Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen "Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı"nın ardından atılması gereken adımlarla ilgili açıklamalarda bulundu. 19 maddelik "Ekonomik İstikrar Kalkanı" adını verdiği tedbir paketini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyoruz. En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz. 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Aziz milletim, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Çanakkale aziz şehitlerini hürmetle yad ediyorum. Ülkemizin bağımsızlığı için canlarını feda eden bütün şühedaya, terörle mücadelede, sınır ötesinde şehit düşen tüm güvenlik güçlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. İstiklal Savaşımızın başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını rahmetle yad ediyorum.
İnsanlık tarihi boyunca, her dönemde salgın hastalıklar, tabii feleketler çok ciddi can kayıplarına yol açmıştır. Tarih kitaplarında Avrupa nüfusunun üçte ikisinden, üçte birinin ölümünden salgın hastalığından bahsediliyor. Aynı şekilde İstanbul'da da geçmişte yaşanan ağır kayıplara rastlıyoruz.
Osmanlı'nın Avrupa'yı fethi, Rönesans başta olmak üzere insanlık tarihine damga vuran pek çok hadisede bu sürecin izlerini görmek mümkündür.
SARS ve MERS adı verilen salgın hastalıkları hatırlayalım. 2009 yılında domuz gribi, Ebola salgını gibi tehditlerle yüzleşmişti. Koruyucu sağlık ve tedavi hizmetleriyle ilaç sektöründe yaşanan gelişmeler virüs salgılarının eskisi kadar büyük can kayıplarına yol açmasının önüne geçmektedir.
Önüne geçilmediği takdirde salgın hastalıkların kitlesel ölümlere yol açma tehlikesi hala vardır. Her türlü salgın hastalığa karşı hızlı ve etkin önlemler gerekiyor. Son aylarda hep birlikte şahit olduğumuz gelişmeleri bu perspektiften değerlendiriyoruz.
Sanayileşme ardından gelen teknoloji, bilgi devrimleriyle şekillenen bugünkü dünyanın nasıl bir dünyaya evrileceğini kestirmek şu anda zordur. Ancak hiç bir şeyin eskisi gibi gitmeyeceği, gidemeyeceği açıktır.
Türkiye'nin bu fotoğrafı özellikle kendi içinde avantajlı bir yerde durdurarak bunu oraya döndürmesi şart. Son 17 yılda ülkemizin temel hizmet alanları ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm sayesinde hamdolsun bu sürece en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır.
Dengeli politikalar, özel sektörün üretim gücünü desteklerken eğitim, sağlık, sosyal güvenlik alanlarındaki hizmetlerin kamu garantisiyle kesintisiz sürmesini sağlamıştır.
Batı ülkeleri ise kamu hizmetlerini görünüşe özel sektöre devrederek başından savmıştır. Batı bugün hastanelerini, temel hizmet kurumlarını devletleştirmeye başladı. 'Ölen ölür kalan sağlarla devam ederiz' anlayışı ile batılı STK'ların devam ettiğini görüyoruz. Yaşadığımız süreci, derin arka planı, belirsiz geleceği göz önünde bulundurarak değerlendirmemiz gerekiyor.
Bunun için büyük güçlü Türkiye hedefimize 2053, 2071 vizyonlarımıza bağlılığımızı artırarak hep birlikte çok çalışacağız. 21. asrı Türkiye'nin asrı haline getireceğiz.
Aziz milletim, bilindiği gibi yeni koronavirüs veya Covid-19 hastalığı, 2019 yılı Aralık ayında Çin'in Wuhan şehrinde tespit edildi.
Hastalık Tayland, Japonya ve Amerika'da da görüldü. Ocak ayının son haftasında Çin yönetimi Wuhan'dan başlayarak şehirleri karantina altına aldı. 27 Ocak'ta Fransa'da tespit edildi. DSÖ Ocak ayında acil durum ilan etti. Çin'de ölümler hızla artarken, Avustralya, Kanada, Almanya, Singapur, BAE; Filipinler'den yeni vaka haberleri geldi. Şubat 10'una gelindiğinde Covid-19 teşhisi 40 bine yaklaştı.
Filipinler, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerde ölümlerin başlamasıyla salgının dünya çapındaki faturası ağırlaştı. İran ve ardından İtalya'da hızla yayıldığı görüldü. Şubat'ın son haftasında virüs Güney Asya'dan Kuzey Avrupa'ya kadar etkisi altına aldı. Suudi Arabistan umre ziyaretlerini askıya aldığını açıkladı. İran ve İtalya'daki ölümler dikkat çekici düzeyde arttı.
DSÖ 11 Mart'ta Koronavirüs Pandemisi ilan etti. Pek çok ülke sınırlarını insan trafiğine kapatmaya yönelik tedbirler aldı. İnsanların günlük hayatlarında evlerinde kalmaya sağlamaya yönelik pek çok önlemler açıklandı.
Dünyada hastalık teşhis edilen kişi sayısı 200 bine, bu hastalıktan dolayı ölen kişi sayısı 8 bine yaklaşmıştır. Teşhis konan 80 bini iyileşirken kalanların tedavisi sürmektedir. Her ülke Covid-19 tehdidine karşı farklı tedbirlerle mücadele etmektedir. Kimi hızla sınırlarını kapatıp, sıkı karantinaya başvururken kimileri de hastalığın serbestçe seyrine izin vermiştir. Türkiye yakından izleyip tedbirlerini süratle hayata geçirmiştir.
6 Ocak'ta bir operasyon merkezi 14 Ocak'ta Bilim Kurulu oluşturarak gelişmeleri an be an takibe aldık. Konuyla ilgili herkesi teşhisten tedaviye kadar tüm süreçlerle ilgili bilgilendirdik. 20 Ocak'tan itibaren hastalığın görüldüğü ülkemize gelen yolcuları taramadan geçirdik.
Bilim Kurulumuzun belirlediği tedbirlerin ilgili kurumlar tarafından süratle hayata geçirilmesini temin ettik. Dışişleri Bakanlığımız seyahat uyarılarını yayınlamaya başladı. Çin'in Wuhan kentindeki vatandaşlarımızı askeri bir uçakla ülkemize getirerek karantinaya aldık. Bu yolculardan hiçbirinde hamdolsun virüs çıkmadı.
Riskli bölgelere yapılan tüm uçuşlarda, yolcuların termal kamera ile taranması işlemine geçtik. 3 Şubat'ta Çin'e olan tüm uçuşları durdurduk. 23 Şubat'ta hastalığın ortaya çıktığı ve yayılmaya başladığı İran'dan ülkemize tüm geçişleri kapattık. 27 Şubat'ta İran, Irak, Gürcistan'la olan 8 sınır kapımızda sahra hastaneleri kurduk.
İtalya ile ülkemiz arasındaki tüm yolcu trafiğini durdurduk. 2 Mart'ta umreden dönen herkesin sağlık muayenesinden geçirilmesini kararlaştırdık. 6 Mart'ta son 14 gün içerisinde İtalya'da bulunan yabancı uyrukluların ülkemize girişini yasakladık. 10 Mart'ta Sağlık Bakanımız ülkemizde ilk defa Avrupa'dan gelen bir vatandaşımızda Covid-19 testinin pozitif çıktığını kamuoyuyla paylaştı. Ben de kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum.
Haziran ayında yapılacak Liselere Geçiş Sınavı ve üniversiteye giriş sınavının soru hazırlıkları da yapılacaktır. Gelişmelere göre bu sınavları da ileri bir tarihe ertelemeyi gündemimize alabiliriz. Bu vesile ile bugün 20 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdiğimizin müjdesini paylaştığımızı söyleyelim, hayırlı olsun.
13 Mart'ta ülkemizdeki vaka sayısı 5'e çıktı. Yeni kararlar aldık. Almanya, Fransa ve İspanya dahil 9 Avrupa ülkesiyle olan havayolu ulaşımını durdurduk. Hastanelere ziyaretçi sınırlaması getirdik. Kamuda çalışan hamile, süt izinlilere, engellilere, 60 yaş üstü personele 12 gün idari izin verdik. Özel kreşleri, bakımevlerini tatil ettik. Kışlalardaki askerlerin çarşı izinlerini durdurduk. Ceza infaz kurumlarındaki görüşler ve nakillere ara verdik. Acil olmayan duruşmaların ertelenmesinin de yolunu açtık.
Kültür sanat faaliyetlerini nisan sonuna kadar erteledik. İlaçları rapora bağlı hastaların, kronik hastaların hastaneye gitmeden ilaçlarını alabilmelerine imkan tanıdık. Nisan ayı sonuna kadar ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetleri, toplantıları, kongreleri, konferansları, askeri tatbikatları, bedelli askerlik celplerini tehir ettik.
İhracatçılarımızın etkilenmemesi için gümrük kapılarında her türlü tedbirleri aldık. İran üzerinden yapılan Orta Asya ihracatlarının TIR güzergahlarını Gürcistan ve Azerbaycan'a yönlendirdik. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu seferlerini 6 bin tona çıkaracak çabaları başlattık.
Vatandaşlarımıza fahiş fiyatlarla mal satmaya çalışan firmalara, özellikle bütün birimlerimizi devreye sokarak denetimlerimizi yoğunlaştırdık, cezai müeyyideleri de etkinleştirdik. İş dünyasıyla ortaya çıkan yeni durum karşısında alınabilecek tedbirleri sürekli istişare ettik.
Umreden dönen vatandaşımız yeni vaka olarak kayıtlara geçti. Umreden dönen vatandaşlarımızın öğrenci yurtlarında karantina uygulamasını başlattık. Umreden dönen 10 bin 330 vatandaşımızı karantinaya aldık. Bar, gazino, gece kulübü gibi eğlence yerlerinin, müzelerin faaliyetlerini durdurduk. Uçuşların durdurulduğu ülkelerden gelen her vatandaşımızın 14 gün karantinada tutulmasını kararlaştırdık.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın herkesin namazını evinde veya isterse camide ferdi olarak eda edebileceğini Din İşleri Yüksek Kurulu kararını açıkladı. En yüksek risk grubunda bulunan cami cemaatinin korunmasında önemli adımı atmış olduk. Kahvehane, kafe, gazino, sinema, düğün salonu, konser salonu, internet kafe, taziye evi gibi mekanların faaliyetlerine geçici bir şekilde ara verilmesini kararlaştırdık.
Partimin bu noktadaki bütün faaliyetlerini erteledik. Hızlı sonuç veren Covid-19 testlerinin yapıldığı laboratuvar sayısının 4'den 16'ya çıkarılmasına karar verdik. İngiltere ve Suudi Arabistan'ın aralarında bulunduğu uçuş yasağı koyduğumuz ülke sayısı 20'ye ulaştı. Dün itibarıyla Covid19 teşhisi konan hastalarımızın sayısı 98'e çıktı maalesef bir vatandaşımızı kaybettik.
Elbette bu süreçte adeta virüs ülkemize gelmekte niye geç kaldı diye dizlerini dövenler, yalan haberlerle kaos çıkarmaya çalışanlar da çıktı. Milletimizle birlikte ülkemize yönelik her saldırı nasıl dirayet ve kararlılıkla göğüslemişsek bu sıkıntıyı da yine aynı şekilde karşıladık. Türkiye'nin en büyük gücü birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile bu sıkıntılı süreçten daha güçlenerek atlatacağımıza tüm kalbimle inanıyorum.
Biz önce insan diyen öyle bir medeniyetin insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen kültürün mensuplarıyız. Aldığımız her tedbir insanlarımızın hayatını ve geleceğini korumaya yöneliktir.
İnsanın farkında olmadan virüse maruz kalması ve bulaştırmasıyla yayılıyor. Sağlıklı insanlar hastalığı rahatça atlatırken herhangi bir hastalığı bulunanlar tehlikelerle karşı karşıya kalabiliyor. Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin tamamı kendimizin ve diğer insanların sağlığını koruma amaçlıdır. En iyi koruma yöntemi herkesin kendi kendine alacağı tedbirlerdir. Açıklanan tedbirlere hep birlikte hassasiyetle riayet edersek evde kalma süresini 3 hafta ile sınırlı tutabiliriz.
Bireysel temizliğimize ve diğer insanlarla olan mesafemize dikkat etmeliyiz. En etkili tedbirin temizlik olduğu konusunda bilim insanları hemfikir. İnancımızda ve kültürümüzde kalp, vücut, hane temizliği çok büyük önem taşır. Kültürümüzde küçüklerin gözlerinden, büyüklerimizin ellerinden öpmek elbette önemli yer tutar. Ancak buna bir süre ara vermemiz gerekiyor. Salgın tehlikesi kalkana kadar sevgimizi yüreğimizle göstermekle, dilimizle anlatmakla yetinmeliyiz. Onun için gönül selamı.
Peygamberimiz veba olan yere gidilmemesini, veba olan yerden de çıkılmamasını söylüyor. Hz. Ömer Şam'da salgın hastalığı haberini alıyor ve yolculuktan vazgeçiyor. Sahabeden birisi 'Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun' diyor. Hz. Ömer 'Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz' diyor. Önemli olan gereken her türlü tedbiri alarak takdiri Allah'a bırakmaktır.
Bu süreçte en büyük görev fert fert milletimize düşüyor. İsteğimiz Covid-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır. Kendimiz zarar görmesek de taşıdığımız virüsü Allah muhafaza sevdiklerimize bulaştırarak hastalanmalarına ve hatta ölümlerine yol açabiliriz. Sosyal mesafeyi korur ve hareketliliği ne kadar azaltırsak virüsün yol açtığı tehdidi o derece düşürürüz.
Toplu taşıma araçları ve toplu alanlar başta olmak üzere ortak kullanıma açık her yer virüsün yayılma alanlarıdır. Dikkat edeceğiz, başka çaremiz yok. Virüse maruz kalmış tek bir kişinin ikazları dinlemeyip, gereksiz yere dışarıda dolaşması halinde yüzlerce insana bulaştırma hali vardır. Vakit tefekkür, okuma, dinginlik vaktidir. Vakit yapabileceğimiz her şeyi evden yapma vaktidir. Mecburiyeti olmayan hiçbir vatandaşımız tehdit ortadan kalkana kadar evlerinden çıkmamalıdır.
İşlerine giden vatandaşımız mesai bitiminden sonra evlerine dönmeli, kimseye temas etmeden sabunla ellerini, yüzünü yıkamalıdır. Çocuklarımızdan dışarıya çıkmadan evde kitap okuyarak, derslerine çalışarak vakitlerini değerlendirmelerini istiyoruz. En büyük risk grubunu oluşturan yaşlılarımızın bir süre ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer fertleriyle mesafeli bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri daha doğru olacaktır.
Kimi Avrupa ülkelerinin, dezavantajlı grupları, özellikle de yaşlıları adeta gözden çıkartan anlayışlarına asla katılmıyoruz. Tam tersine bizim kültürümüzde, yaşlılarımızı el üstünde tutmak, dünya ve ahiret saadetinin temel şartlarından biri olarak kabul edilir. Bunun için yaşlılarımızı koruyacak ve kollayacağız. Bilim Kurulumuzun önerisiyle, önce İstanbul ve Ankara’da başlatılacak bir çalışmayla, 65 yaş üzerindeki tüm yaşlılarımıza koruyucu maske ve kolonya dağıtacağız. Yalnız yaşayan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında, devlet kadar, yakınlarına ve komşularına da görev düşüyor.
Bu insanlarımıza hep birlikte yardımcı olarak, süreci suhuletle geçirmelerini temin etmeliyiz. Kamu bankalarımız 76 yaş üzeri emeklilerimizin maaş ödemelerini isterlerse evlerinde yapacaklar. Huzur evlerimizdeki doktor sayısını da artırarak, yaşlılarımızın sağlığını daha yakından takip edeceğiz. Bir diğer önemli konu, sağlık sistemimizi güçlü bir şekilde ayakta tutmaktır.Bunun için, sağlık kuruluşlarımızın üzerine binecek yükü hafifletmemiz gerekiyor.
Vatandaşlarımızdan, hayati olmayan sağlık sorunlarına, mümkün olduğu kadar aile hekimleri vasıtasıyla çözüm aramalarını özellikle rica ediyorum. Unutmayınız, salgın hastalık durumlarında hastaneler, aynı zamanda virüs bulaşma ihtimali en yüksek yerler haline gelmektedir. Yüksek ateş, kuvvetli öksürük ve nefes darlığı gibi hastalık belirtileri ortaya çıkan vatandaşlarımız ise, paniğe kapılmadan, öncelikle Sağlık Bakanlığımızın ALO 184 hattını aramalıdır.
Buradan yapılacak yönlendirmeye göre hareket edilmesi halinde, sağlık kurumlarımızdan en yüksek verimle istifade edebiliriz. Bu vesileyle takdire şayan bir fedakarlıkla ve sabırla görev yapan tüm sağlık personelimize şükranlarımı sunuyorum.
Yaşadığımız bu kritik süreçte, gıda, temizlik, su, iletişim ve diğer temel ihtiyaçların kesintisiz devam ettirilebilmesi için üretimden lojistiğe kadar her türlü tedbiri aldık, alıyoruz. COVİD-19 hastalığına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını da tüm hızıyla devam ettiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarını yürüten Sanayi ve Teknolojimiz Bakanlığımız, bu konudaki tüm önemli araştırmacıları ve kurumları bir araya getirdi. Tanı kiti konusunda çok iyi bir üretim potansiyelimiz var.
Önceki gün Almanya, Fransa, İngiltere liderleriyle, dün de İtalya Başbakanı ile yaptığımız telefon görüşmesinde, ülkemizin bu salgın hastalık konusunda muhataplarına yapabileceği katkıları da ele aldık. Salgın ilk başladığında Çin’e de tıbbi malzeme desteği vermiştik. Aynı şekilde Türkiye olarak biz de bu ülkelerin tecrübelerinden istifade edeceğiz.
Görüldüğü gibi, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren, Türkiye olarak hızlı kararlar alarak ve süratle uygulamaya geçirerek, ülkemizin bu krizden en az şekilde etkilenmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Nitekim, çevremizdeki ülkelerde çok yoğun görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen, virüsün ülkemize sirayeti hem oldukça geç, hem de oldukça sınırlı olmuştur.
Aldığımız tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız. Bunun için, tehlikenin kapımızı çalmasını beklemeden, sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor, uygulamaya geçiriyoruz. Bu çerçevede, biraz önce de, bakanlarımızın, iş dünyasından temsilcilerimizin, resmi-sivil ilgili tüm kurumlarımızın temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdik.
Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime, istihdama olumsuz etkisini azaltmak amacıyla, çok önemli kararlar aldık. Esasen, hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin, diğer boyutlarının yanı sıra ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar. Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa karşı geliştirdikleri yöntemleri tek tek analiz ediyorlar. Ekonomi yönetimimiz ve ilgili kurumlarımız, tüm iş dünyasının taleplerini ve ön görülerini toplayarak, hazırlıklarını yaptı.
Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası hazırladık. Son yıllarda ekonomimizi hedef alan saldırılara karşı verdiğimiz mücadele sayesinde, küresel türbülanslara karşı güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirdik. Şimdi bu 2 aylık direnme sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyoruz. Daha önce örneği görülmemiş bir süreç yaşıyor olduğumuz için, hasarın boyutları kestirilemiyor. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Ancak, bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke konumunda bulunduğumuz bir gerçektir.
Hindistan Borsası’nın yüzde 18, Japonya’nın yüzde 20, Amerika’nın yüzde 21, İngiltere’nin yüzde 22, Almanya’nın 26, İtalya’nın yüzde 32 değer kaybettiği 28 Şubat-16 Mart tarihleri arasında, bizim kaybımız yüzde 17’de kaldı. Aynı tarihlerde Türk Lirası olarak da, gelişmekte olan ülkelerin hepsinden daha iyi bir direnç gösterdik. Şimdi ekonomimiz için koruma kalkanı olacak bir paketi devreye alıyoruz. Dün Merkez Bankamız piyasalar açısından oldukça önemli bazı adımları atarak, likidite sıkıntısı yaşanmayacağının garantisini ortaya koydu. Bu kapsamda Merkez Bankamız, ihracatçımız için de çok önemli uygulamalar başlattı.
Nisan, Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ertelenerek, azami vade 1 yıl uzatıldı. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi de yine 1 yıl uzatıldı. Böylece, ihracatçımız bu süreçteki belirsizliği böylece rahat bir şekilde atlatabilecek. En büyük önceliğimiz üretim ve istihdamın sekteye uğramamasıdır.
İnşallah bu süreçten, kamu-özel sektör dayanışması ile daha da güçlenerek çıkacağız. Birazdan açıklayacağımız paketteki imkanlardan istifade edecek firmalar için ön şartımız, istihdam kaybına yol açmamalarıdır. Finansal kurum ve kuruluşlarda kredi limiti olan firmaların, likidite ve nakit ihtiyacına yönelik taleplerinin hızlıca karşılanması, ayrıca kredi limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi önemlidir. Finans kuruluşlarından, bu ortamda istihdamın muhafazası ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi için kredi şartlarının esnetilmesine yönelik adımlar bekliyoruz.
Tüm finans kuruluşların; kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma uygulamalarından özenle kaçınmasını istiyoruz. Bunun yanında, kurumsal firmaların, KOBİ’lerin, bireysel kesimin, geçici iş ve ciro kaybı veya benzeri nedenlerle gelir kaybı yaşayanların, kredi borçlarıyla ilgili taksit, öteleme, yapılandırma, düzenleme taleplerine süratle ve olumlu cevap verilmelidir. Türkiye Bankalar Birliğinin bu konuda aldığı tavsiye kararına, tüm finans kuruluşlarının uyacağına inanıyoruz. Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz.
Ekonomik İstikrar Kalkanı adını verdiğimiz bir paketle, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyoruz. Bu çerçevede devreye sokacağımız tedbirler şunlardır:
1- Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyoruz.
2- Konaklama vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacağız.
3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle erteledik.
4- İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indiriyoruz.
5- KOVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlayacağız.
6- İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği vereceğiz.
7- Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz.
8- Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere vereceğiz.
9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz.
10- 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz.
11- Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesini sağlayacağız.
12- Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz.
13- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz.
14- Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandırılacağız. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız.
15- En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz.
16- Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz. Yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılmasını sağlıyoruz.
17- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz.
18- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz.
19- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla Çankaya Köşkü'nde saat 14.20 başlayan toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi ve Sağlık Politikaları kurullarının üyeleri, Bakanlar, kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, AK Partili yöneticiler ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.