Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV canlı yayınında gündeme dair soruları yanıtladı. Kalın, “Bir teröriste general demek terörizme destek vermek demektir. Mazlum Kobani ismi daha sonra verilmiş bir isimdir. Bu kişi elinde birçok Kürt kadın olan bir teröristtir. ABD terör örgütü dediği PKK mensubu olan bir kişiye general diye bir isimleme yapılması doğrudan ve ya dolayla destek vermektir” dedi. Kalın, ayrıca ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen yasa tasarısına da tepki gösterdi.
"İki tasarının birincisinin geçmişi var. Her yıl nisanda gündeme getiren bir lobi hep vardı. Türkiye aleyhine oluşturulan siyasi iklimi arkalarına alarak bir hamle yaptılar ve çıkardılar. Senatodan çıkması, başkanın önüne gelip imzalanması pek mümkün görünmüyor. Temsilciler Meclisi görüşünü kayda geçirmiş oldu.
Tarihi vesikalar, belgeler esas alındığında soykırım iddiasını temellendirecek hadiselerin yaşanmadığını onlar da biliyorlar.
Gerçekten hakikatlerin ortaya çıkmasını isteyen insanlar varsa, bu vesikaların belgelerin ortaya çıkması için çaba sarf edebilirler.
Yaptırım tasarısı Barış Pınarı'nı merkezine alan bir tasarı. Uygulanması mümkün olmayan, Temsilciler Meclisi'nin kanaatini kayda geçiren bir tasarı. Kimse Türkiye'nin bu kadar kısa sürede bu kadar büyük başarı elde edeceğini beklemiyordu.
Amerikan devletinin, sisteminin finanse ettiği, eğittiği, destek verdiği bir yapı bir anda darbe yedi. Yakın siyasi tarihimizde ilk defa hem sahada hem masada başarı elde ettik. Bu kadar kısa bir sürede hem dünyanın iki büyük devletiyle hem de Suriye'deki iki aktörle anlaşma yapıldı. Biz bu başarıyı hiçbir şeyin gölgelemesine müsaade etmeyeceğiz.
Dün Anayasa Komitesi ilk defa toplandı. Barış Pınarı Harekatı'nın başarısından sonra toplandı. Bu muhalefetin elini de güçlendirdi. Türkiye'nin son dönemde izlediği bağımsız dış politika yaklaşımının bir neticesi olarak görebiliriz. Donald Trump'ın zor bir siyasi süreçten geçtiğini de görmek lazım. Kararların zararları konusunda ABD yönetimini uyardık.
Trump'ın burada karşı karşıya kaldığı siyasi tablo çok kolay bir tablo değil. Görünen o ki başkanlığının kalan bir yılında bu kavga ve mücadele çetin bir şekilde devam edecek.
Orada özellikle bakanlarımızın, Cumhurbaşkanımızın ailesinin zikredilmesi çok seviyesiz, şahsiyet suikastine dönük şeyler.
FETÖ son tahlilde Amerikan sisteminin dünyada kullandığı bir piyondur. Ona sahip çıkmalarının sebebi bu.
Bir teröriste general demek doğrudan terörizme destek vermektir. Bu kişi elinde birçok masum Kürt vatandaşının kanı olan bir teröristtir. Bununla ilgili o kadar çok bilgi belge var ki. Amerika'nın da terörist dediği kişilerle toplantılarda görüntüleri var.
Obama yönetiminin DEAŞ'la mücadele bahanesiyle YPG'yi silahlandırma kararı daha büyük bir oyunun parçası olarak ortaya çıktı. Bu kişilerin aklanmaya çalışılması, adeta romantize edilmesi bu akıl tutulmasının, bu baştan yanlış olan politikanın neticelerinden bir tanesi.
Avrupa ülkeleri içinde kaç tanesi DEAŞ'la Türkiye kadar etkin mücadele yapabildi? Biz bunlarla göğüs göğüse çarpıştık. Türkiye'yi töhmet altına almak mümkün değil.