Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son mitingimiz için Beyoğlu'nu seçmemiz tabii öyle rastgele bir tercih değil. Biliyorsunuz, biz ezelden Kasımpaşalıyız, çocukluğum buralarda geçti, gençliğimiz buralarda geçti" dedi.
Erdoğan, partisinin Beyoğlu Kasımpaşa Kızılay Meydanı'nda düzenlendiği mitingdeki konuşmasına, doğduğu, büyüdüğü Kasımpaşa'yı çok ama sevdiğini dile getirerek başladı.
Yarın akşam burayı daha çok seveceğini kaydeden Erdoğan, "Beyoğlu patlayacak mı? Sandıkları tulum çıkartacak mı? Gümbür gümbür sandığa gidiyor muyuz? Allah sizlerden razı olsun" diye konuştu.
Kasımpaşalıları selamlayan Erdoğan, miting alanına gelene kadar yolun sağının solunun gümbür gümbür olduğunu, alanda ise 45 bin kişinin bulunduğunu bildirdi.
Erdoğan, katılımcıların "Dik dur eğilme, Kasımpaşa seninle" sözlerine karşılık "Gençler ben kiminleyim? Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Gümbür gümbür sandıklara gideceğiz, tamam mı?" ifadelerini kullandı.
İki gündür İstanbul'un ilçelerinde, hemşerileriyle her biri ayrı ayrı birer destan olan buluşmalar yaptıklarını belirten Erdoğan, "Burada doğdum, burada büyüdüm. Gençler, buranın adı ne; Hala bilmiyorlar. Burası biliyorsunuz meşhur Kızılay Meydanı'dır. Şimdi işte buradan öyle bir haykıracağız ki biraz sonra inşallah bu akşam burada finali yapıyoruz. Son toplantı bu. Bundan sonra daha toplantım yok. Bundan sonrası özel" dedi.
Erdoğan, dün İstanbul'daki maratonlarının cuma namazında Barbaros Hayrettin Paşa Camisi'nin açılışıyla başladığını aktararak, "Muhteşem bir cami. Tabii Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa ne demek? Oradan, 'Levent' adını, oranın almasının sebebi; askerleri leventti. O leventlerle ne yaptı; Oradan Deniz Müzesi'nin olduğu yere doğru inişini yaptı. Preveze Zaferi'nin, evet lideri Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa. Onun adını verdik. Cami de tabii muhteşem oldu. O çevrede öyle bir cami maalesef yoktu. Onu yapmak da bize nasip oldu" değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, caminin maliyetinin şu an itibariyle 750 milyon lira olduğunu belirtti.
Bugünkü programlarını buradan gideceği Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde eda edeceği akşam namazıyla bitireceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Böylece İstanbul'un ruhuna, bu şehri bize emanet eden Fatih'in mirasına uygun bir şekilde kampanyamızı sona erdireceğiz. Son mitingimiz için Beyoğlu'nu seçmemiz tabii öyle rastgele bir tercih değil. Biliyorsunuz, biz ezelden Kasımpaşalıyız, çocukluğum buralarda geçti, gençliğimiz buralarda geçti. Okmeydanı'nda 13, 14 yaşında futbol oynadığımız dönemler, siyasetteki ilk seçimi Beyoğlu'nda yaşadım. İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda yine Beyoğlu'yla birlikte yol yürüdüm. Okuduğumuz şiir sebebiyle siyasi yasaklı hale gelip cezaevine girmemiz de aslına bakılırsa tam da Beyoğlu'na yakışır bir duruştu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin Kasımpaşa Kızılay Meydanı'nda gerçekleştirdiği mitingde yaptığı konuşmada, bugün ülkenin tarihi bir seçimi öncesi Beyoğlu'nun huzurunda olduklarını söyledi.
Nazım Hikmet'in, Beyoğlu'nu anlatan bir şiirinde geçen "Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor / Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor / Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu / Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu" dizelerini dile getiren Erdoğan, "Yıllarca Beyoğlu'na da İstanbul'a da ülkeye de azap çektirdiler. Hem geri bırakarak, yoksul bırakarak, yoksun bırakarak azap çektirdiler hem de tertemiz ruhuna kirli ellerini dokunarak azap çektirdiler" diye konuştu.
Erdoğan, kendilerinin İstanbul'u böyle azap içindeyken devraldıklarını, çalıştıklarını, çabaladıklarını, mücadele ettiklerini anlatarak, şehri, Fatih'in emanetine uygun eserlerle hizmetlerle donattıklarını belirtti.
Sonra ülkenin başbakanı olduğuna işaret eden Erdoğan, aynı aşkla aynı sevdayla 81 vilayetin tamamını demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırdıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı olduğunda, ülkeyi bölgesinde ve dünyada model bir demokrasi, model bir gelişmişlik seviyesine çıkartmak için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "İsterseniz şimdi ülkemizi nereden nereye getirdiğimize şöyle bir göz atalım" diyerek, alandaki vatandaşlarla Türkiye'deki yatırım ve projelerin anlatıldığı videoyu izledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, videoyu izledikten sonra "Türkiye'ye çağ atlatmak bu değil de nedir?" ifadesini kullandı.
Attıkları her adımda, girdikleri her mücadelede İstanbul'un yanlarında olduğunun altını çizen Erdoğan, "Son mahalli seçimlerde 'Her şey güzel olacak.' diyerek, bu şehrin büyükşehir belediyesini devralanlar, İstanbul'u artık tamamen unuttuğu o eski kötü günlerine yeniden döndürdüler. Kardeşlerim, Haliç'in halini biliyorsunuz, değil mi? Haliç neydi? Kokudan geçiliyor muydu? Sütlüce'yi biliyorsunuz, değil mi? Sütlüce mezbahasının olduğu yer neydi?" diye konuştu.
Erdoğan, kendisi belediye başkanlığını aldıktan sonra Haliç'in pisliğini, 9,5 kilometre uzaklıktaki Alibeyköy Taş Ocağı'na borularla naklettiklerini, daha sonra oranın geri dönüşümle suyunu tekrar Haliç'e indirdiklerini anlattı.
"Şimdi, bunu bilmeniz lazım ve bunu da CHP'lilere anlatmanız lazım." diyen Erdoğan, "Haliç'te balık yoktu, balık oldu. Haliç'te Boğaz'ın suyunu bağladık ve Haliç'in suyunu o pis kokusundan geçilmez halden kurtardık ve şu andaki Haliç haline getirdik. Fakat Beyefendi geldi, Haliç tekrar, maalesef... Şimdi, yarını halledelim, yarından sonra da önümüzdeki yıl 2024'te Büyükşehir'i bunlardan yeniden almamız lazım" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, alandaki dev bir pankarta işaret ederek, "Burada anacığım var" dedi.
Yarın Anneler Günü olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Anne deyip geçmeyin. Annelerinizin ayaklarının altını öpün. Niye? Cennet annelerin ayakları altındadır, unutmayın. Ben anacığımın ayaklarının altını öperdim her İstanbul'a gelişte, o ayaklarını çekerdi. 'Anam, ayağının altında cennet kokusu var, müsaade et öpeyim' derdim. Anam derdi ki 'Oğlum ne ediyorsun?', 'Ana, öpeyim de kokusunu alayım.' Zar zor öptürürdü bana. Ne diyor hadiste Peygamberimiz, 'Cennet annelerin ayakları altındadır.' Bak, babaların demiyor. Annelerin ayakları altındadır diyor."
Alandan bir gencin, "Bay bay Kemal öğrensin." demesi üzerine Erdoğan, "Yok, öğrenmez. Niyeti yok" ifadesini kullandı.
Yarınki seçimin aynı zamanda Anneler Günü'ne rast gelmesinin sıradan bir olay olmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Bunun da hakkını vermeye var mıyız? Sandıkları patlatıyor muyuz? Unutmayın, biz sizinle pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Esersiz, hizmetsiz, sevgisiz, ruhsuz bir şehir haline getirmek istedikleri İstanbul'a ilçe belediyelerimiz ve bakanlıklarımız vasıtasıyla yine biz sahip çıktık. Şimdi de aynı felaketi cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleriyle ülkenin tamamına yaşatmak istiyorlar. Bunun için gözlerini öyle karartmış durumdalar ki ülkenin ve milletin her değerini, kurdukları kumar masasına sürmekten çekinmiyorlar. Ne diyorlar? 'Biz kumar masasında olmayacağız.' Meral Hanım, niye oldun? Tekrar niye döndün? 'Biz noter masasında olmayacağız.' E niye oldun? Niye tekrar döndün? Bunlara inanılmaz. Bunlara güvenilmez. Allah muhafaza, 'Seçimi biz kazanalım da isterse ülke batsın, bitsin.' havasıyla yarına odaklanmış durumdalar. Kendilerini öyle bir şartlandırmışlar ki her gün akıl dışı, ahlak dışı, vicdan dışı bir yöntemle karşımıza çıkıyorlar. Masanın ortaklarından biri oradan kalktığında üç gün boyunca kendisine neler dediklerini, neler çektirdiklerini hatırlayın. Sonra bu ortağı yeniden masaya oturttuklarında nasıl nobranca, saygısızca, pişkince davrandıklarını hatırlayın."
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesine işaret eden Erdoğan, "Bir önceki seçimlerde karşımıza çıkardıkları, bu seçimde de kendi kurduğu partinin adayı olarak yarışa katılan kişiye yaptıklarına bakın. Neler söylediler, hangi hakaretleri ettiler, kimleri devreye soktular? Bunlar işe yaramayınca FETÖ'nün en iğrenç yöntemi olan montaj, kaset kumpasıyla alçaklıkta tavan yaptılar. Üstelik aylardır sürekli 'kaset', 'montaj', 'yapay zeka' diyerek ortalığı velveleye verenler de kendileriydi. Artık kabahatlerinin üzerini örtmek için mi böyle yapıyorlar bilmiyoruz. Ama sonunda dönüp dolaşıp kasetçiliğe soyunan kendileri oldu" diye konuştu.
Siyasetin bu tarz yöntemlerle çirkinleştirilmesine, siyasete çamur bulaştırılmasına hep karşı olduklarını anlatan Erdoğan, bugün de buna karşı durduklarını söyledi.
Erdoğan, milletin bu "kasetçilere" hak ettiği dersi sandıkta vereceğine inandığını dile getirdi.
Türkiye'de her seçimin ayrı bir yol ayrımı olarak gerçekleştiğini ifade eden Erdoğan, Millet İttifakı'nın ülkeyi terör örgütlerinin ve tefecilerin eline teslim etme niyetinde olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçilmesi halinde ülkeye 300 milyar dolar getireceğini söylediğini aktararak, "Londra tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. İnanıyor musunuz? Yalan dolan" dedi.
CHP'nin Kandil'den talimat aldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunlar talimatı nereden alıyorlar? Kandil'den alıyorlar. Kandil'de kimler var? Teröristler var. Şimdi bu teröristlere biz bu ülkeyi teslim edebilir miyiz? Biz ülkemizi böldürtür müyüz? Bay bay Kemal bölücü, bay bay Kemal bu teröristlerle işbirliği halinde. Kandil'deki teröristler neyse ne yazık ki bay bay Kemal de o. İşte şu anda bu yuvarlak masanın etrafındakiler ne yazık ki bunlarla işbirliği halinde. Şimdi biz Cumhur İttifakı olarak ülkemizi böldürtmeyiz ve yarınki seçimle inşallah gümbür gümbür sandıklardan çıkacak ve ülkemizi bozmak, bölmek isteyenlere de gereken dersi inşallah sizlerle beraber vereceğiz. Kasımpaşa'nın, Beyoğlu'nun yiğit evlatları buna müsaade etmeyecektir. Terör örgütleriyle yol yürünerek ülke yönetilmez. Tam tersine terör örgütlerinin başı ezilerek ülke yönetilir. Cudi'de biz bunların inlerine girdik mi, Gabar'da bunların inlerine girdik mi, Tendürek'te bunların inlerine girdik mi, Bestler Deresi'nde bunların inlerine girdik mi? Şimdi bu malum terör örgütünün parlamentodaki uzantıları ne diyor? 'Gelir gelmez bu illeri, buraları tekrar aslına döndüreceğiz' İşte bunlara fırsat vermeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs'ta sandıklardan güçlü çıkacaklarına inandığını söyledi.
Terör örgütünün güdümündeki partiye, belediyeleri, bakanlıkları, kurumları peşkeş çekerek millete hizmet edilemeyeceğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ne diyor bay bay Kemal? 'Eğer Selo'yu kurtarmak istiyorsanız oyu bana verin' diyor. Ve şimdi ben de diyorum ki bu Selo kim? Diyarbakır'da benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan Selo değil mi? Cezaevine niye girdi? İşte bu 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olduğu için. Şimdi bunlar bol bol gidip onu ziyaret ediyorlar. Bay bay Kemal de 'onu ben dışarı çıkaracağım' diyor. Eğer Erdoğan iş başında kaldığı sürece adaletten, haktan, hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Teröristlere de bu yol açılmaz."
Teröristlerin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı İmralı'dan çıkaracaklarına dair sözlerini hatırlatan Erdoğan, buna karşı milletin 14 Mayıs'ta sandığa sağlam sarılması gerektiğini sözlerine ekledi.