Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlenen "Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son bir yılda 10 ay arayla üst üste üç seçim geçirildiğini, seçimler nedeniyle geniş katılımlı istişare ve değerlendirme toplantılarını yapamadıklarını belirtti.
Kızılcahamam'da geçen ay, partinin eski-yeni kurmay kadrosuyla ve milletvekilleriyle beraber olduklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her kademede danışmaya, diyaloğa önem veriyor, ülkemizin ve partimizin gündemindeki konulara ortak akılla çözüm yolları arıyoruz. Bu anlayışla büyükşehirden il, ilçe ve belde belediyelerine kadar AK Parti'li tüm belediye başkanı arkadaşlarımızla bir araya gelelim istedik. Böylece hem yerel seçim sonuçlarını masaya yatıralım hem şehirlerimizin ihtiyaçlarını ve projelerimizi detaylıca görüşelim. Hem de önümüzdeki döneme dair yol haritamızı sizlerin de önerileriyle beraberce şekillendirelim dedik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kayseri'deki olayların sebeplerinden biri muhalefetin zehirli söylemleridir
01 Temmuz, Pazartesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerek il ziyaretleri ve gerekse farklı toplantılarla başkanlarla sık sık bir araya geleceklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"AK Parti'nin hikayesi, yerelden genele ilerleyen bir başarı hikayesidir. Biz başkaları gibi tepeden inme bir parti değil, yerelden bizzat halkın içinde zuhur etmiş ve yükselmiş bir partiyiz. Bundan tam 30 sene önce millete hizmet yolculuğumuza belediyelerden başladık. Mahalli idarelerdeki örnek karnemizle yeni hedeflere yürüdük. Yerel yönetimlerdeki başarılarımız önümüze yeni kapıların ve yepyeni ufukların açılmasına vesile oldu. Politikalarımızı önce belediyelerdeki uygulamalarla ortaya koyduk. Milletimizin sorunlarına önce belediyelerde çözüm ürettik. Kendimizi halkımıza önce belediyelerde ispat ettik. Milletimiz bizi ilk olarak yerel yönetimlerde gördü, tanıdı, bize orada inandı ve güvendi."
"Bir nevi siyasi rakiplerimize koçluk yapıyoruz"
Mahalli idarelerdeki üstün hizmetleri sonrasında 2002'de bu sefer ülkeyi yönetme sorumluluğunun, AK Parti'li kadrolara tevdi ettiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Şunu unutmayınız, 2002'de bize iktidar kapısını açan da 22 yıl boyunca iktidarda tutan da hiç tartışmasız yerel yönetimlerdeki başarılarımızdır, gayretlerimizdir. AK Parti'nin en büyük referans kaynağı son 30 yıldır yerel yönetimlerdir. Bu gerçek 1994 senesinden beri değişmemiştir ve değişmeyecektir. Şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim, AK Parti birikimiyle, vizyonuyla, referanslarıyla, yerel yönetimlerde sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın en yetkin, en donanımlı siyasi hareketidir. AK Parti belediyeciliği bugün küresel ölçekte bir marka haline gelmiştir. Mahalli idareler alanında ülkemizde 30 yıldır standartları biz belirliyoruz. Öyle ki rakiplerimiz bile bizi taklit etmeye bizden kopya çekmeye başladı. Pek çok başlıkta onların da yol haritasını dolaylı olarak biz şekillendiriyor, bir nevi siyasi rakiplerimize koçluk yapıyoruz."
Tüm bunları söylerken elbette mükemmel oldukları iddiasında bulunmadıklarını kaydeden Erdoğan, dünya değişirken, Türkiye muazzam bir dönüşümden geçerken değişime daha hızlı adapte olunması gereken kimi başlıklar bulunduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun, özellikle gençlerin nabzının daha iyi tutulabileceği, beklentilerinin daha iyi karşılanabileceği, belediye hizmetlerinde daha yenilikçi uygulamalar geliştirilmesi gereken konuların olabileceğini vurgulayarak, "Ama şehirlerimizin sorunlarını çözme, şehirlerimizi geleceğe hazırlama, popülizme bulaşmadan politikalar üretme noktasında hiçbir parti, hiçbir belediye başkanı AK Parti'li kadrolarla yarışamaz, bizimle rekabet edemez. 31 Mart seçimlerinden bu yana yaşananlar bu gerçeği çok net biçimde bir kez daha göstermiştir. Taşlar yerine oturdukça herkes daha sağlıklı ve objektif değerlendirmeler yapabiliyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son seçimlerde muhalefetin tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttüğünü söyledi.
Muhalefetin ekonomideki sıkıntıları da istismar ederek "kim ne veriyorsa benden beş katı" anlayışıyla hiçbir temeli olmayan uçuk vaatlerde bulunduğunu belirten Erdoğan, muhalefetin deprem riski ve kentsel dönüşüm dahil şehirlerin kanayan yaralarına dair ortaya hiçbir somut proje koymadığını kaydetti.
"Hayat pahalılığının yükü altında ezilen insanlarımızın popülizm dalgasına kapılmasına engel olamadık." diyen Erdoğan, muhalefetle ülkeye ve millete zarar verecek bir vaat yarışına girmeyi de AK Parti'nin siyaset kodlarıyla bağdaştıramadıklarını bildirdi.
Erdoğan, insanlarla aralarındaki güven duygusunu zedeleyerek Türk ekonomisine ağır bedeller ödetecek her türlü popülizmden uzak durduklarını dile getirdi.
Dünyanın ve Türkiye'nin gerçekleri temelinde hazırlanan projeleri kamuoyuyla paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, 31 Mart'ta milletin sandığa gittiğini, son sözü söylediğini ve iradesini oraya özgürce yansıttığını ifade etti.
"Milletimiz toplam 541 belediyenin yönetimini AK Parti'ye emanet etmiştir"
Milletin iradesini öperek başlarının üstüne koyduklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yüksek Seçim Kurulunun açıkladığı kesin sonuçlara göre, Cumhur İttifakı 31 Mart seçimlerinde yüzde 40,5 oy oranına ulaşmıştır. Milletimiz 12 büyükşehir, 12 il, 347 ilçe ve 170 belde olmak üzere toplam 541 belediyenin yönetimini AK Parti'ye emanet etmiştir. Cumhur İttifakı'ndaki müttefikimiz Milliyetçi Hareket Partisi ise 8 il, 114 ilçe ve 97 belde belediyesi kazandı. Böylece Cumhur İttifakı 12'si büyükşehir, 20'si il, 461'i ilçe, 267'si belde olmak üzere toplam 760 belediyede ipi göğüslemiş oldu. 31 Mart'ta seçim yapılan bin 393 belediyenin yüzde 54,6'sını önümüzdeki 5 yıl boyunca inşallah Cumhur İttifakı yönetecektir."
Hatay'ın 10 yıllık fetret devrinin sona ermesinden ayrıca mutluluk duyduklarını vurgulayan Erdoğan, tercihini Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullananlara şükranlarını sundu.
Bir önceki seçimlere kıyasla oy oranları ve belediye sayısından ortaya çıkan negatif sapmayı göz ardı etmediklerini bildiren Erdoğan, ekonomideki zorlukların haricinde sonuçlara etki eden başka faktörlerin de olduğunu gördüklerini söyledi.
Erdoğan, milletin iradesini sorgulamadan seçmenin verdiği mesajların ışığında çok boyutlu muhasebelerini yaptıklarını, hatayı da kusuru da kendilerinde aradıklarını belirtti.
Muhalefetin son 21 yılda defalarca düştüğü halkı ve sandığı suçlama gafletine düşmeden iğneyi kendilerine çuvaldızı başkasına batırdıklarını kaydeden Erdoğan, bu hassas süreci kendi takvimleri çerçevesinde bayrak değişimi havasında birlik ve kardeşlikten taviz vermeden kuyumcu titizliğiyle yürüteceklerini dile getirdi.
"Hizmet etmek yerine bütün enerjilerini bahane bulmaya harcıyorlar"
Milletin AK Parti'den talepleri gerçekleşene kadar tüm kademelerde gereken adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözlerin tamamı unutuldu. Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar bakıyorsunuz bugün ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. 'Ucuzlatacağız, fiyatını indireceğiz, hatta bedava yapacağız' dedikleri hizmetlerin neredeyse tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler. Bu konuda gemiyi öyle bir azıya aldılar ki kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. İş üretmek, verdikleri sözlerin arkasında durmak, hizmet etmek yerine bütün enerjilerini artık bahane bulmaya harcıyorlar. Devraldıkları kimi belediyelerde eski başkanlarımıza iftiralar atacak kadar siyasi ahlaktan yoksun davrandılar. Allah var. Bu süreçte sadece bir kesime verdikleri sözlere sadık kalıyorlar. Şahsi reklam ajansı olarak kullandıkları bazı medya mensuplarına Roma turuyla diyet borçlarını ödemekte hiçbir kusur etmiyorlar. Nepotizmin ne demek olduğunu 3 ay içinde uygulamalı olarak milletimize gösterdiler."
Muhalefetin eş, dost, akraba, tanıdık çiftliğine çevirdikleri belediyelerde kayırmacılığın adeta kitabını yazdığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Geride bıraktığımız üç aylık dönemde güya özgürlük adına alkol tüketimini teşvik etmek, cinsiyetsizleştirme politikalarına aleni destek verme, belediye binalarını LGBT paçavralarıyla donatmak dışında herhangi bir icraatları olmadı. Makam odalarında vatandaş darbetmek, kadınların serbestçe hayata katılım alanlarını kısıtlamak, Arapça tabelalara karşı savaş açmak, gençlerimize hizmet eden vakıflara, derneklere, gönüllü kuruluşlara baskı uygulamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. 'İşçinin ekmeğiyle oynamayacağız' dediler fakat göreve geldikleri birçok il ve ilçede emekçi kardeşlerimizi kapı dışarı ettiler. Buna benzer örnekleri çoğaltmamız mümkün. Görüyoruz ki muhalefet belediyelerinde 31 Mart'a kadar devam eden vaat yağmurunun yerini 1 Nisan sabahından itibaren zam yağmuru aldı, işçi kıyımı aldı, baskı, tehdit, yıldırma aldı."
"Türkiye'nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalı"
Muhalefetin siyaset anlayışında köklü bir değişim yaşanmazsa gelecek beş sene boyunca benzer hadiselere yine şahitlik edileceğine işaret eden Erdoğan, böyle bir siyaset tarzını asla kabul etmediklerini söyledi.
"Yerel yönetimlerde güç zehirlenmesine kapılarak vatandaşa hayat biçimi dayatılmasını doğru bulmuyoruz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin yakın geçmişte ideolojik fanatizmden çok çektiğini, milyonlarca insanın sadece inancına uygun hayat sürmek istediği için ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü, ötekileştirildiğini, haksızlığa uğradığını kaydetti.
Erdoğan, çağdaşlık bahanesiyle yıllarca millete eziyet edildiğini, belli bir yaşam tarzına kayıtsız, şartsız uymasının beklendiğini belirtti.
Tepeden inmeci yönetim anlayışının ülkeye ve demokrasiye ağır faturaları olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu anlayışa 1994 yılında belediyelerde, 2002'de de tüm Türkiye genelinde son verdiklerini söyledi.
Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadıklarını, siyasi rövanşizmden her zaman ve her şartta uzak durduklarını dile getiren Erdoğan, son dönemde özellikle el değiştiren belediyelerde eski hastalıkların tekrar nüksetmeye başladığına dikkati çekti.
Erdoğan, konuşmasına, şöyle devam etti:
"Muhalefet içindeki radikal unsurlarında kışkırtmasıyla 28 Şubat dönemini anımsatan uygulamalar, yeniden devreye alınmak isteniyor. Buna müsaade edilmemeli. Türkiye'nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalı. Muhalefetin aklıselim sahibi aktörlerinden eski Türkiye'nin kötü hatıralarını tekrar canlandıran sahnelerin önüne geçilmesi noktasında daha çok çaba bekliyoruz. Aynı şekilde birilerinin kendi beceriksizliğinin faturasını, savaşlar ve terör sebebiyle evini, barkını, vatanını terk etmek zorunda kalmış sığınmacılara kesme kurnazlığına da göz yumulmamalıdır."
Ayrımcılık, ötekileştirme, nefret dili
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'de yaşanan olaylara ilişkin, "Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Dün Kayseri'de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun, insanların evlerini yakmak, vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Biz hiçbir zaman böyle olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Ayrımcılık, ötekileştirme, nefret diliyle insanları düşmanlaştırmanın AK Parti siyasetinde kendisine yer bulamadığını, asla yer bulamayacağını söyleyen Erdoğan, bunları, salt birilerini eleştirmek için söylemediklerini, birilerini yıpratmanın peşinde de olmadıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı ve muhalefetiyle elbirliği içinde tüm Türkiye'ye layıkıyla hizmet etmek arzusunda olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Muhalefetin on yıllardır yaptığı gibi siyaset, 'beyaza siyah, siyaha beyaz' demek değildir. Siyaset, yanlışa engel olmak, doğruya güç vermek, hayırlı, faydalı, güzel işleri desteklemektir. Millete hizmet götürenlere engel çıkartmak, köstek olmak, elini kolunu bağlayacak bir mantıkla hareket etmek bize yakışmaz. Tam tersine vatandaşa hizmet eden, şehirlerimizin sorunlarına çözüm üreten, derdi kendi ilinin, ilçesinin, beldesinin derdi olan herkese yardımcı olmayı görev biliyoruz."
Milletin hizmet görmesini, şehirlere hizmet götürülmesini, şehirlerin kaynaklarının, o kaynakların asıl sahibi olanların refahı, huzuru esenliği için kullanılmasını istediklerini vurgulayan Erdoğan, "İstiyoruz ki günlük siyasi çıkarlar uğruna milletimizin birliği ve bütünlüğü yara almasın. Sosyal barışımız bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın, bunun dışında hiçbir gayemiz, beklentimiz ve gizli gündemimiz yoktur." dedi.
"Onurlu, şerefli bir emaneti yüklendiniz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde milletin belediye başkanlarına önemli görevler verdiğini dile getirerek, belediye başkanlarına şöyle seslendi:
"Her biriniz, aziz milletimizin takdiri ile mesuliyeti çok yüksek ancak aynı zamanda onurlu, şerefli bir emaneti yüklendiniz. Zannetmeyin ki sadece küçük bir beldeyi yönetiyorsunuz, zannetmeyin ki sadece bir mahalli birimin başındasınız, bilakis siz gölgesinde milyonların huzur bulduğu büyük Türkiye çınarını, büyük AK Parti çınarını ayakta ve hayatta tutuyorsunuz. Her bir belde başkanımız, her bir ilçe, il, büyükşehir belediye başkanımız tüm kadrolarıyla, tüm personeliyle işte böyle kutlu bir vazife icra ediyor. Çınarın tek bir kökünde, tek bir kök ucunda sorun olursa bundan gövde de etkilenir. Aynı şekilde çınarın kökleri ne kadar diri olursa çınarın gövdesi de o kadar diri olur, güçlü olur. Onun için sorumluluğunuz çok büyük. Sadece hemşehrilerinize karşı değil, Türkiye'nin her bir ferdine, İslam ve Türk coğrafyasının her bir bireyine karşı vebal taşıyorsunuz. Her bir adımınızda, hatta her bir anınızda, omuzlarınızdaki bu büyük yükü, büyük mesuliyeti dikkate almak zorundasınız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en başta finansal konularda, para meselelerinde bu mesuliyetin hatırlanacağını ifade ederek, belediye başkanlarının yetkilerindeki paranın milletin parası ve belediye başkanları ile ekiplerine emaneti olduğunu kaydetti.
"Harcamalarınızı helal ve yasal yollardan yapacaksınız"
"Her bir kuruşu kullanırken, harcadığınız paranın milletin parası olduğunu hatırlayacaksınız." diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bir de şunu hatırlayacaksınız; Allah var, ölüm var, hesap var ve hesap günü var. Harcamalarınızı helal ve yasal yollardan yapacak, aynı zamanda isabetli yapacak, israftan mutlaka kaçınacaksınız. Kaynağı belirsiz para kuleleri ile gündeme gelenlerin durumunu sizler de gördünüz, görüyorsunuz. Bizde böyle bir yanlış olmaz, olmayacaktır. En küçük yanlış dahi unutmayın size oy verenlere olduğu kadar sadece AK Parti'ye değil gölgesinde milyonların huzur bulduğu Türkiye çınarına da zarar verir. En küçük bir yanlış büyük AK Parti çınarının her bir zerresini mahcup eder, hayal kırıklığına uğratır. Bilerek veya bilmeden işlenen en küçük bir hata şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın hepsine yük oluşturur. Bizim kadrolarımız hamdolsun büyük mesuliyetin idrakinde bir kadrodur, milletin emanetini gözetme konusunda her birinizin azami hassasiyet içerisinde dikkat ve rikkat içerisinde olacağına ben yürekten inanıyorum."
Erdoğan, belediye başkanlarının seçilmiş olmalarının, milletin üzerinde bir konuma yükseldikleri anlamına asla gelmediğini, tam aksine seçilmiş olmalarının onları milletin hizmetkarı konumuna getirdiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun için her an milletimizin içinde olacaksınız, düğünde, cenazede, iyi gününde, kötü gününde aziz milletimiz sizi yanında görecek, yanında bulacak. Her zaman söylüyorum, yoksul gelip sizi bulmayacak, siz gidip yoksulu, muhtacı, dertliyi, garibi gurebayı bulacaksınız, ola ki utanıyordur, ola ki umutsuzdur, ola ki istemekten çekiniyordur, siz o daha anlatmadan anlayacaksınız, göstermeden göreceksiniz, istemeden gidip bulup vereceksiniz. Bakınız şurası çok çok önemlidir, beş yıllık görev süresi dolduğunda sizden sadece size oy verenler değil, o şehrin tüm sakinleri memnun olacak, razı olacak, 'Allah razı olsun' diyecek.
Bizde ayrım olmaz. 'Şunlar oy verdi, bunlar vermedi, şunlar şöyle, bunlar böyle' bizde bu tür ayrımcılık asla olmadı, bundan sonra da olmaz. Seçim bitmiştir ve oy versin vermesin, tüm şehir sakinleri artık bizim hemşehrimizdir, kardeşimizdir. Siz sadece size oy verenlerin değil, tüm şehrin belediye başkanı olacaksınız. Siz birilerinin, güçlünün, zenginin, elitin, seçkinin değil, halkın belediye başkanı olacaksınız. Siz, sesi çok çıkanların, bağıranların, çağıranların değil, sessiz yığınların belediye başkanı olacaksınız. Siz şehrin kenar mahallelerinde hayata tutunma mücadelesi verenlerin, yoksulların, gariplerin belediye başkanı olacaksınız. Bunu başarabildiğiniz ölçüde hem bizim hem de milletimizin gözünde ibra olur, emanetin hakkını vermiş olursunuz."
Belediye başkanlarının aynı zamanda tarihi bir misyon taşıdığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Unutmayın, insanlar şehirleri inşa eder, sonra o şehirler insanları inşa eder. Şehirlerinizi güzelleştirirseniz on yıllar, hatta yüzyıllar boyunca o şehirlerden güzel insanlar yetişir. Çirkin şehirden güzel insan yetişmez. Onun için estetiğe önem vereceksiniz. Şehirlerinizi daha fazla yeşille buluşturacak, daha fazla nefes aldıracaksınız. İhtiyaçları en acil, en hızlı biçimde karşılarken, gelecek nesillere karşı da sorumlu olduğunuz duygusundan sapmayacaksınız. Uyurken bir gözünüz açık olacak. Başınıza yastığa koyarken muhasebenizi yapacaksınız."
"Halktan uzak durursanız, halk da sizden uzaklaşır"
Belediye başkanlarının önlerindeki 5 yılın bir tek gününü bile boş geçirmemesi, boşa harcamaması ve israf etmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elbette makamınızda oturacaksınız. Toplantılar, görüşmeler yapacaksınız. Ama bundan daha çok sizleri milletimizin arasında, kimi zaman bir iş makinesinin üzerinde, kimi zaman bir şantiyenin başında, çizmelerinizi giymiş inşaatın ortasında göreceğiz. Halktan uzak durursanız, halk da sizden uzaklaşır. Kapınız ve sofranız daima vatandaşa açık olacak."
Erdoğan, AK Parti'deki belediyecilik tecrübesinin başka hiçbir partide görülemeyeceğini belirterek, belediye başkanlarından bu tecrübeden ve birikimden istifade etmelerini, AK Parti'nin özellikle yerel yönetimdeki kültürünü şehirlere her boyutuyla yansıtmalarını istedi.
AK Parti'yi bir çınara benzeten, parti teşkilatının da bu çınarın kılcal damarları olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Teşkilatımızla iç içe olacaksınız, işbirliği içinde olacaksınız. Teşkilatımızla aranıza mesafe asla ve asla koymayacaksınız. Belediye başkanıyla teşkilatın güç birliği, hedef birliği, ufuk birliği, şehrimizi yükseklere taşıyacaktır. Belediye başkanı da teşkilatımız da kendi mesuliyet dairelerinde kalacak, birbirini destekler mahiyette çalışacaktır."
"Milletimizin 31 Mart'ta verdiği mesajı okuduk, anladık"
Kendilerini 22 yıldır milletin gözdesi ve göz bebeği yapan vasıflarının mütevazılık ve amatör ruhları olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz, bu ruhu muhafaza ederek, güçlendirerek bugünlere ulaştık. Ben şöyle arkama bir bakıyorum, tevazu, samimiyet ve gayret. Bundan sonra da bu ruhla hareket edecek ve inşallah milletimize daha uzun yıllar hizmet üreteceğiz. Az önce de ifade ettim, biz hükümet olarak, genel merkez olarak milletimizin 31 Mart'ta verdiği mesajı okuduk, anladık ve değerlendirmelerimizi buna göre yapıyoruz. Sizler de bizim kadar bu mesajın muhatabısınız. Milletimizin nabzını tutacaksınız, eleştirilerini dinleyeceksiniz. Hoşnutsuz oldukları alanları tespit edeceksiniz ve bütün bunların üzerine gideceksiniz."
Bütün teşkilatları ve bütün kadrolarıyla her günü yeni bir gün, her sabahı yeni bir sabah olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, siyasetlerinin de siyasi kültürlerinin de bu yenilenmeye, bu ruh tazeliğine dayandığını ifade etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, her dem yeniden doğarız. İşte bugün de o heyecanı en üst seviyede muhafaza ettiğimizi milletimize tekrar göstereceğiz. Her gün, sanki yarın yokmuş gibi çalışacaksınız. Her gün, sanki yarın seçim varmış gibi çalışacaksınız. Her gün, taze bir heyecanla işinize başlayacaksınız. Sizlerden işte böyle bir tevazu, böyle bir gayret ve samimiyet bekliyoruz. Şunu lütfen hafızınızdan bir an olsun çıkarmayın, belediyeler, bizim eser ve hizmet siyasetimizin amiral gemisidir. Yerelde ne kadar başarılı olursak, hükümette de o derece başarılı sayılırız. Heyecanımızı kaybetmediğimiz, halka hizmeti Hakk'a hizmet gördüğümüz, gönülden çalışarak gönüller kazandığımız müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizim önümüzü kesemez."
"Tüm imkanlarımızla şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getireceğiz"
Yerelde bir gevşeme ve rehavet yaşanması halinde hükümette başarılı olsalar dahi arzu ettikleri neticeyi alamayacaklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sessiz yığınların çığlıklarına kulak vermek yerine, sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade edersek sadece güç kaybı yaşamayız, Allah korusun, milletimiz nezdinde inandırıcılığımızı da kaybederiz. Milletimizi bizar eden başıboş köpek sorunu olmak üzere, şu an ülkemizin gündeminde olan meseleleri bu anlayışla kati bir çözüme kavuşturacağız. Son rötuşlarını yaptığımız bu düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşecek. İnşallah biz de hükümet olarak sizlere gereken desteği sağlayacağız."
Erdoğan, depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm konusunun geri plana düşmesine izin veremeyeceklerini belirterek, "6 Şubat'ta yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getireceğiz. Şehirlerimizi, 'Türkiye Yüzyılı'nın ruhuna uygun bir yaklaşımla ele almamız gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." dedi.
Belediye başkanlarından "Sıfır Atık" projesine de destek vermelerini isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Küresel bir markaya dönüşen 'Sıfır Atık' projesine önem vermemiz, sadece Allah'ın emaneti olan tabiatın korunması için değil, kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından da son derece önemlidir. Sıfır Atık projesine her birinizin samimiyetle sahip çıkmasını istiyorum. Tüm belediye başkanlarımızın kendi şehirlerinde, ilçelerinde, beldelerinde bir başarı hikayesi yazmasını bekliyorum."