Salon aynı salon, kürsü aynı kürsü. Mehmet Sevigen aynı Sevigen.Elinde mikrofon kürsüde bas bas bağırıyor: "Geliyor geliyor, Türkiye'nin umudu Deniz Baykal geliyor."Salonda tam bir karmaşa havası hakim. 10'ncu Yıl marşına önce alkışlar, sonra yuh sesleri karışıyor. Baykal'ın salona girdiği kapının sağındaki tribüne Haluk Koç'u destekleyenler yerleşmiş. Baykal'ın salona girdiği noktada bu kez iki taraf arasında arbede başlıyor. Sosyal demokratlar birbirine yumruk sallıyor.Baykal böyle bir görüntünün altında salon turunu tamamlıyor. Saat 11.34'te başlıyor Baykal'ın 2 saat 36 dakika sürecek olan konuşması. Türkiye'ye ilişkin ilk tespiti, "Bu bir kriz halidir" şeklinde oluyor CHP lideri'nin.
Tek bir umut, ülkenin geleceğine yönelik vizyonel bir bakış açısı ya da dünya ve bölge olaylarına ilişkin ufuk açıcı bir konuşma yok. Sanki dünya CHP'den ve CHP de laiklikten ibaret. İki lafın biri tehlike, biri de korku...
Sabah ve ATV'nin satışı üzerinden tehdit yüklü bir polemik yapıyor. "Kuveyt sermayesi" diye üstüne basa basa söylerken Kemal Anadol yanındaki Kemal Kılıçdaroğlu'na dönüp, "Kuveyt nerden çıktı" diye söyleniyor. Katar diye yazıp göndermeyi düşünüyorlar ama konuşma başka yere kayıyor.
Baykal uzun konuşmasının son bölümünü ise Haluk Koç'a ayırıyor. "1992'de bu partiyi kurarken, seçimlerde 4.70 oranında oy alırken kimse yoktu. Ne zaman ki yüzde 20 oy aldık ortaya çıktılar" diyor.
Türkiye'yi yönetme konusunda iddiası yok Deniz Baykal'ın. CHP konusunda ise "CHP'yi kimse kapıpta kaçamaz" sözü ile her şeyi özetliyor.
CHP kurultayında partiye hakim bir Baykal vardı. Ancak o salondan Türkiye'yi yönetmeye talip bir CHP çıkmadı.
