Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumu'na katıldı.
Konuşmasına, Türkiye Belediyeler Birliği ile Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu tarafından düzenlenen toplantının hayırlı olmasını dileyerek başlayan Erdoğan, toplantıyı düzenleyenlere, tebliğlerle toplantıya katkı vereceklere ve bu sürece destek veren Kamu Görevlileri Etik Kurulu'na teşekkür etti.
Bu sempozyumun 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde gerçekleşiyor olmasını çok isabetli bulduğunu ifade eden Erdoğan, oturum başlıklarının, hem yerel yönetimlerle ilgilenen akademisyenlere ve politika belirleyicilere hem de belediye başkanlarına ışık tutacak mahiyette olduğunu söyledi.
"İlimin ışığıyla aydınlanmamış yolların nereye çıktığını kestirmek çok zordur" diyen Erdoğan, sempozyumun istifade etmesini bilenler için kendi alanında geleceğe yakılmış bir ışık olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sempozyum tartışmalarının ve sonuçlarının hayata geçirilmesinde kurulların hassasiyet göstermesinin, verilen emeğin karşılığını bulması bakımından önemine dikkati çekti.
Türkiye'nin son 5 yıllık dönemde pek çok tarihi hadiseyi üst üste yaşadığını vurgulayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin bunların en önemlilerinden biri olduğunu belirtti.
Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmalarının yeni olmadığını hatırlatan Erdoğan, "Osmanlı döneminde Meşrutiyetin ilanıyla başlayan, Kurtuluş Savaşı'mızın Cumhuriyet ile birlikte keskin bir değişim yaşayan yönetim sistemi arayışımız, çok partili hayata geçişin ardından da sürdü. Parlamenter sistem içinde koalisyonlarla geçen yılların ülkemize çok ağır maliyeti oldu. Sürekli krizler, kaoslar, darbeler, cuntalar, istikrarsızlıklarla akıllarda kalan bu dönemlerde her sorumluluk sahibi devlet ve fikir adamı yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini hep söylemişlerdir" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılından bu yana ısrarla yönetim sisteminin değişmesi gerektiğini ifade ettiklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümde koalisyon hükümetleriyle geçen dönemlere ait bir tablo var. Bunların içerisinde 3 dönem veya 3 yıl hariç diğerleri hep koalisyonlar. Bu dönemler içerisinde enflasyonu bir çıkarayım istedim, 30 yıl. Bunun 14 yılının enflasyon ortalaması 70,3. Şu anda muhalefete bakıyoruz, diyor ki; 'Enflasyonun en yüksek olduğu dönem şu andaki iktidarın dönemi'. Ben resmi rakamla konuşuyorum, atarak, tutarak değil. İçimizde hocalarımız var, milletvekillerimiz, bakan arkadaşlarımız var. Hepsinin de bunu araştırması mümkün.
Bakınız, 1989 enflasyon 64,3 tek partili dönem Anavatan Partisi. 1990 enflasyon 60,4 Anavatan iktidarı. 1991 enflasyon 71,1 Anavatan dönemi. 1992 DYP-SHP, enflasyon 66. 1993 enflasyon 71,1 DYP-SHP. 1994, burası bir felaket, enflasyon 120,3, iktidar DYP-SHP. 1995 enflasyon 76,1 iktidar yine DYP-SHP. 1996 enflasyon 79,8 iktidar Refah-DYP, 1997 enflasyon 99,1 Anavatan-DSP. 1998 enflasyon 69,7 iktidar Anavatan-DSP, 1999 üçlü bir iktidar var ama enflasyon 68,8. 2000, orada da ilk defa koalisyonlar döneminde biraz düşüyor, 39. 2001 orada 68,5 enflasyon, üçlü bir koalisyon. 2002'ye geliyorum burada bu üçlü koalisyonun düştüğü nokta 29,8. Bu 14 yılın ortalaması 70,3."
Erdoğan, "İnşallah 2019 yılıyla birlikte Türkiye yeni ve güçlü bir yükseliş dönemine geçecektir, bundan kimsenin endişesi olmasın" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Plastik poşetlerle ilgili bir savaş başlattık. Malum bin yıl toprak bunu eritemiyor, buna karşı bir savaş" dedi.
"Biz şimdi keneviri dışarıdan ithal ediyoruz" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada kenevire dayalı yapılması gereken bazı şeyler varsa o ithal ürünlerle yapıyoruz. Ama şimdi yeniden bu alanda inşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz."
"Bizim beldede amcaoğlunun kazanması lazım veya bizim aşiretten falancanın kazanması lazım, ne yapalım, Ankara'dan, İstanbul'dan göç yapalım" anlayışına izin vermeyeceklerini belirten Erdoğan, "Bu, işgalin farklı bir türüdür. Bundan sonra bu tür şeyleri İçişleri Bakanlığımızla da daha yakın takibe alacağız. Çünkü bunun adı demokrasi değildir." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz medeni olmayı o beton yükselişlerde değil, toprağa yakın olma şeklindeki mimari anlayışımızda bulacağız. Ben bu noktada Çevre Şehircilik Bakanıma da söylüyorum. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın, yıkmaksa yıkacağız" dedi.