Korkuyoruz ama tedbir almıyoruz

Aybike Eroğlu
03:0217/08/2019, Cumartesi
G: 17/08/2019, Cumartesi
Yeni Şafak
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde resmi rakamlara göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti,
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde resmi rakamlara göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti,

Marmara Bölgesi’nde büyük yıkıma ve travmaya yol açan 17 Ağustos depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Türkiye o günden sonra her sarsıntıda, “depreme hazır mıyız, değil miyiz” tartışmaları yapıyor. Son deprem anketine göre, vatandaşların yüzde 49,1’i bir depremde evinin hasar göreceğini veya yıkılacağını düşünüyor.

Marmara Bölgesi'nde büyük yıkıma neden olan 17 Ağustos depreminin üzerinden tam 20 yıl geçti. Başta Kocaeli, Sakarya, Yalova, İstanbul, Bolu, Düzce olmak üzere tüm Marmara Bölgesi'nde büyük yıkımlar yaşanan depremde 96 bin 808 konut ve 15 bin 944 iş yeri yıkıldı, 231 bin 364 konut ve 32 bin 569 iş yerinin de hasar gördü. Türkiye tarihinin en ağır hasarlarından birine neden olan depremde resmi raporlara göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybederken, 23 bin 781 kişi de yaralandı.

HALA AKILLANMADIK

Depremin bu denli çok can kaybına neden olmasının temelinde kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan bina inşaları ve daha ucuz yoldan bina yapmaya çalışan müteaahhitler gösterildi. 1999'dan beri deprem olduğunda bu tartışmalar gündeme geldi. Areda Araştırma Şirketi, aradan geçen 20 yılda Türkiye'nin deprem algısını araştıran bir çalışmaya imza attı. 6-9 Ağustos tarihleri arasında yapılan ve bin 539 kişinin katıldığı araştırmaya göre, ev alırken depreme dayanıklı olup olmadığına baktırmayan katılımcıların oranı yüzde 70.

ÖNCELİK FİYATA VERİLİYOR

Araştırma kapsamında “
Yaşadığınız konutu seçerken dikkate aldığınız en önemli faktör nedir?
” sorusuna, katılımcıların yüzde 35,9 'fiyatı' derken, yüzde 30,5 ise 'depreme dayanıklı olması' cevabını verdi. Katılımcıların üçte birinin depreme dayanıklı veya güvenli bir konutta yaşamak istediğini ortaya koyan araştırmaya göre, akraba yakınlığının, yeşil alan ve sosyal çevre, lokasyon ve işyerine yakınlık gibi faktörler ev seçiminde etkili oluyor.

GÜVENMİYORUZ AMA!


Yaşadığınız evin güvenli olduğunu düşünüyor musunuz?
” sorusu yöneltilen katılımcıların yüzde 34,8'i oturduğu evi güvenli bulurken, yüzde 42'si kısmen güvenli bulduğunu, yüzde 23,2'ise güvenli bulmadığını belirtti.
Aynı araştırmada “
Binanın depreme dayanıklı olup olmadığına ilişkin kontrol yapıldı mı?
” sorusuna 'evet' diyenlerin sayısı 18,8'de kaldı. Bu soruya 'hayır' diyenlerin oranı ise yüzde 47,3 oldu. Yüzde 33,9'luk kesim ise haberi olmadığını ifade etti.

YÜZDE 30 EV ALIRKEN ARAŞTIRIYOR


Evinizi alırken, kiralarken depreme dayanıklı olup olmadığını araştırdınız mı?
” diye sorulan vatandaşların çoğunun verdiği cevap ise hala depreme önem vermediğimizin kanıtı gibi oldu. Ankete göre, ev alırken veya kiralarken depreme dayanıklı olup olmadığını araştıranların oranı yüzde 30. Bunu araştırmayanların oranı ise yüzde 70 oldu.

Olası bir depremde evinin hasar göreceğini ya da yıkılacağını düşünenlerin oranı yüzde 49,1
olurken, yıkılmayacağını düşünenler ise yüzde 50,9 olarak belirlendi.
  • Hazır değiliz
  • Araştırmaya katılanların yüzde 79,9’u deprem tecrübesi yaşadığını ifade ederken, yüzde 20,1’i yaşamadığını söyledi. Verilere göre, kendini depreme hazırlıklı hissetmeyenlerin oranı yüzde 78,4 olurken, hazırlıklı olduğunu hissedenlerin oranı 21,6 da kaldı. Depreme hazırlığın en önemli adımı olan çanta hazırlama girişiminde de sınıfta kaldık. Ankete göre, yüzde 8,4 oranında vatandaşın deprem çantası hazırken, yüzde 91,6’sının ise çantası hazır değil.
  • Eski yapılar büyük risk
  • Araştırmaya katılan vatandaşların yüzde 41,5’i oturdukları binanın 21 yıl üzeri yaşta olduğunu belirtirken, sadece yüzde 15’i yeni bir binada oturduğunu söyledi. Söz konusu binaların ülkemizin son yıllarda yaşadığı en büyük doğal afetlerden olan 1999 depremini tecrübe etmiş yaşam alanları olması göz önüne alındığında, olası bir depremden olumsuz etkilenmesi ise kaçınılmaz olarak yorumlandı. Araştırmada, büyük çaplı bir depremde ülkemizdeki bina stokunun yarıya yakın kısmının hasar veya yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.

Asrın felaketi


17 Ağustos 1999 saat 03.02’de başlayan deprem, yaklaşık 45 saniye sürdü. Binlerce insanı uykuda yakalayan felaket, Marmara Bölgesi’nde çok büyük bir yıkıma neden oldu. Depremin merkez üssü Gölcük başta olmak üzere İzmit, Adapazarı ve İstanbul’da binlerce ev ve iş yeri yerle bir oldu. Türkiye’nin verdiği en büyük insani yardım sınavı olan depremde, resmi rakamlara göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı. Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biri olarak kayıtlara geçen depremde, depremde 96 bin 808 konut ve 15 bin 944 iş yeri yıkıldı, 231 bin 364 konut ve 32 bin 569 iş yerinin de hasar gördü, on binlerce insan evsiz kaldı. Marmara Bölgesi’ne bir kabus gibi çöken deprem, yayıldığı alan, şiddeti ve etkileri açısından ‘’asrın felaketi’’ olarak nitelendi. Yaşananlardan sonra Türkiye’de geçerli olmak üzere deprem yönetmeliği çıkarıldı, zorunlu deprem sigortası gibi birtakım düzenlemelere gidildi.



#17 Ağustos 1999
#Deprem