Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğe ilişkin “Biz Rusya ile Ukrayna arasında böyle bir savaşın olmasını asla arzu etmiyoruz. Bu bölge için hayra alâmet bir gelişme değildir” dedi. Trabzon’da “Gençlik Buluşması”nda gençlerle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii dış politika noktasında özellikle bizim hedefimiz daha çok düşman üretmek değil, dost kazanmak” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydettti:
Diğer taraf tabi, bizim bu S-400 konusu Türkiye-Rusya arasında ki çok önemli bir adım. S-400 çok önemli bir savunma sistemi, taarruz savunma sistemi ve S-400’leri aldığımız andan itibaren zaten buna biliyorsunuz uluslararası camia ciddi manada rahatsız oldu. Başta Amerika almayın biz size şunları yaparız bunları yaparız, dedik kusura bakmayın, karar bizim kararımızdır ve biz bu kararımızı verdik Rusya ile anlaştık ve NATO noktasında da her hangi bir olumsuzluk bu iş getirmiyor. Çünkü NATO ülkelerinin her biri silahlanmada silahlarını kendi kararını vermek sureti ile alır ve biz de bu kararımızı verdik, bu şekilde aldık.
Tabi bu arada benim bir Ukrayna ziyaretim olacak. Ardından da sayın Putin’in inşallah bize bir ziyareti olacak. Bizim tabi bütün derdimiz Ukrayna ile Rusya arasındaki bu sıkıntının giderilmesi ve bu konu da sürekli konuşulan savaş vesaire. Biz Rusya ile Ukrayna arasında böyle bir savaşın olmasını asla arzu etmiyoruz bu bölge için hayra alamet bir gelişme değildir ve bir NATO ülkesi olarak da böyle bir şeyi istemiyoruz, kabullenmiyoruz. NATO Genel Sekreteri sayın Stoltenberg o da zaten açıklamalarıyla bu yer de bizim önümüzü açmış oluyor. Temennim odur ki inşallah bunu da barışla çözmüş oluruz.
İstanbul’da bizden sonrakilere kalan bir şey olmadı ki ne yaptıysak biz yaptık. Olmayan bir şey vardı balık yemek. Çünkü bizim öyle bir derdimiz yoktu. Bizim bir tek derdimiz vardı oda İstanbul’umuzun neresinde bir eksik var, onları süratle gidermek.
Eski Türkiye zihniyetinin mensupları sık sık ortaya çıkıp kendilerini zaten hatırlatıyor. Kimi zaman eserlerimize ve hizmetlerimize karşı sergiledikleri çirkin yaklaşımlarla bunu yapıyorlar. Kimi zaman insanlarımızın hak ve özgürlüklerine olan nefretlerini göstererek yine yapıyorlar. Kimi zaman nasırlaşmış kalplerinin, köhneleşmiş zihinlerinin zehir saçan dillerinin ürünü hakaretleriyle bunu yapıyorlar.
Tayyip Erdoğan’ın kendisine yapılan hakaret benim için önemli değil. Fakat bu kardeşiniz, bu abiniz, büyüğünüz bir makamı temsil ediyor. Bu makam Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Bu makamı korumak da benim görevimdir. Cumhurbaşkanlığı makamına bırakın benim sahip çıkmamı, cumhur diye ifade ettiğimiz bu millet sahip çıkacaktır.