Türkiye, Doğu Akdeniz’de büyük bir mücadele verirken 104 emekli amiral, geçmişte yaşanılan muhtıraları aratmayan bir bildiriye imza attı. Halkın iradesini hiçe sayarak hükümete ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ayar vermeye kalkışan darbeci zihniyet ürünü ifadelerin yer aldığı bildiri, kamuoyundan büyük tepki gördü. 126 emekli diplomatın, “Kanal İstanbul’dan vazgeçilmesini isteyen” bildirisinden birkaç gün sonra 104 emekli amiralin harekete geçmesi de “düğmeye mi basıldı” sorusuna yol açtı.
Bildiri, cunta dönemlerinde olduğu gibi gece yayınlandı ve “Yüce Türk Milletine” hitabıyla başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin hedef alındığı bildiride, Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasının endişeyle karşılandığı belirtilerek, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği ifade edildi.
Tekkedeki amiral görüntüleri hatırlatılan bildiride, TSK’nın mevcut komutasına da ayar verme iması taşıyan ifadelere yer verildi. FETÖ saldırıları ve kumpaslarına işaret edilerek, “Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nın, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir. Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimiz’i bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz” denildi. Bildiri metninde, “Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” ifadeleri ile açıkça darbe iması da yapıldı.
Tepkiler sonrası bazı kanallara demeç veren imzacı emekli amirallerden emekli Koramiral Kadir Sağdıç, bildiriyi “Açıklama yapmak anayasal hakkımız” diye savundu. Bildiriyi hazırlayan isimler arasında yer aldığı öne sürülen emekli Tümamiral Cem Gürdeniz de “Bizler Mavi Vatan için hapis yatmış insanlarız. Bu son derece yumuşak metni, krize çekerek yanlış algılar yaratılması son derece yanlış” dedi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan emekli Koramiral Atilla Kıyat, “Bildirimize tepki verenler, belli ki uyku sersemi iken okumuşlar. Sabahleyin, uykularını aldıktan sonra bir daha okurlarsa yaptıkları suçlamalardan utanç duyacaklardır” ifadelerini kullandı.
Öte yandan amirallerin bildirisinden birkaç gün önce 1 Nisan’da 126 emekli büyükelçi Kanal İstanbul ve Montrö başlıklı bir bildiriye imza atmıştı. Bildiride, Kanal İstanbul ve ÇED Raporu’nda sözü edilen Çanakkale Kanalı’nın ABD’nin Montrö’yü tartışmaya açmak amacına hizmet edeceği öne sürülerek, bu adımın Türkiye’nin İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açacağı iddia edilmiş, projeden vazgeçilmesi çağrısı yapılmıştı.
Bildiri metninin, Türk halkının hafızalarındaki tazeliğini koruyan cuntacı metinlere benzerliği dikkat çekti. Ayrıca metin, emekli amirallerin halktan kopuk olduğunın ve milli iradeye saygıyı hala hazmedememiş olduklarının göstergesi olarak algılandı. Bildiri metninin “emekli 103 amiralden bildiri” şeklinde yansıtılması da darbe çağrışımı olarak büyük tepki çekti. Halen Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli ve hayatta olan 300’e yakın amiral bulunuyor. Bu durum da emekli amirallerin büyük kısmının bildiriyi sahiplenmediğini göstermesi açısından önem taşıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, emekli amirallerin açıklamasına ilişkin soruşturma başlattı. Başsavcılık, “Açıklamayı hazırlayanlarla, varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatıldığını” bildirdi. Edinilen bilgiye göre, güvenlik birimleriyle koordinasyon halinde yürütülen soruşturmada, açıklamanın organizasyonuna öncülük eden kişiler tespit edildi. Bu isimlerin kısa süre içinde ifadeye çağrılması bekleniyor.
Darbe imalı bildiriye imza atan emekli amiraller arasında FETÖ ile mücadele eden isimlerin yanısıra TSK’yı FETÖ’ye teslim eden uygulamalara görevi sırasında ses çıkarmayanlar, 15 Temmuz günü darbeye etkin direnişleri tespit edilmeyenler de yer alıyor. Öte yandan emekli amirallerin imzaları Türkiye’deki gelişmeleri tartıştıkları internet ağları üzerinden topladıkları, bildirideki bazılarının da bu tartışmalarda mahalle baskısına maruz kaldıkları iddia edildi. Montrö konusundaki tartışmalar Cumhurbaşkanı’nın sözleşmeyi iptal yetkisi olup olmadığı üzerinden tırmandırılmıştı.
Cunta bildirisinde, 2009-2017 yılları arasında art arda Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevlerini üstlenmiş üç eski deniz kuvvetleri komutanının da imzası bulunuyor. Bu isimler arasında, 2009-2011’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Yiğit’ten koltuğu 2011’de devralarak 2013’e kadar Deniz Kuvvetleri’ne komuta eden emekli Oramiral Murat Bilgel ile 2013’te Bilgel’den görevi devraldıktan sonra 2017 Ağustos ayına kadar 4 yıl süresince Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan emekli Oramiral Bülent Bostanoğlu yer aldı. Bostanoğlu, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde derdest edilmeyen tek kuvvet komutanı olmasına karşın Genelkurmay Başkanlığı’na vekalet 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’a verilmişti.