Can kaybı ve bina sayısı bakımından depremden en büyük hasarı gören Hatay’da; ovadaki işletmeler yıkılırken, dağ eteğine yapılan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalar konumu sayesinde ayakta kalabildi. Pamuğun ilk işlemesinin yapıldığı çırçır fabrikaları ve gıda işletmelerinin yoğunlukta olduğu Kırıkhan’da hububat silolarında büyük zarar var. Sadece Kırıkhan’daki 30 işletmenin yaklaşık 2 milyar liralık kaybı olduğu ifade ediliyor. Tarihi yapıları ve gastronomisiyle önemli bir turizm merkezi olan Antakya kent merkezi ise yok olmuş durumda.
Antakya OSB’de 75 fabrikadan sadece bir tanesi depremden zarar görmüş. 2 bin 700 çalışanın ekmek kapısı olan OSB’deki fabrikalar, sağlam zemin ve birçoğunun çelik konstrüksiyonla inşa edilmesi sayesinde ayakta kalabilmiş. Ağırlıklı olarak gıda, metal ve makine işletmelerinden oluşan fabrikalardan 14’ü depremden iki hafta sonra yani geçen Pazartesi günü üretime başlamış. Antakya OSB Bölge Müdürü Onur Biçer, faaliyete geçecek olan fabrika sayısının önümüzdeki hafta (yarından itibaren) 20’ye yükseleceğini ancak firmaların personel yetersizliği nedeniyle tam kapasite çalışamadığını ifade etti.
Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya gibi Hatay’da da hangi iş adamına sorarsak en büyük sıkıntının işçiler için barınma imkânı sağlamak olduğu cevabını alıyoruz. Özellikle konteyner talep ediyorlar. Her işletmenin temin ettiği sınırlı sayıda konteyner var ama yetersiz. Şu an fabrikalara gelebilen işçilerden bazıları çadırlarda, evleri zarar görmeyenler evlerinde kalıyor. Patronlar ise çalışanlarını şehirde tutabilmek için çaba sarf ediyor. Gidenlerin geri dönmesi için çalışıyorlar.
Bölgenin önemli iş adamlarından Abdullah Bozatlı, “Bugün fabrika, bina, makine hiçbir şey ifade etmiyor. Bende 5 tane var. Çalışacak insan yoksa hepsi boş. Bizim 800’e yakın çalışanımız vardı. Şu anda 60’a yakın idari personelim var ve bunların sadece 20’si burada. Kimse kalmadı, göç çok büyük bir risk. Deprem yeni başlıyor bana göre. Gidenleri buraya getirme derdindeyiz. Buranın bir an önce ihya olması lazım. Burada istihdam meselesi şu anda bayrak meselesi” dedi.
Konuştuğumuz işverenlerin önemli bir talebi var. Fabrikalardaki zararın, özellikle de iş gücü hasarının acilen tespit edilmesini istiyorlar. Kalifiye elemanların gittikleri yerlerde kolayca iş bulabileceğinin farkında olduklarını anlatan Bozatlı; şöyle devam ediyor: “Tornacı, mühendis, doktor, diş hekimi, göz doktoru Konya’ya, Ankara’ya, İstanbul’a ve İzmir’e gitti. Oralarda iş bulamama imkânı yok. Türkiye’de zaten iş gücünde bir sıkıntı var. Bizim en büyük riskimiz özellikle Hatay için. Gaziantep’ten kimse göç etmedi. Kahramanmaraş’tan göç oldu nispeten. Bana sorarsanız göçün yüzde 85’i buradan oldu.”
Hatay iş dünyasının en büyük endişesi, depremin ardından ili terk etmiş çalışanların geri gelmemesi. Şehirde ticaret sivil kaydına bağlı iş yeri sayısı 28 bin 454. Bunların 25 bini mikro, yaklaşık 3 bini küçük, 296’sı orta ve 186’sı ise büyük boy işletmeler. 49 bin 981 esnafın olduğu Hatay’da 8 bin 687 çiftçi, 60 bin 300 memur olmak üzere toplam 207 bin 951 sigortalı çalışan bulunuyordu. Ancak depremin ardından nüfusun yüzde 70’inin kenti terk ettiğini hesaba katarsak, çalışanların da büyük bir çoğunluğu şimdilik Hatay dışında.
Hatay’ın ülke ekonomisindeki önemi şirketlerinin büyüklüğünden de anlaşılıyor. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının listelendiği İSO ilk 500’de 9, ikinci 500’de ise 8 Hataylı şirket yer alıyor. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla büyüklüğü bakımından ilk 15 ilimizden biri olan Hatay’ın ekonomisinde demir-çelik başta olmak üzere sanayi, ticaret, tarım, ulaştırma (nakliyecilik) ve inşaat öne çıkıyor. İlin üretimden kaynaklanan gelirinin yüzde 90’ı İskenderun civarında kümelenmiş fabrikalardan geliyor. Hatay’ın 2022’de yaptığı 4 milyar dolarlık ihracatın yarısını İskenderun’daki demir-çelik sektörü gerçekleştirdi. Ağır sanayinin yapıldığı bu fabrikalarda büyük bir zarar yok. Türkiye’deki otomobil filtresi üretiminin merkezi konumundaki Hatay’ın tarım araç ve gereçleri üretiminde de ağırlığı var.
Bölgenin limanları ve gümrük kapıları ile önemli bir dış ticaret merkezi olan Hatay’dan yapılan ihracatın içerisinde civardaki illerin de payı var. Ticari merkezlerini birbirine bağlayan ve stratejik bir konuma sahip kent, uluslararası yük taşımacılığı için önemli bir geçiş noktası konumunda. Bu nedenle İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci büyük TIR filosu Hatay’da.