Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim takviminin başlamasıyla Meclisin çalışmalarına ara vereceği düşünüldüğünde geriye 5-6 aylık bir yasama süresinin kaldığına işaret ederek, "Bu zamanı en iyi şekilde değerlendirerek, verdiğimiz sözlerin yasama boyutundaki çalışmalarını tamamlayarak milletimizin huzuruna çıkmayı planlıyoruz. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP ile birlikte komisyonlarda ve Genel Kurul'da sıkı bir mesaiyle gündemimizdeki tüm düzenlemeleri yasalaştıracağınıza inanıyorum" dedi.
Milletvekillerinin yaz döneminde seçim bölgelerinde ve görevlendirildikleri diğer yerlerde gerçekleştirdikleri yoğun çalışmaları yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin her bir köşesinde kapısı çalınmadık hane, eli sıkılmadık insan, girilmedik gönül bırakmayacak bir anlayışla yürütülen bu çalışmalar için her bir milletvekiline ayrı ayrı teşekkür etti. Erdoğan, "Unutmayınız biz sahayı ne kadar sıkı tutarsak, milletimizi, özellikle yalanları ve çarpıtmalarıyla yanlış yönlendirmek isteyenlerin gayretleri o derece akamete uğrayacaktır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" başlığı altında milletle yeni bir buluşma programı başlattıklarını hatırlatarak, bu kapsamda, partisinin Genel Merkezi, milletvekilleri ve bakanlarla bir yandan Ankara'daki çalışmaları yürüteceklerini, bir yandan da ilçe ilçe tüm şehirlere giderek milletle kucaklaşacaklarını kaydetti.
Erdoğan, birilerinin, ülkenin ve milletin geleceğini, imkanlarını, menfaatlerini düşünmeden; dün "öyle" bugün "böyle" diyerek iki yüzlü tavırlar sergileyebileceğini ifade ederek, şunları söyledi:
Erdoğan, tüm bu fotoğraf içinde milletin önüne yeni bir vizyonla, yeni bir programla, yeni projelerle çıkan, çıkabilen, böyle bir niyete, gayrete ve beceriye sahip tek partinin AK Parti, tek ittifakın Cumhur İttifakı olduğunu vurguladı.
Seçim süreci ilerledikçe vizyonlarını, programlarını, projelerini daha ayrıntılı bir şekilde milletle paylaşacaklarını bildiren Erdoğan, milletin, bugün ekranları başında kendisini heyecanla dinlediğini, onlarla bazı gerçekleri paylaşacağını dile getirdi.
Seçimlere yaklaşık 8 aylık bir süre kaldığına işaret eden Erdoğan, "Meclis'in seçim takviminin başlamasıyla çalışmalarına ara vereceğini düşündüğümüzde geriye 5-6 aylık bir yasama süresi kalıyor. Bu zamanı en iyi şekilde değerlendirerek, verdiğimiz sözlerin yasama boyutundaki çalışmalarını tamamlayarak milletimizin huzuruna çıkmayı planlıyoruz. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP ile birlikte komisyonlarda ve Genel Kurul'da sıkı bir mesaiyle gündemimizdeki tüm düzenlemeleri yasalaştıracağınıza inanıyorum. Yasama faaliyetlerinde göstereceğiniz gayretler ve vereceğiniz katkılar için şimdiden teşekkür ediyorum" değerlendirmelerinde bulundu.
Bir yandan eser ve hizmet siyasetinin ürünü projelerin açılış heyecanını milletle beraber yaşadıklarını, diğer yandan Türkiye'nin uluslararası alandaki gücünü ve etkisini perçinleyecek temaslarda bulunduklarını dile getiren Erdoğan, diplomatik görüşmeler, toplu açılış törenleri, uluslararası üst düzey telefon görüşmeleri, etkinlikler başlığı altında son 3 buçuk aylık faaliyetlerin yer aldığı kısa videoyu izletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimize söz verdiğimiz şekilde büyük ve güçlü Türkiye'yi tuğla tuğla örüyor, ilmik ilmik dokuyor, emek emek yükseltiyoruz. Günümüzün her anını, haftanın, ayın, yılın her gününü büyük bir aşkla, şevkle, azimle, kararlılıkla çalışarak geçiriyoruz" diye konuştu.
Türkiye'yi 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturdukları gibi, gelecek dönemde de "Türkiye yüzyılı"nı, yine milletle birlikte inşa edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Etlik Şehir Hastanesinin açılışını yaptıklarını anımsatarak, böylece Ankara'nın, iki dev şehir hastanesine sahip olduğunu kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir zamanlar SSK Genel Müdürlüğü yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Bunları milletimize anlatın. 'Ne yaptı bu adam?' diye sordurun. Ve onun döneminde malum hastane odaları pislikten geçilmiyordu ve hastalarımız kan revan içinde kalıyorlardı. Hepsi bir tarafa, rehine alma dönemi vardı. Hastalar ölüyor ve rehine alıyorlardı. Nerede? SSK kurumunun hastanelerinde. Ey bay Kemal, senin gidecek yerin var mı?" diye sordu.
Bütün umudunu ekonomideki sıkıntılara, özellikle de enflasyona bağlayanların heveslerini kursaklarında bırakacak adımlarla ilgili hazırlıkları sürdürdüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
Türkiye Ekonomi Programı'mız ilk gündeme geldiğinde, kurduğumuz denklemi ve iktisadi yaklaşımımızın temel paradigmasını birileri istihzayla karşılamış, kendi akıllarınca bıyık altından gülmüşlerdi. Biz, bunların hiçbirine bakmadık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütecek adımları birer birer attık. Ülkemize yönelik ekonomik saldırılar için kullanılan araçları, kurduğumuz mekanizmalarla birer birer devre dışı bıraktık. Bu musibeti daha büyük bir dönüşümün vesilesi haline getirdik."
Erdoğan, bu anlayışla, salgın döneminde üretime ara vermediklerini anlatarak, "Savaş çıktı, ihracatta gaza basmaktan vazgeçmedik. Küresel ekonomik kriz gelişmiş ülkeleri dahi sarsarken, biz büyümeyi sürdürdük" diye konuştu.
İnsanın işini, aşını, geçimini birinci sıraya koydukları bir yaklaşımla ekonomi programını uygulamaya devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, istihdamda, tarihin en yüksek rakamı olan 31 milyona dayandıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 500 bin sosyal konut projesi gibi adımların, vatandaşları uygun şartlarda ev sahibi yapma yanında, ekonomik hareketliliğe ve istihdama da önemli katkısı olacağının altını çizerek, "Bu ayın sonunda, ülkemizin ilk yerli otomobili TOGG'un banttan çıkış törenine katılıyoruz. Hem finans hem sanayi hem hizmetler sektörlerinde ülkemizde yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcıların yoğun ilgisiyle karşı karşıyayız. İnşallah yılbaşından sonra hem tamamlanan yatırımlarla hem makro ekonomideki iyileşmelerle hem çalışanların ücretlerinde yapacağımız artışlarla ülkemizde güzel bir havanın esmesini sağlayacağız. Eskilerin dediği gibi, sen doğru ol, eğri belasını bulur" değerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın önde gelen iktisatçıları ile Türkiye'deki vicdan ve izan sahibi ekonomistlerin de aynı çizgiye gelmeye başladığını dile getiren Erdoğan, "Türkiye'yi, diğer pek çok başlık gibi bu konuda da dünyada öncü bir yere getirmiş olmaktan memnuniyet duyuyoruz" ifadesini kullandı.
İçeride eser ve hizmet siyasetiyle, dışarıda ise Türkiye'nin itibarını yükseltecek diplomatik mekiklerle uğraştıklarını anlatan Erdoğan, "Birilerinin de buram buram riyakarlık, buram buram sinsilik kokan oyunlar peşinde koştuğunu görüyoruz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partililerin Meclis Başkanlığına sunduğu başörtüsüyle ilgili kanun teklifine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
AK Parti, Cumhur İttifakı, Meclis ve hükümet olarak bu doğrultuda attıkları her adımın kazananının Türkiye, millet, fert fert her bir insan olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kemal doğru ol. Yanına bir iki tane başörtülü alıp onlara rozet takmakla bu işi çözdüğünü veya çözeceğini mi zannediyorsun? Dürüst ol, adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak milletin karşısına çıkma. Bu zatın, artık yaşanmayan bir sorunla ilgili bir gece yarısı ortaya çıkıp kanuni düzenleme teklif etmesinin gerisindeki riyakarlığı görüyoruz da başka ne hesap var, onu da değerlendirmemiz lazım" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü meselesiyle ilgili yaklaşımlarını içeren kısa bir video izlettirdi. Tablonun gayet net bir şekilde ortada olduğunu belirten Erdoğan, "Bugün Türkiye'nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele, verdiğimiz mücadele ve yaptığımız düzenlemeler sayesinde, hamdolsun artık kalmamıştır" dedi.
Türkiye'de geçmişte "başörtüsü" diye utanç verici bir mesele yaşandıysa bunun tek müsebbibinin Kılıçdaroğlu'nun temsil ettiği CHP zihniyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
Kamuda, üniversitelerde herhangi bir kanuni temeli olmadan bir günde uygulama değiştirten, insanları mağdur eden mekanizmanın perde gerisini işletenin CHP zihniyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, "Aynı zihniyet, 1960 darbesini yaptırdıktan sonra, sırf siyasi iktidarı rahatça ele geçirebilmek için 'milletin adamı' olarak gönüllerde taht kuran Menderes'i darağacına göndermekte de tereddüt etmemişti. Rahmetli Özal'ın Türkiye'ye çağ atlatma çabalarının önüne en büyük engelleri de aynı faşist kafa çıkarmıştı. Bunun için biz eskiden beri mücadelemizi CHP zihniyetine karşı verdiğimizi söylüyoruz. Bu faşist kafa, kendi çıkarları için dün ülkemizdeki bir kısım insanların laiklik hassasiyetini istismar etmişti. Şimdi de aynı kafa milletimizin başörtüsü hassasiyetini istismarın peşindedir" değerIendirmesini yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun okullardan kamu kuruluşlarına kadar her yerde başörtüsü hakkını kadınlara vermek için yaptıkları tüm düzenlemelere karşı çıktığını ifade eden Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işin mağduriyetini çekti. Ben, kızlarımın bir tanesini, üstelik de imam hatipte İstanbul'da okutamadım çünkü oradaki yönetim sıkıntılıydı. Türkiye'nin bir başka iline göndermek suretiyle oradaki okulda kızım imam hatip okulunu tamamladı. Bunun çilesini ben çektim. Kızlarımla, yeğenlerimle çektim. Ve imam hatip okulu, onun kapısında anneleri günlerce, aylarca nöbet tuttular. Çünkü polis verilen emre uyarak çocuklara maalesef istenmeyen müdahaleler yapıyordu. Bunları biz yaşadık. Şimdi 'Kanunlarla bu işi düzenleyelim, halledelim.' diyorsun. Sabırlı ol.
Bu zatın, her konu gibi, başörtüsü meselesinde de birbiriyle taban tabana zıt o kadar çok demeci var ki biz söylediklerine değil gerisindeki zihniyete bakmayı tercih ediyoruz. Kendisi bir proje olarak kaset kumpasıyla bulunduğu yere gelenlerin, elbette ülkenin ve milletin hayrına proje üretemezler. Ülkemizin pek çok kazanımdan haberdar olmadıkları veya gördükleri halde anlayamadıkları gibi, bu meseleyi de geriden takip ediyorlar."
Hayat tarzları üzerinden milleti birbirinden düşürme çabalarının önünü onlara rağmen kestiklerini belirten Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki cuma günü yeni bir adımını atacağımız çalışmalarla Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma projelerini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, laiklik ve başörtüsü konularının ve ülke ve millet meselelerinin "CHP faşizminin" umurunda olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Bunların, hastalıklı bir saplantı olan faşizmlerini her devirde farklı renklere boyayarak yapmak istedikleri tek şey, ülkemizi siyasi olarak bağımlı ve milletimizi refah olarak geri bırakarak, kendi gizli iktidarlarını sürdürmektir çünkü CHP faşizmi, cehaletten, geri kalmışlıktan, yoksulluktan, emperyalizmin ileri karakolu gibi çalışmaktan beslenir. Gençlerimizin eğitim, istihdam, üretim yoluyla kendilerine ve ülkelerine hayırlı insanlar olarak yetişmeleri, bu zihniyete en büyük tehdittir.
Sayın Kılıçdaroğlu, senin üst düzey yöneticilerin üniversitelerimizde ikna odalarını kurmadılar mı? Bu ikna odalarından isim kızlarımızın başlarındaki örtüleri çıkartmadılar mı? Az önce izledik. Bu kızlar bizim kızlarımız. Başörtülerini çıkartmak suretiyle ikna odalarına sokmadılar mı? Ve bunlara yapılan zulümden sen kurtulacağını mı zannediyorsun. Bunun hesabını kolay kolay veremeyeceksin. Onlar da veremeyecek. Ve onların benzerleri ne yazık ki bu ülkede hala var. Belediye başkanıyım, bunlardan bir tanesi, ismini vermeyeceğim, gerek yok, propaganda olur. 'Benim anam başörtülü' dedi. Dedim 'ananın başörtüsü beni ilgilendirmiyor, beni kızlarımızın başörtüsü ilgilendiriyor, sen önce onun hesabını ver.' İstanbul Üniversitesinin Rektörü olacaksın ananın başörtüsünü bana örnek olarak vereceksin. Bu üniversiteye girecek kızlarımızın başörtüsü bizi ilgilendiriyor. Böyle zulmetmediler mi, bu zulmü yapmadılar mı? Vatandaşlarımızın vesayet güçlerinin baskılarından, terör örgütlerinin saldırılarından, küresel sömürgecilerin pençelerinden emin bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri, bu zihniyetin kabusudur. Devlet kurumlarının her birinin kendi görev ve sorumluluk alanı çerçevesinde milletimize hizmet ederek anayasal sınırlarının dışına çıkmaması, bu zihniyetin köklerinin kurumasıdır. Biz, demokrasi ve kalkınma devrimlerimizle CHP zihniyetinin, CHP faşizminin gizli iktidarına da son verdik."
CHP hastalıklı zihniyetinin millete dayatmada hevesinden vazgeçmediğini ve anlaşılan vazgeçmeyeceğini söyleyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun son teklifini de bu çerçevede bir taktik adım olarak gördüğünü kaydetti.
Kılıçdaroğlu'nun yasa değişikliğine karşı önerdiği çarenin de sorunun uygulamada çözülmesi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aradan geçen 12 yılın ardından, bir gece vakti aklına, geçmişteki bir televizyon programında muhatabının 'çul' diyerek hakaretler savurduğu ve kendisinin de dudağını büzerek 'bir metrekarelik bez parçası' diye onu teyit ettiği başörtüsü gelmiş. Bay Kemal, bir metrekarelik bez parçası, moderatör 'çul' diyor, sen de bez parçası diyorsun. Ne farkınız var birbirinizden. Al birini vur öbürüne" dedi.
Kanun teklifi diye Meclise sunulan metnin sorunu tüm boyutlarıyla kucaklamaktan, arzu edilen şekilde çözmekten çok uzak olduğunu vurgulayan Erdoğan, tam tersine, geçmişte olduğu gibi kötü niyetli yorumlar eliyle yeni yasakların dayanağı haline bile gelebileceğini vurguladı.
Bugün Meclis'te basit çoğunlukla çıkan bir yasayla verilen hakkın, yarın bir başka Meclis denkleminde aynı şekilde alınabilmesinin de mümkün olduğunu aktaran Erdoğan, mesele Anayasa düzeyine taşındığında daha kalıcı, daha sağlam bir iş ortaya çıkacağını kaydetti.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na, "Dürüstsen, samimiysen, adam gibi adamsan gel bunu böyle yapalım. 6'lı masada yanında seni destekleyen arkadaşların da var ya; İşte hep beraber gelin bu işi bu şekilde çıkaralım" diyerek seslendi.
Böylece CHP'ye, 14 yıl sonra, üzerindeki utanç lekelerinden en azından birini temizleme fırsatı vermiş olacaklarını belirten Erdoğan, teklifinde samimi olup olmadığının Kılıçdaroğlu'nu ilgilendirdiğini söyledi.
Öte yandan Erdoğan'ın, başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği çağrısı partililerce ayakta alkışlandı.