Karadeniz Tahıl Girişimi: Dünyanın ümit ışığı söndü mü?

Mahmut Osmanoğlu
04:004/08/2023, пятница
G: 4/08/2023, пятница
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

BM Genel Sekreteri Guterres, Karadeniz Tahıl Girişimi Anlaşması yapılınca “Bu bir ümit ışığıdır” demişti. Rusların iki kez uzatılan anlaşmayı askıya almasıyla birlikte herkesin sorduğu soru şu: “Ümit ışığı söndü mü?” Ruslar ayarını kıstı ama “ümit ışığı”nın yeniden canlandırılmasında tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde olacak.

Rusya’nın Karadeniz Tahıl Girişimi’ni (KTG) , şartları yerine getirilene kadar, 17 Temmuz 2023’den itibaren askıya aldığını ilan etmesinin ardından, internette deniz yolları haritasını incelediğimizde şu tablo görünüyor. Dünyadaki diğer deniz rotaları gemi kaynıyor ama, son gemi TQ Samsun Rusya’nın anlaşmayı askıya alma tarihinden hemen önce Odesa Limanı’ndan ayrıldığından beri Ukrayna’nın Karadeniz sahilleri boş bir manzara veriyor.

Oysa, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 27 Temmuz 2022 tarihinde İstanbul’da, Türkiye’nin büyük katkıları ile Ukrayna, Rusya, Türkiye ve BM arasında Karadeniz Tahıl Girişimi imzalandığında “Bugün, Karadeniz’de, dünyanın her zamandan fazla ihtiyacı olan, ışık var, bir ümit ışığı, bir ihtimal ışığı, bir yardım ışığı var” demişti.

Gerçekten de öyle idi. Rusya ile birlikte Ukrayna savaş öncesi dünyanın yaklaşık %30 oranında tahıl ihtiyacını karşılıyordu. Sadece Ukrayna dünya çapında 400 milyon insanı besliyordu.

Rusya’nın Ukrayna’ya Karadeniz’deki ablukası yüzünden Ukrayna buğday, mısır ve ayçiçeği yağını uluslararası piyasalara ulaştıramadı. Rusya ise Batı’nın kendisine uyguladığı yaptırımlar nedeniyle aynı akıbete duçar kaldı.

Etkilenen ise tüm dünya oldu. Gıda güvenliği tehlikeye girdi, arz azalınca fiyatlar yükseldi.

Alım gücü yüksek olan ülkeler için kısa erimde sıkıntı olmasa da, fakir ülkelerin yükü arttı ve gıda güvenlikleri tehlikeye düştü. Altını kalın çizgilerle çizeceğimiz Türkiye’nin (Erdoğan diye de okuyabiliriz) olağanüstü çabalarıyla Karadeniz Tahıl Girişimi ya da tahıl koridoru gerçekten de “bir ümit ışığı” oldu.

Anlaşmanın iki yüzü vardı. Birinde Ukrayna tahılının ihracı, diğerinde ise Rus tahılı ve gübresi önündeki uluslararası engellerin kaldırılması ve dolayısıyla da ihracının sağlanması.

3 limandan 3 kıtadaki 45 ülkeye tahıl

Anlaşma uyarınca Ukrayna’nın üç limanından yüklenecek tahıl, yine anlaşma uyarınca oluşturulan Ortak Koordinasyon Merkezi’nin denetimi altında dünyanın dört bir yanına ihraç edilecekti.

Anlaşma 120 günlüğüne yapıldı, sonra bir 120 gün daha uzatıldı ve son olarak da Rusya’ya göre 60 gün BM’ye göre 120 gün uzatıldı.

Bir yıla yakın bir zamanda KTG koridorunu kullanan binden fazla gemi 33 milyon tona yakın tahılı dünyada 45 ülkeye taşıdı. Anlaşmanın imzalanması dünya piyasalarını rahatlattı ve fiyatlar düşmeye başladı. Ancak, Rusya süreç boyunca hep kendilerine verilen sözün tutulmadığını gündeme getirdi ve bu şartlarda devam edemeyeceğini söyledi, nitekim 17 Temmuz 2023 itibarıyla da anlaşmayı askıya aldığını duyurdu.

17 Temmuz 2023 yani Rusya’nın anlaşmayı askıya aldığı tarihte yeniden başa dönülmüş oldu.

Rusya neden çekildi

Birleşmiş Milletler’in yalanlamasına ve ilgili ülkelerle görüştüğünü açıklamasına rağmen Rusya anlaşmanın kendi tarafında bir etkisi olmadığını ve sözlerin tutulmadığını hep söyleyegeldi.

Rusya, Batı’dan, kendisinin zirai ürünleri bağlantılı yaptırımlarının kaldırılmasını, sigorta şirketleri, liman hizmetleri ve kendisine iş yapan gemilerin yaptırıma uğramamasını istiyor.

SWIFT sisteminden çıkarıldığı için, yerel paralarla ödeme gibi alternatifler bulmaya çalışsa da, ticareti felç olmuş durumda. Bu çıkmazdan, en azından anlaşma kapsamında çıkmak istiyor ve tahıl inisiyatifi anlaşmasına dönmek için bankalarının SWIFT sistemine yeniden bağlanmasını ön şart olarak masaya koyuyor.

Ayrıca, Ukrayna’dan ihraç edilen tahılın fakir ülkelere değil de zengin ülkelere gittiğini söylüyor.

Batı Rusya’yı tahılı bir silaha dönüştürmekle suçlasa da bu konuda tek suçlu Rusya değil. BM anlaşmasını işlevsiz kılan Batı yaptırımları. Batı Rus sistemini kilitledi. Rusya’nın tekrar masaya oturmasını sağlamak için, sıkı denetimler altında, Rus tahıl ve gübresine özel istisna verilebilir. Böylece hem yeniden artışa geçen fiyatlar dizginlenir ve hem de gıda güvenliği tehdidi hafifletilmiş olur.

Ukrayna ve AB alternatif arayışında

KTG Ukrayna’nın elini rahatlatmıştı. Kimseye muhtaç olmadan, kendi limanlarından ihracatını yapıyordu.

Avrupa Birliği savaşın ilk zamanlarında “Dayanışma Yolları” adı altında Ukrayna’ya ihracat kanalları açmaya çalıştı. Belli oranda başarılı da oldu ama maliyetin aşırı artması bir tarafa müttefik ülkeler içerisinde bile siyasi, ekonomik tartışmalar ve anlaşmazlıklara sebep oldu.

Dolayısıyla, depolama vs. gibi altyapı bir tarafa, alternatif kara ve demiryolu (AB ile Ukrayna demiryollarında kalibre farkı var) seçenekleri de sınırlı gözüküyor.

KTG yeniden başlatılamazsa Ukrayna tahılı daha çok Romanya üzerinden uluslararası piyasalara sunulacak. Polonya üzerinden transit geçişler de yoğunluk kazanacak bir başka rota olacak. Ama Polonya’nın bu geçişleri yavaşlattığını da hatırlatmak gerekiyor.

Baltık kenarındaki limanlardan da ihracat imkânı var, ancak maliyet ve altyapı faktörü burada da gündeme geliyor. Yukarıda maliyet demiştik, Avrupa Ukrayna’dan belli ölçekte tahıl çekebilecek ama maliyetler katlandıkça da o tahıl rekabet edebilir olmayacak ve fakir ülkelerin işine yaramayacak.

Karadeniz Tahıl Girişimi’nin devam etmemesinin dünyaya zararları

Karadeniz yeniden savaş ortamına dönmüş olacak ve dolayısıyla seyrü sefere kapanacak. Anlaşmanın askıya alınması sonrasında hem Rusya hem de Ukrayna’nın karşı tarafın limanlarına giden gemileri meşru hedef olarak ilan ettiklerini hatırlamakta fayda var.

Rusya-Ukrayna savaşı başladığında gıda ile ilgili gündeme gelen gıda güvenliği, fiyat artışları, açlık sorunları tekrar gündeme gelecek. Fiyatlar zaten yükselmeye başladı.

Ukrayna açısından sadece stokları eritememe değil, yeni dönem için mahsulün ekilmemesi kaynaklı rekolte düşüşü de yaşanabilecek.

Bu arada Rusya’nın Odesa Limanı’nı vurduğundan hareketle, Rusya anlaşma yeniden yapılana kadar Ukrayna limanlarının alt yapısını iyice çökertip işlevsiz hale getirebilir ki bombalama trendi bunun ipuçlarını vermektedir. Anlaşma yenilendiğinde bu sefer Ukrayna, en azından bir müddet, Karadeniz’den tahıl ihraç edemez duruma düşecektir.

KTG Anlaşması Rusya tarafından askıya alındı ama bu süreçte Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel bir parantez açmak gerekiyor.

Koridorun gerçekleşmesi ve sürdürülmesinde (Rusların tekrar tekrar masaya getirilmesi) aslan payı Türkiye’nindir. Normal şartlarda başka bir ülke dünyaya böyle bir fayda sağlasa barış ödülleri verilmek için sıraya geçilirdi ama Batılılar teşekkür etmekten bile geri duruyorlar.

BM Genel Sekreteri Guterres, Karadeniz Tahıl Girişimi Anlaşması sonrası “bu bir ümit ışığıdır” demişti. İki uzatma ertesinde Rusların şartlı olarak anlaşmayı askıya almasıyla birlikte herkesin sorduğu soru: “Ümit ışığı söndü mü?” Ruslar ayarını kıstılar ama şimdi herkesin dikkati Erdoğan- Putin görüşmesinde olacak. “Ümit ışığı”nın yeniden canlandırılmasında ümitler ve tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde olacak.

Tahıl koridorunun sağladığı faydalar

* Savaş ortamında böyle bir insani koridorun açılması insanlık adına büyük diplomatik başarıydı. En olumsuz şartlarda bile bir çıkış olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

*Anlaşma imzalanmadan önce fırlayan küresel gıda fiyatlarında düşüşe neden oldu. BM Gıda ve Tarım Örgütü Gıda Fiyat Endeksi %23’ten fazla düşüş bildirdi.

*Karadeniz Tahıl Girişimi, Ukrayna’yı yeniden küresel gıda zincirine bağladı, dünya piyasalarında fiyat düşmelerine yardımcı oldu.

*Savaşın oluşturduğu gıda güvenliği tehdidini az da olsa düşürdü

*Kıtlık ve açlık tehdidi altındaki ülkelere can suyu oldu.

*Karadeniz’de sivil gemiler için seyrü sefer güvenliği sağlandı. Önemli gemi rotaları yeniden canlandı

*Tahıl diplomasisi yoluyla savaş diplomasisine kapı açıldı. Barış koridoru ümidi doğdu. Türkiye bu bağlamda öncü ülkelerden oldu. Barış girişimi başlattı, esir değişimlerine arabuluculuk yaptı. Ukraynalı üreticiler ürünlerinin ihraç edildiğini görüp yeniden tarlalarını ektiler.

*Türkiye, BM ile birlikte, dünya ve muhtaç ülkeler açısından önemli bir başarıya imza attı. Diğer taraftan da kendi gıda güvenliği açısından gelen tahıldan satın alma imkânı oluşturdu. Ayrıca, üçüncü bir ülke olmasına rağmen, dünya tahılının önemli bir hattının nabzını elinde tuttu.

Karadeniz Tahıl Girişimi’nde önemli veriler

* Anlaşma 22 Temmuz 2022’ de İstanbul’da imzalandı

* Ukrayna’nın üç limanından tahıl ihracı için Türkiye, BM, Ukrayna ve Rusya federasyonu temsilcilerinden oluşan merkezi İstanbul’da, “Müşterek Koordinasyon Merkezi” oluşturuldu.

* Anlaşmanın Rusya tarafından askıya alındığı 17 Temmuz 2023 tarihine kadar üç kıtada 45 ülkeye 32,9 milyon ton tahıl ihraç edildi.

* İhraç edilen tahılın 17 milyon tonu mısır, 9 milyon tonu buğday, 2 milyon tonu ayçiçeği yağı, 2 milyon tonu ayçiçeği küspesi, 1,3 milyon tonu arpa, 1 milyon tonu kolza tohumu, 800 bin tonu soya fasulyesi idi.

* Bu tahılı ithal eden ilk beş ülke: Çin (yaklaşık 8 milyon ton) İspanya (yaklaşık 6 milyon ton), Türkiye (yaklaşık 3,3 milyon ton), İtalya (2 milyon ton) Hollanda (2 milyon ton)

* Kıtalara göre ülke dağılımı Asya: 21 ülke, Avrupa: 14 ülke, Afrika: 10 ülke

* Tahılı 1145 gemi taşıdı




#Tahıl Koridoru
#Recep Tayyip Erdoğan
#Vladimir Putin