Cevdet Yılmaz, “Orta vadeli programa yönelik önerilerinizi, tekliflerinizi, finans çevrelerinin tekliflerini çok önemli görüyoruz, bekliyoruz. Orta vadeli programımızı 3 sac ayağı üzerine inşa ediyoruz. Birincisi mali disiplin, burada tabi son dönemlerde yaşadığımız büyük bir felaket var. Deprem meselesi var. Depremin tek seferlik etkileri hariç, bütçe açığının milli gelire oranı Avrupa Birliği standartlarında sürdürme perspektifimiz var. Diğer taraftan parasal politikalar, para politikamızın ana çerçevesiyle orta vadeli programımızda yer alacak. Elbette Merkez Bankamızı ilgilendiriyor ama ana çerçeve biliyorsunuz orta vadeli programda yine yer alacak. 2026 perspektifinde hatırlayacağımız, orta vadeli programımızın hedefi tek haneli bir enflasyona ülkemizi ulaştırmak. Bu çerçeveyi Merkez Bankası'yla birlikte hükümetimiz hedef birliği içinde ortaya koyacaktır. Aşama aşama, sabırla doğru politikalarla aşacağımıza yürekten inanıyorum. Üçüncü bir ayağı var orta vadeli programımızın, mali politikalar ve para politikaları dışında, yapısal reformlar. Yapısal reformlar da çok kıymetli. Yapısal reformlar da iki etki var, bir tanesi orta vadeli somut etkiler, ikincisi de beklenti kanalıyla kısa vadeli etkiler. Her ikisini de önemsiyoruz doğrusu. Yapısal reformlar yapabilen ülkeler orta vadede somut değişimler yapabildikleri gibi kısa vadeli olarak da beklentileri güçlendiren ülkelerdir. Bu her 3 konuda da finans kesimizin, bizlere önemli önerileri, önemli tavsiyeleri olacağına inanıyoruz" diye konuştu
Cevdet Yılmaz, “Bir geçiş sürecindeyiz. Belli politikalarımızda güncellemeler gerçekleştiriyoruz. Bu geçiş sürecinde de sistemin sıhhati, sistemin iyi işlemesinin tek tek aktörlerin pozisyonlarının önünde olması gerektiğini düşünüyoruz. Sistemi hep birlikte iyileştirme, hep birlikte geliştirme perspektifi tek tek aktörlerin pozisyonunun önünde olmak durumunda. Bankacılık ve finans sektörünün bu anlamda önemli bir alt yapısı olduğunu düşünüyorum. Bankalar Birliği çerçevesinde bir genel koordinasyon yapısı da söz konusu. Bir anlayış birliği içerisinde, tabi ki her bankanın tek tek farklı perspektiflerine de saygı duyarak ama ülkenin ve sektörün iyiliğini, ortak menfaatini de gözden kaçırmadan bir süreç yönetiminin son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Burada da bankacılık kesiminin, finans kesiminin bu geçiş sürecinde üzerine düşen rolü etkili bir şekilde hayata geçireceğine de inancımı ifade etmek istiyorum" diye konuştu.