Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaptı.
Önümüzdeki dönemde MHP ile çok daha kapsamlı ve yakın şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle sayın Bahçeli'ye geçmiş olsun dileklerini şahsım katında partim adına iletmek istiyorum.
AK Parti 7. Olağan Kongre sürecini başlatıyoruz. Kongre hazırlıklarının her aşamasını uygun şekilde yürütmeliyiz. 24 Haziran ve 31 Mart seçim sonuçlarını göz önünde buldurarak, partimiz ve ülkemiz için en doğru adımları atmakta kararlıyız. Amacımız, daha güçlü bir teşkilat yapısı oluşturmaktır. milletimizin geleceğe ilişkin beklentilerinin tek adresi yine biz olacağız.
Kimse bize oy vermek mecburiyetinde değil. Biz milletimizin gönlünü kazanarak bunu sağlayacağız. AK Parti'yi temsil etmek demek milletimize hizmetkar olmak demektir. Her bir arkadaşımız kendisine verilen vazifeyi layıkıyla yerine getirmekte görevlidir.
Hiç kimsenin üstlendiği sorumluluğun yerine getirmeyip şahsıma havale etme kolaycılığına da hakkı yoktur. Bu tabii bizi ciddi manada üzüyor. Beyefendi böyle istedi, efendi böyle talimat verdi diye. Bizim haberimiz yok. Tüm milletime duyuruyorum; Bunların hepsi maalesef fırsatçılıktır. Bu fırsatlara izin vermeyeceğiz. Hep birlikte işimizi en iyi şekilde yapacak, sorumlulukları üstleneceğiz. AK Parti şu an 10 milyon 500 bine varan bir üye sayısına sahiptir. Üyelik şuurunu çok farklı bir yere çıkarmalıyız. Hep birlikte işimizi en iyi şekilde yapacağız. AK Parti milletin partisi olduğunu bir kez daha ispat edecektir.
Medeniyetimizin kökleri insanlığın, coğrafyamızın tüm birikimini kucaklayacak kadar derinlere iner, bu parti medeniyetimizin taşıyıcısıdır. Yükümüz ne kadar ağır olursa olsun, seferin de tahammülün de içimizde olduğunu unutmayan bir bilinçle davaya daha sıkı sıkıya sarılmakta kararlıyız. Pusulası olmayan gemi, rotası olmayan uçak nasıl kaybolup giderse medeniyet davası olmayan toplum da aynı akıbete mahkumdur. Kimliksiz, köksüz, rüzgarda sürüklenen bir millet haline gelmemizi bekliyorlar ama buna fırsat vermeyeceğiz. Ne kadar güçlü eserse essin, kendimiz bu yıkıcı rüzgarın akışına bırakmayacağız. Hiçbir engelin bizi durduramayacağına inanıyoruz. Aşılamaz sanılan korku deryalarını geride bıraktık. Fitne odakları bizi yıldırmasın. Bizim medeniyetimiz bu ülkenin her vatandaşını kucaklayacak zenginliğe sahip.
Yeni yasama döneminde Meclis'ten en önemli beklentilerimizden biri yargı paketini yasalaştırması. Taahhütlerimiz doğrultusunda hazırlanan ilk paket tüm siyasi partilerin değerlendirilmesine sunulmuştur. Böyle önemli bir konunun en kısa sürede uzlaşmayla Meclis'ten geçmesidir. İkinci paketin hazırlıkları yapılıyor. Bu kapsamda idarelerin taraf olduğu bazı uyuşmazlıklar için zorunlu sulh yolu için müstakil bir düzenleme öngörülüyor. Denetimli serbestlik süresi yeniden belirleniyor. Yoksulluk nafakası ile ilgili tartışmaları sona erdirmeye yönelik düzenleme de ikinci pakette yer alacak başlıklardan biri. İcra yoluyla çocukların anne-babaya teslimi sona erecek.
Türkiye'nin Suriyelileri evlerine kavuşturmayı amaçlayan adımlarına karşı çıkarak rejimle ve terör örgütleriyle aynı çizgiye gelmekten çekinmiyorlar. Sadece rejim bölgesine değil, bölücü terör örgütünün işgali altındaki yerlere de kimse dönmüyorsa bunun bir sebebi var. Güvenli bölge planı Suriyelilerin eve dönüşü için en makul ve insani yoldur. Bu gerçeği Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatı bölgelerinde bizzat yaşayarak gördük. Oldukça küçük olan bu bölgelere bile 360 bin Suriyeli döndü. Amacımız Fırat'ın doğusun da barış pınarlarıyla sulamaktır. Bu bölgede 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz.
Faizi indirdikçe enflasyon da bindi. Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirdik. Faiz biz göreve geldiğimizde yüzde 63, enflasyon yüzde 30'du. Enflasyon 4.2'ye kadar indi. Ne yaptılar Gezi olaylarını patlattılar. Bir anda yüzde 40'ların üzerine faiz çıktı bu arada enflasyon da yüzde 30'ların üzerine tırmandı. Şimdi ise yeniden hamd olsun faiz indirilmek suretiyle enflasyonun da indiğini görüyoruz. Farklı etkenler de tabii ki var yok değil. Ama bu işin ana belirleyeni faizdir, faiz de enflasyonun tetikleyicisidir. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Birileri hala enflasyon sebep, faiz netice diye bizi aldatmaya çalışıyorlar. Dünyaya bakacaksın, Japonya'da Amerika'da Avrupa'da faiz ne kadar diye. Hepsinde eksi faiz var, 1.5-2.5 arası faiz var. Bize ne oluyor da 40 civarında faizle hareket ediyoruz. Faizin bizim medeniyetimizin yeri içerisindeki yeri de bellidir. Onu sonra açıklayacağım. O bütün pisliklerin başıdır. Sömürünün en önemli aracıdır. Biz buna kendimizi kaptırmayacağız. Eğer biz üretim ekonomisi düşünüyorsak bu üretimde de istihdamda da finans sektörünün girişimciyi desteklemesi lazım. Bu yüzde 40 faizlerle olmaz. Öyle bizim düşük faiz uygulamasını getirmemiz lazım ki finans sektörü onları ayağa kaldırsın. Türkiye'nin risk primi ve dolayısıyla faiz maliyetleri düşerken imalat sanayi satın alma üreticileri endeksi yüzde 50'nin üzerine çıktı. Merkez Bankası'nın yerinde hamleleriyle faiz gerilemiştir, daha da gerilemeye devam edecektir.
Kaynakların verimli kullanımı ve tasarruf temelli bütçe yönetiminde kararlıyız. Seçimsiz geçecek önümüzdeki 4 yılda ekonomideki yol haritamızı hassasiyetle takip edecek ve 2023 hedeflerimize ulaşacağız. Vatandaşlarımızdan, birikimlerini yabancı para yerine Türk Lirası bazlı finansal ürünlerde değerlendirmelerini özellikle istirham ediyorum.