Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Maske ve sosyal mesafe önem arz ediyor. Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman maskeden de kaçabilmek, kurtulmak mümkün olur. 1.5 metre mesafeye dikkat edilirse maskeden kurtulabiliriz. Bakanımız kısa bir süre sonra bununla ilgili açıklamayı yapacak.
Aşılarımız geliyor. 50-55 yaş grubunu tamamlayacağız. Aşıları yoğun şekilde yaptığımızda tedbiri olacağız. Ben üç aşımı oldum. Bir de antikor testi oldum. Hamdolsun 2 bin 160'ı yakaladık.
Çalışmalarda detaya girersem ittifak ortağımıza yanlış yapmış olurum. Çalışmayı yapan heyetle arkadaşlarımız bir araya gelecek ve çalışmaları yapacağız. Çalışmanın ardından çıkarılması gereken ilave edilmesi gereken maddeleri konuşacağız. Tamam dediğimiz anda da Devlet Bey ile de görüşeceğiz. Birlikte yapacağımız bu çalışma Cumhur İttifakı'nın ortak çalışması olacak. 128 madde üzerinde çalışacağız.
Koronavirüs salgınında şehir hastaneleri önemli bir rol oynadı. İlk hastanemizi Yozgat'ta açmıştık. Bu yıl içinde açacağız. Sorarsan bunlar Ankara'nın kasaba olduğunu zannederler. Başkente yakışan neyse onu yapacaksın. Çam Sakura'nın karşısında bir de Anadolu yakasında şehir hastanesi yapacağız. En güzellerini en iyilerini yapmamız lazım. Doktor açığımızı da gidermemiz lazım.
Diyorlar ya 128 milyar dolar nereye gitti? Merkez Bankası'nın parasının nereye gittiği sorulur mu? Bunlar ne hesaptan ne kitaptan anlarlar. Bütün altyapı çalışmaları, depremler, felaketler... O kadar deprem geçirdik bu yardımları nereden yaptınız diye soran oldu mu?
Türkiye altyapısı çürük olan bir ülke konumunda, buna önem vermeye devam edeceğiz.
(Kılıçdaroğlu'nun) Aday olması normaldir. Cumhur İttifakı olarak kararımız belli. Öbür tarafta ittifakın bir diğer ortağı olan MHP'de Devlet Bahçeli kararını en başında açıkladı. Bu dayanışmamız bu şekilde yürüyor. Sıkıntı diğer tarafta. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi çok da ilgilendirmiyor. Yeni anayasayla ilgili ne gibi çalışmalar ortaya koyacağız. Biz bu çalışmalarımızı neticelendirip, Bahçeli'ye ve ekibine takdim edip daha sonra tüm ülkemizdeki siyasi partiler ile STK'larla paylaşacağız. Daha sonra da milletimizle paylaşacağız ve en ideale ulaşmanın gayretinde olacağız.
ABD kesinlikle bunları görmezden geliyor. Kendilerine defalarca yazılarla belirtmemize rağmen, ABD "Hayır biz ne dediysek odur" diyerek yoluna devam ediyor. Brüksel'de NATO zirvesinde bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir ama biz ne söylenmesi gerekirse söyleriz. YPG/PKK konusunda da kalktılar, ABD'de misafir ettiler. Görsel olarak kendilerine hepsini anlattık. FETÖ'yü görsel olarak anlatmamıza rağmen, "Yok öyle değil, böyledir" diyorlar. Bunun bir tanesi FETÖ ile mücadele, bir tanesi YPG ile mücadeledir.
YPG'nin PKK ile ilişkilerin belgelerle ispat ettik. Buna rağmen "ilişkisi yoktur" diyorlar. Bizim müttefikimiz ise bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Maalesef teröristlerin yanında yer alıyorlar. Trump göreve geldiğinde, binlerce TIR Kuzey Suriye sınırına geldi. Bunları terör kamplarına yerleştirdiler. Bütün bu silah, mühimmatları bu teröristler kullanıyor. Bütün bu petrol kuyularını o teröristlere kullanma imkanı verdiler. Sonra, "Bu petrol kaliteli petrol değil" diyerek savunmaya kalkıştılar. Terör örgütü mali noktadaki imkanları buradan elde ediyor... Biden döneminde terör örgütlerine destek devam ediyor.
Biz kim ne derse desin NATO'daki en güçlü 5 ülkeden biriyiz. Türkiye'nin olmadığı bir NATO güçlü değildir. S-400 konusu gündeme geldiğinde Stoltenberg biz ortaklarımızın hangi silahları kullandığına karışmayız der. Bu açıklamadan sonra Amerikalılar da bir şey diyememiştir. Biz S-400'ü durup dururken almadık. Şu anda gündemde değil. Türkiye'nin kendini koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza Doğu Akdeniz'i Kıbrıs'ı getiriyorsunuz. Avrupa ülkelerinden hiçbirisi Kıbrıs ile ilgili ayrışma sürecini bilmez. Bunu bilen tek lider benim. Ama onlar taraflar. Bunu şu an Miçotakis bile bilmez. Ben orada neler konuşulmuş, kimle konuşmuş biliyorum. Bunlar samimi değil, bunlar dürüst değil. O zamandan beri mali yaptırımlar vardı ve uygulamadılar. KKTC'ye ödemeleri gereken paralar vardı, ödemediler.
Ben buradan bir şey söylesem yine çıkacak. NATO'nun beyin ölümünden bahseden Macron... O nereye üye? NATO üyesi olan bir ülkenin bunu hesaba çekmesi gerekir. Macron'un Libya ve Suriye'de kimlerle iş tuttuğunu biliyoruz.
Bayraktar devletin bir kurumu değil. Devletle özellikle bu tür talepler geldiği zaman izin konusunda görüşmeler yaparlar. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletine hasım veya hısım görüşmesi yaparlar. Ondan sonra da bu ülkelerle adımı atarlar.
İki etabı bitti bu işin. İHA ve SİHA. Şimdi de üçüncü etabı geliyor. O en güçlü olanı: AKINCI. Bu üçüncü etap çok güçlü. Üzerindeki silahlarıyla çok çok güçlü. Ondan çok İHA ve SİHA'yı pazara sürüyor. Polonya NATO ülkesi olarak bu alımı yapmakla, özellikle Bayraktar bu ürünleriyle NATO piyasasına girmiş oldu. Polonya Cumhurbaşkanı Duda çok beğendi ve 24 tane aldı. Bu ciddi bir adım. Kendi segmentinde çok başarılı. Başarısını da Libya'da Azerbaycan'da ispatladı. İsterlerse mühimmat da verilir.
Mısır ile tarihten gelen gönül ve kader birliğimiz var. Devlet arası ilişkiler bu temelde ilerledi. Görüşmelerimiz genişleyerek devam ediyor. Mısır ile Doğu Akdeniz'de geniş iş birliği imkanlarımız bulunuyor. Arzumuz bu iş birliği imkanlarını azami şekilde kullanmak ve münasebetlerimizi ilerletmektir. Aynı durum Körfez ülkelerinin tamamı için geçerlidir. Biz bize bir adım atana koşarak gideriz. Yunanistan-Mısır ilişkisiyle Türkiye-Mısır ilişkisi bir değildir. Milletler arası ilişkiler birbirine benzemez. Ben Mısır halkını çok iyi bilirim, tanırım, severim.
BM'ye söyleriz. Gel temizle deriz. Gelmezlerse biz temizleriz. Bu bu işi temizleme konusunda kararlıyız. 10 yaşındaki çocukları kaçırıp Kandil'e gönderiyorlar. Nereye kadar sabredeceğiz?
Terör örgütü emperyalistlerin aparatı haline dönüşmüş durumda. Bölücü örgüt yeni militan devşirmekte zorluklar yaşıyor. Teröristler için hiçbir yer artık güvenli değil. Örgütün kaçırdığı gençlere sesleniyorum: "Bunların elinden kaçıp, Türkiye Cumhuriyeti'ne sığının."
Bütün şehitlerimizin mekanı cennet olsun.
ABD'li 30 civarında şirketlerle görüştük. Bizde dev yatırımları var. 30-40 yıldır Türkiye'de olan firmalar var. Bunların içinde uçak üretenden içecek üretenlere kadar firmalar var. Adımlarını geliştirmek istediklerini duyurdular. Amazon gibi. Yatırım Destek Ofisi'miz devamlı hizmetinizde. Buralardan yanıt alamazsanız ben size gerekli desteği vermeye hazırım. Karşılıklı dayanışmaya dayalı bir görüşme oldu. Bu görüşmenin devamını da koronavirüsten sonra ABD'de yapılmasını istediler.
Salgın sürecinde milletimizin güvenliğini sağlamak için devletimiz bütün imkanlarını seferber etti. Yaptığımız harcamalar yıl sonunda 104 milyar lirayı bulacak. Emeklilerimizin maaşını 1500 liraya çıkardık. Emeklilerin ikramiye ödemeleri Kurban Bayramı'nda da devam edecek. Diyorlar ki esnafa ne verildi? 1 milyon 200 bin esnafa destek verildi. Devlet vergi alacaklarından vazgeçti.
Kısa çalışma ödeneğiyle 3 milyon 700 binin üzerinde vatandaşımıza hibe ödemesi yaptık. Bu desteklerin tutarı haziran sonuyla birlikte 67 milyar lirayı buluyor. 7 milyon haneye nakit yardımı gerçekleştirdik. Tüm ödemelerin tamamı haziran sonuyla itibaren 181 milyar liraya ulaşacaktır.
Büyüme olayı çok farklı bir olay. İlk çeyreğin büyüme oranı. Önümüzdeki üç çeyrekte çok daha farklı şekilde artar ya da dengeli şekilde devam edebilir. Biz toplamda 661 milyar lirayı buldu bu destekler. 2021 yılı için güçlü bir başlangıç oldu. Bugün birkaç yazılı medya grubu çok çirkin ithamlarda bulundu. Vatandaşın cebine ne girdi? diyorlar. Bunlar kalıbının adamı da değiller. Geçen yıl da aynısı oldu. Çin'in ardından ikinci olduk. Bu yıl da Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi biz olduk. Bu büyümenin makine teçhizat yatırımlarında olması çok önemli. İster kabul etsinler istemesinler. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat... Türkiye şu anda bunları gerçekleştiriyor. Öncü göstergeler ikinci çeyrekte de güçlü bir büyüme olacağını gösteriyor.
Boris Johnson'la görüşmemiz olacak. Turizm konusunu konuşacağız. Turizm Bakanımız ümidini yitirmedi. Rusya, Ukrayna, Almanya'dan olumlu sinyaller alıyoruz. Yerli turizmde bir hareketlenme başladı. Onlar da tabi okullarla bağlantı kurdular. Karnelerle ilgili süreç 18 Haziran'da sona erecek. Temmuz başında tatile girme durumu olacaktır.
Buranın açılmasında merhum Vehbi Koç'un, Süleyman Demiral'in, Hasan Paşa'nın gayretleri var. Orada camii diye bir şey yoktu zaten. Ufacık bir mescide sıkışarak namaz kılınıyordu. Bu eseri kazandıran Elmas ailesine teşekkür ediyorum. Bu camii ile ilgili birçok kişinin çabası oldu.
Marmara'ya kıyısı olan belediyelerin çok sorumluluğu var. Başta İBB ile paslaşarak yapacağımız işlerimiz olabilir. Ergene'yi temizlemek için çok çalışma yaptık. Kıyılarda CHP'li belediyeler olduğu için oradaki fabrikaların atık sularını engellemiyorlar. Bu deniz salyası çok önemli bir olay. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız üniversiteler ile ortak çalışma içindeler. Bunu İBB'nin eline bırakamayız. Bu sorunu çözmemiz lazım. Belediyelerin imkanları yetmeyebilir ama burada devlet var. Biz bu sorunu çözeceğiz.
Şu andaki zat bu işleri kavramamış. Bu işler için dertli olmak lazım. İstanbul'un deli divanesi olmak lazım. Olmadan bu işe çözemezsin. Benim ortaokul çağım, sandallarla Fatih'ten Fener'e geçerdik. Haczedilen gemilerin arasından geçerdik. Orası zaman zaman kara bağlamaya başlamıştı. Balçıklar yüzeye vurmaya başlamıştı. Halıcıoğlu da karasal hale gelmişti. Şu andaki Haliç Kongre Merkezi'nin olduğu yerde kokoreççiler, işkembeciler vardı. Öyle bir yerdi. Temizlik falan söz konusu değildi. İBB Başkanı olduktan sonra ilk yaptığımız iş "Buraları nasıl temizleyeceğiz" oldu. Çalışmalarımız neticesinde bazı üniversiteler burayı doldurmamız lazım demişlerdi. Maksadımız o değildi ki. Bizim yaptığımız bir çevrecilik eseridir. Sayın Başkan'ın orayı görmesi lazım. Ama maalesef yeni yönetim gelince Haliç tekrar kokmaya başladı.
Muhalefetin hayatı bizi karalamak. Sizin karanlık da olsa bir eseriniz var mı? Bu yapılan eserlerden geri dönüş sağlanabilir mi? Sağlanır. Konutlardan elde edilecek gelirlere belki firmalar üstlenerek Kanal İstanbul'u yapacak. Yap-işlet-devret modelinde kaynakların çeşitlendirilmesi suretiyle gelirleri artırmak gerekiyor. Bunların kafası buna çalışmaz. Bunların bir eseri yok. Bunu yapınca çılgına dönecekler. Biz Marmaray'ı da aynı anlayışla yaptık. Avrasya'yı da yaptık. Belli bir süre işletip devlete teslim edecekler. Ben ekonomistim kaynak üretmek nasıl olur? Bunun üzerine çalışacaksın. Yahu bir şey yap. Bir yol yap. İstanbul'un her yeri delik deşik.
IMF'e bütün borcumuzu ödeyerek ilişkimizi kestik.
Arkadaşlarımız bu yasayla ilgili yoğun şekilde çalışıyor. Şu anda da iş TBMM'de adeta kanunlaşma aşamasında yürüyor. Bizim 15-16 tane bakımını üstlendiğimiz hayvanımız var. Hayvanla olan ilişkimiz çok ileri derecede. Geçen hafta da konuyu MKYK'da görüştük. Süreci hızlandıralım dedik. İnşallah başaracağız.
Ailede hep bir hafımız olsun istedik. Torunum Ömer Tayyip'in babası Bilal bu konuda çok kararlı davrandı. İyi hocalarla yüz göz oldu. İmam Hatip okulunun ilk yıllarında aldığı derslerde hamdolsun hafızlığını bitirerek icazetini aldı. Ayasofya'da bu anı yaşamak da bizlere nasip oldu. Yavrumuzla bir arada olmak yeniden bir doğuş gibi geldi.