Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Adana'da toplu fabrika açılışı yaptı. Partisinin Genişletilmiş İl Toplantısı'nda partililere ve vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra gençlerle bir araya geldi.
Yeni Adana Müzesi'nde gerçekleşen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle birlikte Aşık Veysel'in 'Uzun ince bir yoldayım' türküsünü seslendirdi.
Programın kalan kısmı ise bugün yayınlandı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Ben bu yolda gençlerle yürüdüm ve gençlerle netice aldım. İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olurken de gençlerleydim, Başbakanlık görevimde de çalışma arkadaşlarımın büyük kısmı gençlerden oldu. Cumhurbaşkanı oldum işte yine gençlerleyim. Bir gün Külliye'ye yolunuz düşerse orada da çalışma arkadaşlarımızın çoğunun gençlerden oluştuğunu göreceksiniz. Sizlerin hayat sevince, umudu, vizyonu daha çok çalışma şevki veriyor.
Gençlerle aramıza girmeye kalkanlara diyoruz ki siz kendi işinize bakın. Biz gençlerle aramıza kimseyi sokmayız. Ben yeni bir terim ortaya koydum. Bizimki TEKNOFEST kuşağı.
Ülkemizde yönetime geldiğimizden beri yaptığımız onca esere rağmen bize kin ve nefretleri artan bir kesim var. Peki öyleyse bize bitip tükenmez husumetle saldırıyorlar biliyor musunuz? Bay Kemal İzmir Milletvekili, İstanbul'dan şu anda İzmir'e 3,5 saatte varıyorsun. Peki bir teşekkürü var mı? Yok. Bu pırıl pırıl yollar, 7 saatte giden bu yol, 3,5 saate düşmüşse burada bir teşekkür etmez mi insan.
Çünkü bunlar bizim gençlerimizi kendi kökleriyle kendi değerleriyle buluşturmamıza tahammül edemiyorlar. Geçtiğimiz günlerde Paris İklim Anlaşmasını onayladık. Sizlere bırakacağımız 2053'ün Yeşil Kalkınma Projesini de ilan ettik. Bu adımı başkası atsaydı bunu dünyada yere göğe sığdıramazlardı. Ama biz yaptığımız için sağır kesildiler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra gençlerin sorularını yanıtladı.
Adana'nın sıcaklarından bahseden ve iklim değişikliğine işaret geden bir gencin sorusuna cevap veren Başkan Erdoğan, "Bu ay sonu itibariyle iklim değişikliği ile alakalı zirveler olacak. Tüm dünya gerçekten iklim değişikliği noktasında büyük bir tehdidin altında. Bizim gayretlerimiz daha çok, barajlarımızın sayısını artırmak, yoğun bir şekilde kapalı sistemlere geçmek. Bizim açık sistemde buharlaşma sebebiyle yüzde 60 kaybımız var. Açık kanaletler sisteminde sulamada kullanılan su buharlaşarak gidiyor. Ama kapalı sistem olması halinde biz bundan büyük oranda kurtulmuş olacağız. Buna yönelik yatırımlarımızı daha fazla yaparak kapalı sistemle bunu kurtarmış olacağız. Başka çaremiz yok" dedi.
Pıt Pıt Şeker isimli kedinin sosyal medyada ilgi görmesini hatırlatan gence cevap veren Başkan Erdoğan, "Pıt pıt Şeker gerçekten ciddi manada takip aldı. Leblebi ile benden çok hanım ilgileniyor. Onu hanım sağ olsun sakat olarak aldı. Tedavisi yapıldı. Allah razı olsun hanım onu takip ediyor. Bizim konutta bakılıyor. Bazı yerlerde maalesef çok acımasız insanlar var. Hayvanlarımıza karşı takındıkları tavırlar affedilir cinsten değil. Geçenlerde bir köpeğe protez yapılmıştı, o haliyle gidiyordu. İnsan bunları görünce dayanamıyor. Benim büyük oğlumun da güzel bir köpeği var. O da ciddi manada yaşlandı. Ama çok sevimli. 14 yaşına geldi. Onların da bu yaşlara geldikten sonra bir beklenti başlıyor. Biz de köpekler noktasında elimizde 14-15 tane var. Eğer istersen bir tane veririz. Gittiğimiz yerlerde boş bırakmıyorlar, hediye ediyorlar. Bunların içinde farklı olan cinsler de var" diye konuştu.
Geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketlerinin hatırlatılması ve devletin tüm kurumlarıyla afetzedelerin yanında olduğunun söylenmesi üzerine Başkan Erdoğan, "Çatıya çıkmış olan vatandaşlarımızı helikopterlerle kurtarmaları her türlü taktirin üzerindedir. Bir yavruyu helikopter sepetine koyup kurtarma anı bambaşka bir olaydı. Bizim askerimiz bunları başardı. Elhamdülillah herhangi bir sıkıntıya fırsat vermeden bu operasyonlar gerçekleştirildi. Köprüler anında kuruldu. Kurulan köprülerden vatandaşlarımızın geçişleri sağlandı. Orada daha işlerimiz var. Gerek Bartın, gerek Sinop, gerek Kastamonu olmak üzere hepsini çözeceğiz. Ben Rizeliyim. Rize her an heyelanla karşı karşıyadır. Artvin öyledir. Trabzon öyle, Ordu öyle, Giresun öyle. Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda yaşıyoruz. Dolayısıyla bunlarla mücadelemizi vereceğiz. Vatandaşlarımıza en ideal olanı sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
Bir gencin bir basketbol mücadelesi teklifine cevap veren Erdoğan, "Yaparız niye yapmayalım. Bu bir fırsat meselesi. Artık mevsim de değişiyor. İnşallah böyle bir fırsatı bulduğumuz anda bunu da yaparız. Biz arkadaşlarımızla bunu oynarken, 5-5 oynuyorduk. Son zamanlarda fena değilim, iyi bir noktaya geldim. 50 sayı üzerinden oynuyoruz, son zamanlarda 50'de 34 yapar hale geldim. Benimle yarışan İbrahim Kalın Bey. Beni geçemedi ama iyiyim. Bizim bir Mustafa Varank'ımız var, bana ulaşmaya çalışıyor, ulaşması mümkün değil. Maalesef Mustafa nal topluyor. '3'lük atıyorum' diyor ama bir şey attığı yok" açıklamasında bulundu.
Çanakkale'den geldiğini söyleyen gence 1915 Çanakkale Köprüsü'nü soran Erdoğan, "O köprü dünyada bir örnek. Bu örnek köprümüzle bizi çok anacaklar. Aynen Amerika'da New York'ta BM'nin tam karşısında Türkevi'ni yaptık. BM binasından daha yüksek. Açılışını birkaç hafta önce yaptık. Amerika'nın göbeğinde böyle bir binayı inşa ediyorsunuz. Bu Türkiye'nin medarıiftiharıdır. 18 Mart Çanakkale Köprümüz bizim için ayrı bir iftihar meselesi. Şimdi bir derdim daha var, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne bir de demir yolunu monte etmek" ifadelerini kullanarak son dönemde yapılan büyük projeleri anlattı. Erdoğan, "Biz dağları deldik, o aşılmaz denilen dağları delerek Ferhat ile Şirin dizisini oynadık. Bundan daha güzeli olur mu?" dedi.
Erdoğan, “Biz dağları deldik, o aşılmaz denilen dağları delerek Ferhat ile Şirin dizisini oynadık. Bundan daha güzeli olur mu?” dedi.
Gençlik merkezleri ile kütüphanelerin çalışma saatlerinin değiştirilmesini isteyen ve annesinin yemek davetini ileten Selen Canan Kerti isimli gence cevap veren Erdoğan, “Bu akşam ne oldu biliyor musunuz? Meryem hanım dedi ki, ‘ben size teklife bulunacaktım, annem güzel yemekler hazırladı, bizim eve yemeğe gitsek’ dedi. Hocam sen iş bitti artık, biz programlara gidiyoruz, sen de yemekten bahsediyorsun dedim. Valide hanımın da güzel marifetleri varmış. Onu artık bir başka gelişte. Ankara’da Millet kütüphanemiz 24 saat açık. Gençlik merkezilerimizin bizim planımızda 24 saat açık olması vardır. Bunu döner dönmez arkadaşlarımla konuşacağım. Onları da 24 saat açık hale getiririz” dedi. Erdoğan, kendisinden dua isteyen gence dua etti.
Adanalılarla ilgili bir anısının olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten yaşanan bir hadiseyi anlatmasını istedi. Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi yasaklıydı. Adana’ya teşrik ettiler. İlk konuşmasını yaparken halen yasaklıydı. Orada bir pankart açıldı, ‘seni kebaptan ve şalgamdan daha çok seviyoruz’ diye. Orada bir danışman arkadaşımız Cumhurbaşkanımıza dedi ki, ‘ben ilk defa böyle bir ifade gördüm’ dedi. Biz de ‘Adana’da bir insanın bir başkasına duyacağı aşkın en üst ifadesi budur’ dedik. Cumhurbaşkanımızı kebaptan ve şalgamdan daha çok sevenler ayağa kalksın ve alkışlasın” demesiyle gençler ayakta alkışladı. Erdoğan, “Kebabı ve şalgamı yemeden içmeden öbür dünyaya gidenin vay haline” ifadelerini kullandı.
“Bu ülkeye hizmet etmek için çok bedeller ödediniz, cezaevinde hiç anınız oldu mu?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “Cezaevinin içindekileri anlattığımız zaman bir daha bizi içeriye mi sokacaksınız? Oranın maceraları ayrıdır. Benim oradaki en önemli hayatım şuydu, tüm günümü gelen ziyaretçilerimle geçirir, gece de sabah namazına kadar bana gelen mektupların cevabını yazardım. Yaklaşık bu şekilde 10 bine yakın mektup yazdım. Zaman zaman gittiğim bazı yerlerde o mektuplarla karşıma çıkanlar olur. Benim yazım da fena değildir. Bazıları çerçeveletmiş. Oradaki 4 ay 10 günlük zamanımız oldu. Orada dersimi iyi çalıştım. Çıktıktan sonra da fazla uzun sürmedi, kısa bir zamanda iktidar olduk” dedi.
Söz alarak bir anıyı anlatan Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Siz cezaevindeydiniz, biz ziyarete geliyorduk. Dışarıda 2-3 gün üst üste bir teyzeyi gördük. Teyzeye ihtiyacını sorduk. ‘Ben çok uzak bir yerden geldim, ona burada dua ediyorum, sizden bir ricam var, bu çay bardağını ona verin, bununla bir çay içsin, sonra da bardağı bana getirin ben de saklayım’ dedi. Genç arkadaşlarımız şunu bilsin diye söylüyorum ki, bu büyük siyasi yürüyüşümüzün ardından bu kadar büyük bir bereket vardır, bu kadar büyük dua vardır. Hem gençlerin hem 70 yaşında da olsa gönlü genç olanların bu büyük desteği vardır. Cezaevindeyken de vardı, şimdi de var.”
Bir gencin “İstanbul Gençlik Kolları Başkanıyken bu günleri hayal etmiş miydiniz?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olduğum zamanlarda cumhurbaşkanlığı, başbakanlık düşünmekten öte bir dava adamı olarak ne yapmam gerekiyor diye düşünür, bununla yatar, bununla kalkardım. Şimdi o tür günler yok. Bizim Gençlik Kolları Başkanı olduğumuz dönemlerde bizi ancak duvarlar anlatır. Duvarların dili olsa da konuşsa. Ben ne söylerse o boştur. Biz duvarların dili ile konuştuk. Hep geleceği şekillendirdik. Hamdolsun malikel mülk olan Allah’tır. Rabbim ne tayin ettiyse o olur ve o oldu” açıklamasında bulundu.