Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü gibi hareket eden İsrail'in canice eylemlerine karşı caydırıcı adımlar atılması gerektiğini belirterek, “Hepimize, özellikle Birleşmiş Milletler'e önemli görevler düşüyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 79’uncu Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye gitti. Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Zirveye hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim” dedi. 24 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu'na hitap edeceğini belirten Erdoğan, özellikle Gazze'deki soykırıma ve İsrail'in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımları gündeme getireceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları kaydetti:
GAZZE’Yİ NAZİ İMHA KAMPINA ÇEVİRDİLER
“Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracak. Açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleştiriyor. İsrail hükümeti bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze'deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor. Neredeyse 1 yıldır devam eden zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımın engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle BM’ye önemli görevler düşüyor.”
İSRAİL’İN AMACI SAVAŞI BÖLGEYE YAYMAK
“İlk günden beri İsrail'in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan'a yönelik son saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyon ve tahrike başvurmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya yönelik artan saldırı ve tacizler de aynı kirli senaryonun birer parçasıdır. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor.”
DEVLET DEĞİL TERÖR ÖRGÜTÜ
(İsrail'in Lübnan'a düzenlediği siber saldırı) “İsrail devlet gibi değil, terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları devreye alması, bunun en net ifadesidir. İsrail bu saldırıyla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, nefret edici emellerine ulaşmak için her yolu deneyebileceğini açıkça ortaya koymuştur. Şu an bölge büyük bir krizle karşı karşıya. Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail'in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakıp caydırıcı adımlar atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail'i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi, geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır. Diğer taraftan Lübnan'da düzenlenen saldırı, milli teknolojilerin sadece savunma sanayii alanında değil çok daha geniş bir çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Biz de bu gelişmeler karşısında farklı tedbirler almak suretiyle bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.”
Akan kanın durması gerek
BM'de görüşeceği tüm liderlerle başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında akan kanı durdurmayı ele alacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Filistin ile birlikte tüm çatışma bölgelerinde yaşananları ve ne yapılması gerektiğini değerlendireceğiz. Çünkü insanlar çocuk, kadın, yaşlı... Ölüyor. Artık rakam 45 binin üzerine çıktı.
Bu yenilir, yutulur değil. İnşallah Türkiye olarak bugüne kadar bu mücadeleyi nasıl vermişsek, özellikle dünya Siyonizminin şu anda Orta Doğu'da estirdiği ölüm fırtınasına karşı, Türkiye olarak biz neler yapabiliriz bunun gayreti içerisinde olacağız.”
Suriye ile çözüme hazırız
Erdoğan, Suriye ile normalleşmenin ne aşamada olduğu konusunda şu bilgileri verdi: “Türkevi, inşallah bu defa çok farklı görüşmelere, çok farklı ilişkilere vesile olacaktır. Suriye'deki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini ortaya koyacağız. Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriye'nin birlikte atabileceği adımlar, Şam yönetiminin, muhaliflerin bir süredir Suriye'de çatışmasızlığı sağladığını görüyoruz. Bu durum, kalıcı çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu konuda çağrımızı yaptık. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem de böylesi bir görüşme neticesinde inşallah başlar diye inanıyorum.”