıntılar giderilir ve herkese eşit eğitim sağlanırsa uzaktan eğitimin doğru olacağını düşünüyorum” dedi. Eğitimci Esra Öztürk İşler, “Düzgün bir alt yapıyla online eğitime devam edilmeli. Öğrenciyi sıkı takip ettiğiniz zaman başarıya ulaşabiliyorsunuz. O yüzden EBA yeterli kalmıyor. Öğretmenlere düşen görev çocukların birebir ders takibini yapmak. Ülke olarak baktığımızda en ücra köşelerde online eğitim altyapısı hazır olmayabilir belki ama her öğretmenin öğrencisine ulaşması artık kolay. Bu iş tek başına devletin ya da Milli Eğitimin altından kalkabileceği bir durum değil herkese yük düşüyor” ifadelerini kullandı.
ŞU SÜREÇTE OKULUN AÇILMASINI İSTEMEM
Çalışan anne Seher Ökten, “Beş yaşında kızım var. Çalıştığım için yuvaya gönderiyordum. Bugünkü verilere bakıldığında okullar kesinlikle açılmamalı. Yaz olmasına rağmen veriler giderek artıyor. Düşüş olmuyor. Daha arttı çalışan bir anne olarak çocuğumu okula göndermek zorundayım ama şu süreçte açılmamasını istiyorum” dedi. İki çocuk annesi Saliha Yıldırım ise şunları söyledi: “İki çocuğum var. Biri ortaokul diğeri liseye gidiyor. Ben okulların açılmamasını istiyorum. Çünkü çocuklar gayet rahat davranıyorlar. Kendilerini hasta etmeseler bile başkalarına virüsü taşıyacaklarını düşünüyorum. Sağlık daha önemli umarım açılmaz.” Evde ders çalıştırırken çok zorlandığını dile getiren Özge Cihan, “9 yaşında oğlum var. Evde ders çalıştırmakta çok zorlandık. Okuldaki gibi olmadı. Yeterince önlem alınırsa en iyi eğitimin okuldan olacağını düşünüyorum” dedi.
VİRÜSLE YAŞAM ÖĞRENİLMELİ
- Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr.Hacer Kuzu Okur şunları söyledi: “Okul gibi kapalı ortamlarda, yeterli tedbir alınmadığında virüslerin kolayca bulaşabildiğini biliyoruz. Çocuklar belirti göstermeyen taşıyıcı olabilirler ve hem kendi aralarında hem de aile fertlerine bulaşma açısından etkili olabilirler. Bu durumun önüne geçmenin en etkili yolu, gerekli tedbirleri almaktır.” Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander de “Virüsün ne zaman gideceği belli değil. Ne kadar kalacağı belli değil. İnsanların ekonomik hayatını ne kadar etkileyeceği belli değil. Virüsle yaşamayı öğrenmeli ve ona göre tedbirler almalı. Çocukların geleceği var. Virüsle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Servislerin dizayn edilmesi, esnek saatlere yayılmalı ve kalabalıklar olmaması çok önemli. Öğrenciler virüsle mücadele için eğitilmeli” ifadelerini kullandı.