Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Ticaret Odası Congresium'da düzenlenen AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, ''Hedefimiz AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndaki belediyeleri kazanmak ve muhalefet elindeki belediyeleri gerçek belediyecilikle tanıştırmak. Kendini şehirlere adayacak adaylarla seçimlere hazırlanıyoruz. 30 Ocak'ta seçim beyannamemizi açıklayacağız'' açıklamasında bulundu. Muhalefete tepki göstererek CHP'nin teröre sesini çıkarmadığını da sözlerine ekleyen Erdoğan, ''Kandil uzantılarının ayaklarının altına kırmızı halılar sererek Atatürk fotoğraflarını kaldırarak iş birliklerini aleni hale getirdiler. Bay Kemal'e hezimetin faturasını yükleyen Özgür efendi iradesini terör örgütü temsilcilerine teslim etti. Atatürk'ün kurduğu partinin tabutuna son çiviyi bölücülerle iş birliği yaparak bizzat Özgür efendi çaktı'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Büyükşehriyle iliyle ilçesiyle beldesiyle ülkemizin her belediyesini, eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye Yüzyılı'na yakışır seviyelere getirmenin peşindeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
İstanbul'da 7 Ocak'ta 26 büyükşehir ve il belediye başkan adayı ismini paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, bugün 48 büyükşehir ve il belediye başkan adayını daha açıklayacaklarını söyledi.
Adayları tebrik eden Erdoğan, adaylara seçim çalışmalarında ve daha sonrasında şehirlere verecekleri hizmetlerde başarılar diledi.
Cumhur İttifakı'ndaki ortakları Milliyetçi Hareket Partisi adaylarını destekleyecekleri 7 il dışındaki tüm büyükşehir ve il belediye başkan adaylarını ilan etmiş olacaklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki cumartesi gününden itibaren, İstanbul'dan başlayarak ilçe adaylarımızın tanıtımını da yapacağız. Kimi şehirlere bizzat giderek, kimi şehirlerimizde ise genel başkan yardımcılarımızı göndererek, ilçe adaylarımızın tanıtımını da kısa sürede tamamlayacağız. Hedefimiz, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nda olan belediyeleri tekrar ezici oranlarla kazanma yanında, muhalefetin elindeki şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tanıştırmaktır. Bunun için milletimizin her adımında, her anında, hep yanında olacak, tüm gönlü ve zihniyle kendini şehirlerine adayacak belediye başkanlarıyla seçimlere hazırlanıyoruz."
"Niyetimiz, 20 Şubat'a kalmadan adaylar konusundaki tüm hazırlıkları bitirmek"
Erdoğan, 30 Ocak'ta da seçim beyannamesini milletin takdirine sunacaklarını aktardı.
Seçim takvimine göre aday listelerinin en geç 20 Şubat'ta seçim kurullarına verilmesi gerektiğini anımsatan Erdoğan, "Niyetimiz, 20 Şubat'a kalmadan adaylar konusundaki tüm hazırlıkları bitirerek, tüm vaktimizi ve enerjimizi seçim kampanyamıza teksif etmektir" dedi.
Erdoğan, 30 yıl önce, 1994'te İstanbul'da başladıkları belediyeler vasıtasıyla halka hizmet yolculuğunu, Türkiye Yüzyılı'na adım atılan 2024'te zirveye çıkarmak istediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Belediyelerdeki başarılarıyla iktidara yürümüş bir parti olarak, rüştümüzü ilk ispat ettiğimiz yeri güçlü tutmak mecburiyetindeyiz. Büyükşehriyle iliyle ilçesiyle beldesiyle ülkemizin her belediyesini, eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye Yüzyılı'na yakışır seviyelere getirmenin peşindeyiz. Sandıkta bize verilen her oyun vebalini, yaptığımız görevlerin her anında üzerimizde hissederek, aşkla, azimle, kararlılıkla çalışacak, üretecek, farkımızı ortaya koyacağız" ifadelerini kullandı.
"Milletimize hizmet etmeye talibiz"
Yüreklerindeki muhabbetle, zihinlerindeki projelerle, emekleriyle, alınlarındaki terle, geceli gündüzlü çalışmayla milletin kalbine girenlerden olduklarını belirten Erdoğan, "Her kim, belediye başkanlığı, milletvekilliği, teşkilat yöneticiliği dahil siyaset yoluyla gelinen makamlara bu gözle bakmıyorsa, AK Parti onun için doğru bir kapı değildir" dedi.
Belediye başkanlığı vasıtasıyla şehrinin hadimliğine soyunmak yerine hakimliğine talip olanlar için AK Parti'nin doğru adres olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şehrinin dertleriyle dertlenmeden, ülkesinin hedefleriyle bütünleşmeden, milletinin değerleriyle donanmadan sandığa gözünü diken varsa, AK Parti onun için isabetli bir mecra hiç değildir. Tapduk Emre'nin kapısından içeri eğri odun dahi sokmayan Yunus Emre misali, milletimize karşı en küçük bir yanlışı, en küçük bir yamuğu olanın yeri AK Parti değildir. Kuruluş aşamasında adını 'Erdemliler Hareketi' olarak belirleyen bir kadro olarak, başka türlü bir siyaset anlayışını asla tasvip edemeyiz, böyle bir yola asla giremeyiz. Hamdolsun bugüne kadar milletimizin karşısına hep bu şekilde çıktık. Belediyelerde 30 yıldır, hükümette 21 yıldır bu şekilde çalıştık. Ülkemizi bugünkü seviyesine bu şekilde getirdik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarıyla birlikte bu şekilde kazandıklarını söyleyerek, "İnşallah 31 Mart'ta, 'Türkiye Yüzyılı'nın ilk mahalli idareler seçiminde, belediyeleri yönetme sorumluluğunu yine bu şekilde üstleneceğiz" dedi.
"Bu meydan er meydanıdır, özü kavi olan gelsin. Bu bir hizmet kervanıdır, sözü kavi olan gelsin. Sevda olsun esasında, emek koksun libasında, halka hizmet atlasında izi kavi olan gelsin. Eğri yerle yeksan olur, doğru 'yay'a 'ok'san olur. Göz... arpacık... noksan olur, gezi kavi olan gelsin." şiirini seslendiren Erdoğan, "Evet, biz, er meydanında sözü kavi olan, halka hizmet atlasında izi olan, doğru yaya ok olan bir kadro olarak, 31 Mart'ta bir kez daha şehirlerimize eser vermeye, milletimize hizmet etmeye talibiz" ifadelerini kullandı.
Bu tarihi süreçte, ülke olarak yine zorlu sınamalardan geçildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir yanda, 10 yılı aşkın süredir, kaos çıkartarak, terörü azdırarak, darbe teşebbüsünde bulunarak, ekonomik tuzaklar kurarak ülkemize diz çöktürmek isteyenlerin saldırıları kesintisiz sürüyor. Gezi olaylarıyla sokakları karıştırarak hükümeti devirmek istediler. Kararlı duruşumuz karşısında başaramayınca ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. FETÖ'nün 17/25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkeyi teslim almak istediler. Milletimizin sinesine çarpıp hüsrana uğrayınca ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. PKK'yı kullanarak hendeklerle etrafını kazdıkları mahalleleri işgal etmek istediler."
Güvenlik güçleri teröristleri açtıkları çukurlara gömünce, ülkeye bedel ödetmeye çalışıldığını, bölgenin başına musallat edilen DEAŞ projesini Türkiye'ye yönlendirerek sınırları tacize kalkışıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Düzenlediğimiz harekatlarla bu maskeyi düşürünce ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Farklı isimler vererek destekledikleri, mensuplarını eğitip donattıkları bölücü örgüte, sınırlarımız boyunca bir teröristan kurdurmak istediler. Sınır ötesi harekatlarımızla bu projeyi bozduğumuz için ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Geçtiğimiz günlerde sınır ötesindeki birliklerimize yapılan alçak saldırılar dahil, başımıza gelen hiçbir hadise, bu tablodan bağımsız değildir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin çıkarlarından ve milletin hedeflerinden taviz vermedikçe siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri her alanda ayağa takılan yeni çelmelerle karşılaşıldığına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Böyle yaparak bizi korkutacaklarını, sindireceklerini, yıldıracaklarını, emperyalist emellerine razı edeceklerini sanıyorlar. Tabii bunlar ne Türk milletini ne de onun bir evladı olarak bizi tanıyor. Şunu çok açık ve net ifade etmek isterim. Bize asla geri adım attıramayacaklar. Bizi yolumuzdan kesinlikle döndüremeyecekler. Bizi ve ülkemizi hiçbir şartta teslim alamayacaklar. Türkiye'nin artık tehditlerle ve sinsi oyunlarla hizaya getirilecek bir ülke olmadığını er veya geç onlar da öğrenecek. Bunu, tıpkı bir asır önce olduğu gibi, yine onlara öğreteceğiz. İnşallah bunu da 85 milyon olarak hep beraber başaracağız."
"Kifayetsiz muhterislerle karşı karşıyayız"
Erdoğan, bir tarafta emperyalistler diğer tarafta bunların piyonluğunu yapan siyasi çevreler ile sivil görünümlü beşinci kol unsurlarının olduğunu söyleyerek, "Bu beşinci kol elamanları, kimi zaman gönüllü kimi zaman cehaletlerinden kimi zaman da hasetlerinden dolayı emperyalistlere hizmet veriyor" diye konuştu.
Türkiye karşıtlarının, siyasetten medyaya geniş bir yelpazede devşirdikleri bu beşinci kol unsurlarını adeta parmaklarında oynattığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esen rüzgara göre yön değiştiren; hiçbir ilkesi, sabitesi, kırmızı çizgisi olmayan bir kifayetsiz muhterislerle karşı karşıyayız. Samimi bir üzüntüyle ifade etmek isterim ki ülkemizin ikinci büyük partisi hüviyetini taşıyan CHP, mevcut yönetim altında maalesef emperyalistlerin koçbaşlığına soyunmuş durumdadır. CHP'nin, bölücü terör örgütünün güdümünden çıkamadığı için meşruiyet krizi yaşayan DEM'lilerle yaptığı işbirliği, bu kirli oyunun en son sahnesidir."
"Sütre gerisinden sürdürdükleri birlikteliklerini artık iyice faş ettiler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin (DEM Parti) seçimlerde Meclis'te ve belediyelerde yaptıkları işbirliğinin uzunca bir süredir gizli saklı devam ettiğini dile getirerek, şu görüşleri paylaştı:
"Sütre gerisinden sürdürdükleri birlikteliklerini artık iyice faş ettiler. Kandil uzantılarının ayakları altına kırmızı halılar sererek, sırf onlar rahatsız olmasın diye Türk bayraklarını ve Atatürk resimlerini ortadan kaldırarak, işbirliklerini aleni hale getirdiler. Birkaç ay öncesine kadar uğruna gözyaşı döktüğü Bay Kemal'e, mayıs seçimlerindeki hezimetin tüm faturasını yükleyen Özgür Efendi, daha 'Bismillah' demeden, iradesini ve ipini terör örgütlerinin temsilcilerine teslim etti. Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partinin tabutuna en son çiviyi, kurultay kürsüsünden bölücülere selam göndererek, bizzat Özgür Efendi çaktı. Dikkat ederseniz bu iki parti, ülkenin ve milletin aleyhine ne varsa birlikte hareket ediyor, lehine ne varsa da birlikte karşı çıkıyor. Daha doğrusu bölücü örgütün muhiplerinden izin ve icazet almadan, CHP yönetimi adım atamıyor, teröre 'terör', teröriste 'terörist' dahi diyemiyor."
"Bunlara artık bizim de milletimizin de karnı tok"
Erdoğan, bütün hayatları yalanla ve dalavereyle geçenlerin, siyasette ve Meclis'te çevirdikleri küçük numaralarla, tabanlarını ve milleti aldatabileceklerini düşündüklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Halbuki istiklalimizi ve istikbalimizi tehdit eden terör örgütlerini nasıl emperyalistler yönlendiriyorsa CHP de artık bölücü örgütün güdümündeki partinin kontrolündedir, DEM tarafından rehin alınmıştır. Son aylarda giderek sıklaşan 28 Şubatvari provokasyonlar da emin olun, aynı oyunun bir parçasıdır. Hırsları boylarını aşanların, ülkenin bekasını, milletin geleceğini hiçe sayarak içinde yer aldıkları bu kirli senaryolar, eski Türkiye'de belki işe yarıyordu. Ama bunlara artık bizim de milletimizin de karnı tok. İşte bunun için diyoruz ki 31 Mart'ta sadece şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmakla kalmayacağız. Aynı zamanda Özgür Efendi'yi de vesayetten kurtarıp özgürleştireceğiz. Terör örgütünün DEM'ini de hak ettiği yalnızlığa iteceğiz."
"Tek millet" diyerek herkesi kucaklayacaklarını, hiç kimsenin kendini öteki hissedeceği bir iklimin oluşmasına geçit vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Tek bayrak" diyerek bağımsızlığa sıkı sıkıya sarılacak, hilali mahzun ve yıldızı sönük bırakmak isteyenleri hüsrana uğratacaklarını kaydetti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Parlamentoda çıkmış birisi, ne idüğü belirsiz, benim Grup Başkanvekilim Leyla Hanım'a bayrağımıza saldırdığına dair edepsizce ifadeler kullanıyor. Şunu bir defa iyi bil, AK Parti'nin hiç bir ferdi bayrağımıza 'kağıt parçası' demez. Hiç bir ferdi bayrağımızla ilgili 'paçavra' demez. O sizin cibiliyetinizde var. Ortağı olduğunuz partinin cibiliyetinde var. AK Parti'de bunları göremezsiniz. AK Parti, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyerek yola giren bir partidir. Onun için kime ne söylediğinizi iyi bileceksiniz. Meclis'in kürsüsündeki o dokunulmazlığa sığınarak bu tür cibiliyet noktasındaki eksiklerle AK Parti'ye saldıramazsınız."
"Tek vatan" dediklerini, her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu mübarek topraklar üzerinde kimsenin ameliyat yapmasına müsaade etmeyeceklerini dile getiren Erdoğan, "Tek devlet" diyerek binlerce yıllık geleneğin son temsilcisi Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalmasını sağlayacaklarını belirtti.
Bu uğurda gecelerini gündüzlerine katarak çalışacaklarının, mücadeleyi bir an bile bırakmayacaklarının altını çizen Erdoğan, gerektiğinde canları pahasına binlerce yıllık bu emaneti gelecek nesillere daha güçlü, müreffeh, muhkem bir şekilde teslim edeceklerini, bunun için hep birlikte canlarını dişlerine takarak çalışacaklarını kaydetti.
"Her işimizi milletimizle istişare içinde yürütüyoruz"
Partinin kuruluşundan bu yana yerel seçim, halk oylaması ve genel seçim gibi vesilelerle 17 defa sandıkta milletin terazisine çıktıklarını hatırlatan Erdoğan, yapılanların ve yapmak isteyip yapılamayanların hesabını eksiği ve fazlasıyla millete tek tek vermeye çalıştıklarını söyledi.
Eser ve hizmetlerin icmalini yaparken, aynı zamanda projeleri, hedefleri ve geleceğe dair yol haritasını milletle paylaştıklarını anlatan Erdoğan, asla milleti seçimden seçime hatırlayanlarla aynı safta yer almadıklarını, yılın her günü, günün her saati milletle birlikte olduklarını belirtti.
Seçim dönemlerinin kendileri için sadece milletle gönül bağının daha da kuvvetlendirildiği kavlin ve ahdin yenilendiği özel dönemler olduğunu ifade eden Erdoğan, bu anlayışla seçim kampanyası dönemlerinde kapı kapı dolaşarak vatandaşlarla ruberu iletişim kurduklarını, çarşıda, pazarda, sokakta insanlarla istişare ettiklerini ve kucaklaştıklarını dile getirdi.
Erdoğan, belediye başkanları, adaylar, belediye meclis üyelerinin hep birlikte kapı kapı dolaşıp, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacaklarını belirterek, bu şekilde 31 Mart'a kadar bu yola devam edeceklerini, sandıkları patlatarak sandıklardan çıkacaklarını söyledi.
Hiç kimseyi ayırmadan toplumun tüm kesimlerini bağırlarına bastıklarını, hemşehrilerle olan diyaloğu daha da sıkılaştırdıklarını ifade eden Erdoğan, siyaseti laf ebeliğinden ibaret görenlerin karşısına programla, projeyle, icraatla, vizyonla çıktıklarını kaydetti.
Böylece her kampanya dönemini milletle muhabbeti yeniledikleri, dayanışmalarını perçinledikleri bir şölene dönüştürdüklerini anlatan Erdoğan, 18'inci kez milletin huzuruna çıkmanın hazırlığı ve heyecanı içinde olduklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki 31 Mart seçimlerine, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yine bu hassasiyetle hazırlanıyoruz. Adaylarımızdan seçim beyannamemize kadar her işimizi milletimizle istişare içinde, milletimizin görüşlerini alarak yürütüyoruz. Milletimiz neyi uygun gördüyse, bizden beklentileri neyse onu yapmanın, onu hayata geçirmenin derdindeyiz" diye konuştu.
"Seçim sandıktan önce sahada kazanılır"
Seçimin sandıktan önce sahada kazanıldığını, sahada kazanmanın yolunun ise seçimi önce gönüllerde kazanma olduğunu dile getiren Erdoğan, bugüne kadar girilen 17 seçimin hepsinin böyle kazanıldığını, sandığın sadece başarılarının, gayretlerinin, emeklerinin, gönüllerde yapılan fetihlerin bir tescili olduğunu vurguladı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hep en çok biz çalıştık. En fazla biz emek verdik. Sahayı her zaman biz domine ettik. Milletimizle en yakın ve samimi ilişkiyi biz kurduk. Vatandaşa 'oy yoksa hizmet de yok' diyen edepsizlerden asla olmadık. Kibri, tekebbürü, böbürlenmeyi yanımıza hiçbir zaman yaklaştırmadık. Bize kibir yakışmaz. Bize gururlanmak yakışmaz. Biz, unutmayın tevazu ehliyiz. Mevlana'nın ifadesiyle 'Toprak gibi olacağız tevazuda.'
Sadece çalışkanlığımızla değil, vizyonumuzla da rakiplerimize fark attık. Mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev dolaşarak ulaşılmadık, kapısı çalınmadık, gönlüne dokunulmadık hiç kimse bırakmadık. Ardından da görevini en güzel şekilde yerine getirmiş olmanın huzuruyla sandıktan çıkacak sonucu bekledik."
Bu seçimlerde de yine aynı usulle çalışacaklarını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şehirlerinize döndüğünüz andan itibaren önümüzdeki 73 gün boyunca durmadan, dinlenmeden koşturacaksınız. Kimseyi ayırmayacak, kimseyi dışlamayacaksınız. CHP zihniyetinin yaptığı gibi vatandaşın oyunu 'çantada keklik' asla görmeyeceksiniz. Açık söylüyorum, hiç kimse, şahsımız dahil hiç kimseye, 'tıpış tıpış oy vermek' zorunda değildir. Bilakis biz, hiçbir ayrım yapmadan her bir insanımızı 'velinimet görerek' kapısını çalmak zorundayız. Daha önce bize oy versin veya vermesin, her vatandaşımıza ulaşmak, zihnini ve kalbini yeniden kazanmak mecburiyetindeyiz.
Hemşerilerimizi, şehirlerini en başarılı şekilde bizim yöneteceğimize tek tek ikna edeceğiz. Partimizin adayları için nasıl gayret gösteriyorsak MHP adaylarını destekleyeceğimiz Manisa, Mersin, Bartın, Erzincan, Kars, Kırklareli, Osmaniye'de de aynı azim, şevk ve samimiyetle çalışacağız. Cumhur İttifakı'nda ayrım ayrı asla olmayacak."
"Muhalefetin kale olarak gördüğü yerler dahil tüm belediyelerde zafer bizim olacaktır"
Halkın içinde ve milletle beraber olmanın en iyi seçim çalışması olduğuna işaret eden Erdoğan, medya ve sosyal medyanın önem taşıdığını ama asla sahada çalışmanın, gönülleri kazanmanın yerini tutmayacağını vurguladı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sokakta, çarşıda, pazarda varlık göstermeden, siyaset yapılmaz. Mahalli idarelerde asıl yük, belediye başkan adayımızın omuzundadır. Adaylarımız herkesten daha fazla çalışmak, daha fazla koşturmak, daha fazla yorulmak, ter dökmek, emek vermekle mesul ve mükelleftir. Hep beraber bunu başardığımızda, Allah'ın izniyle, muhalefetin kale olarak gördüğü yerler dahil tüm belediyelerde zafer bizim olacaktır. Yeter ki biz işimizi hakkıyla yapalım, mesuliyetimizin hakkını verelim. Gerisi, Rabb'imizin yardımıyla, inşallah gelecektir. Mevla yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Buradaki her bir arkadaşıma sonuna kadar güveniyorum. Partimizi ve ittifakımızı milletimize karşı mahcup etmeyeceğinize yürekten inanıyorum. Bugüne kadar AK Parti'nin hizmet sancağını şehirlerinde gururla dalgalandırmış olan tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu bayrak yarışında yerini yeni arkadaşlarımıza bırakan belediye başkanlarımıza emekleri ve gayretleri için şükranlarımı sunuyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra 17'si büyükşehir olmak üzere 48 belediye başkan adayını alfabetik sıraya göre tanıttı.