Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Afrika ülkesini kapsayan ziyaretinin ilk durağı Cezayir’deki temaslarının ardından beraberindeki basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.
Bu bize batıyı gösteriyor. Bu bize dünyayı gösteriyor. Bunlar maalesef bugüne kadar adil olmadılar. Şu anda da ikircikli bir davranış içindeler. Çekya, Avrupa Birliği üyesi bir ülkedir. Peki şu anda AB’de PKK terör örgütü olarak kabul ediliyor mu? Ediliyor. YPG-PYD’nin terör örgütüyle iltisaklı olduğunu biz belgeleyip ispat ettik mi? Ettik. Buna rağmen terörist başını serbest bıraktılar. Dışişleri Bakanımızın da Adalet Bakanımızın da muhataplarıyla görüşmüş olmalarına rağmen bunlar, adil olmayan bir yola tevessül ederek onu serbest bıraktılar. Peki neden aldınız, neden bıraktınız? 24 saat içinde ne değişti? Serbest bırakma kararı, Çekya’yı teröre destek veren bir ülke konumuna düşürmüştür. Bunun başka türlü izahı olamaz, bize bunu anlatamazlar. Terörist başını serbest bırakmak, teröre destek vermek demektir. Bu hadisenin başka izahı olamaz.
Orada bizim karşımızda kim varsa, kim karşımıza dikiliyorsa, biz onların karşısındayız. Karşımızda olanların kim olduğunu araştırmamız, soruşturmamız gerekmiyor. Bu konuda, ‘Kim kimdir Ansiklopedisi’ne bakacak değiliz. Değişik çevreler de çıkabilir karşımıza. Çıktıkları anda bizde gereğini yapmak durumundayız. Bundan birilerinin rahatsız olup olmayacağına da bakmayız. Ne dedik biz? Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bu iş için birilerinden icazet alacak değiliz. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın. Öyle veya böyle bitecek bu iş. Şu anda bütün tüneller tamam. Oralara gelen o mikserler çok ilginçtir. Mikserler kimin? Lafarge. Lafarge kimin? Fabrikaları var orada. O tünellerin halini gördük. Bu tünellerin içinden değişik yerlere giden yaşam alanları var. Bütün bunlar ortadayken batı bize hala neyin hesabını soruyor?
Türkiye eski Türkiye değil. F16’larımız, SİHA’lar, tank, top, kara kuvvetlerimiz, hepsi gerçekten yeniden bir tarih yazdılar. Bu süreç farklı bir süreç. Afrin’de etkisiz hale getirilen terörist sayısı an itibarıyla 2083. Mevsim koşulları bu kadar olumsuz olmasına rağmen, son derece başarılı bir harekat gerçekleştiriliyor. Dönene kadar inşallah iyi bir konuma geldiğimizi göreceğiz. Rusya ve İran’la görüşmelerimizi yaptık. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la da yaklaşık 1 saat süren bir görüşmem oldu. Durumları izah ettik.
O haberler doğru değil. Macron’un o tür bir şeyden bahsetmedi. Afrin’de biz, terör unsurlarıyla mücadele ediyoruz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Orada ulusal güvenliğimiz için de tehdit oluşturan terör unsurlarına karşı mücadele ediyoruz.
General H. R. McMaster’ın gelişinde İbrahim Kalın beyin görüşmesi oldu. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın ziyareti oldu. Önce benim bir kabulüm oldu, kendisiyle uzun uzun konuştuk. Ertesi gün Mevlüt beyin görüşmesi oldu. Biz ABD’nin bizlerle konuştukları ile arazide yaptıkları arasında bir uyum olmasını arzuluyoruz. Söylenilenler ile yapılanların farklı olması elbette kabullenilemez. Bu çerçevede temaslar devam ediyor. Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunlara çözüm bulma amacıyla oluşturulan teknik komitelerin ilk toplantısı Suriye gündemiyle 8 Mart’ta gerçekleştirilecek. Dışişleri Bakanları düzeyindeki toplantının ise 19 Mart’ta yapılması planlanıyor.
Bu süreçte biz Afrin’i terörden arındırmaya yönelik operasyonumuza da devam ediyoruz. Orada PYD-YPG çökmüştür. An itibarıyla orada 540 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldık. Cerablus, Rai, Bab’da kontrol altına almış olduğumuz alan 2 bin kilometrekare. Tabii ki Afrin, şartları çok daha zor olan bir bölge. Zor olan bölge aşıldı. Kolay olan bölgeye geliyoruz. Hilal gibi orası çevrildi. Artık sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalkmış vaziyette. Bu, ordumuzun işini daha da kolaylaştıracak. TSK’nın gerek havadan gerek karadan müdahalesi yoğun şekilde devam ediyor. Bu süreçte rehavete kapılmamak son derece önemli.
Geçenlerde gördünüz, Afrin’e 40 kamyon girmek istedi, onlar bertaraf edildi. Bu bir ordunun kendine özgüveninin göstergesidir. İstihbaratın iyi çalıştığının alametidir. Meteorolojik şartlar elvermediği zaman İHA’larımızın ve SİHA’larımızın oralara girmesi biraz zor olabiliyor. Hava koşulları iyi olduğu zaman bu sistemlerle rahatça giriyoruz ve kara harekatını rahat yapıyoruz. Harekat başarılı bir şekilde devam ediyor.
Münbiç konusundaki tavrımız öteden beri net. Orada terör örgütü olmamalıdır. Münbiç’in asıl sahibi kim? Araplar. Fakat bu insanlar oradan çıkarıldı. Şimdi oranın asli sakinleri olan Arap aşiretleri, orayı koruma konusunda kararlılar. Biz Münbiç’in asli sakinlerine teslim edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Dün olduğu gibi bugün de bunu savunuyoruz. Bunu Rex Tillerson’a da söyledik. Münbiç, Münbiçlilerin olmalı.
Moritanya ile 7 anlaşma
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir’in ardından Afrika turunun ikinci durağı Moritanya’ya geçti. Erdoğan, Moritanya Uluslararası Novakşot Havalimanı’nda Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz tarafından resmi törenle karşılandı. Havaalanı yolunda ve geçiş güzergahlarında elinde Türk bayrağı taşıyan Moritanyalılar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu. Aracını durduran Erdoğan da halkı selamladı. Erdoğan ilk görüşmesini ise mevkidaşı Muhammed Veled Abdulaziz ile gerçekleştirdi. İki lider yaklaşık 1 saat süren baş başa görüşmenin ardından yarım saat süren heyetler arası görüşmeye de katıldı. Görüşmenin ardından iki ülke arasında tarım, balıkçılık, eğitim, turizm ve ekonomi alanında 7 ayrı anlaşma imzalandı. Erdoğan ve Abdülaziz de imza törenine iştirak etti.
‘Dede Sultan’a ihtarname
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hayatından kesitlerin anlatılacağı “Dede Sultan” adlı filmin yapımına, çekimine ve gösterimine muvafakat vermedi.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, filmin hazırlıklarını sürdüren İstanbul’da Baran Medya şirketine “ihtarname” gönderdi. İhtarnamede, bu çalışmaya muvafakat verilmediği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
“Tarafımıza göndermiş olduğunuz ‘Cumhurbaşkanlığı Bilgilendirme Mektubu’ başlıklı yazınız ve ekindeki bilgi ve belgeler ile Sayın Cumhurbaşkanımızın hayatından kesitlerin anlatılacağı ‘Dede Sultan’ isimli bir film yapma niyet ve hazırlığı içinde olduğunuzu bildirmiş bulunmaktasınız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bahsi geçen filmin yapımına, çekimine ve gösterimine muvafakati bulunmamaktadır. Tarafınızca bu doğrultuda işlem tesis edilmesini, aksi takdirde yasal yollara başvurmak zorunda kalacağınızı vekil olarak ihtaren bildiririm.”
Sendikalar, medya, iş dünyası... O dönem ‘Beşli Çete’ mi ne diyorlardı? O süreçte neler yapıldığını benden çok daha iyi biliyorsunuz. Ama bunlara hiç mi hiç dokunulmadı şu ana kadar. Tamamen es geçildi. Savcının dediğiniz türden bir yaklaşım göstermesi, dosyalarda bazı şeylerin öne çıktığını gösteriyor. Dosyalar okunurken gözden kaçmış olanlar veya görülmek istenmemiş unsurlar herhalde öne çıkıyor. Şimdi muhtemelen bunlar da gündeme gelecektir. Bizim tek arzumuz, adaletin tecelli edilmesidir. O zaman verilmiş kararlarla mağdur oldukları için haklarını arayan insanlar var. Bedel ödemesi gerekenler buyursunlar bedelini ödesinler. O süreçte, köşelerinden çok rahat, indirenler bindirenler vardı. Bizim muhtarlığımıza kadar uğraşanlar vardı. Biz adaletin tecellisinden başka bir şey istemiyoruz. Nitekim hak geç de olsa tecelli ediyor. İnanıyorum ki yargı, adalet beklentisi içinde olan mağdurların haline çare olacaktır.
*
Seçim ittifakına yönelik AK Parti’nin önerisi TBMM alt komisyonunda. Önceki gün CHP, İP ve Saadet ile ittifak olabileceğini söyledi. Bu durumu CHP’nin hala eski sistemin devamını istiyor olarak mı yorumlayacaksınız? Sayın Devlet Bahçeli de bu gelişmeler üzerine ‘Cümbüş ittifakı kurun’ dedi.
Bizim her şeyimiz açık. Gizli saklı adımımız yok. Şu an itibarıyle cumhurun ittifakı diyerek, MHP ile Sayın Bahçeli ile ikili görüşmelerimiz oldu. Komisyonlarımızı oluşturduk, çalışmalarımızı yaptık, akabinde de nihani kararı verdik. Meclis alt komisyonuna kadar bitmiş oluyor. Diğerlerinin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi işimize bakacağız. Bizimle beraber Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) de yürümesi söz konusu. Çok açık ve net onlarla konuştuk. Onların sütunda yer almaktan çok partimizin listeleri içinde yer alma durumları olabilir. Sayın Destici ile de konuştuk. Ayrıca aramızda görüşme imkanımız var. Bütün derdimiz cumhurun ittifakını gerçekleştirmektir. İP’miş şuymuş buymuş falan bunların milli, yerli diye bir derdi yok. Biz bu ülkenin dertleriyle hemdert olan, ülkenin değerlerini benimseyen insanlarla cumhurun ittifakını kuruyoruz. Bunu başaracağız inşallah. Şu ana kadar gayet uyumluyuz. Gittiğimiz her yerde sağ olsun, belediye MHP’deyse belediye başkanları, il başkanları bizi karşılamaya geliyor. Aynı şeyi bizim teşkilatımız da yapıyor: Sayın Bahçeli’yi gittiği illerde aynı şekilde bizim teşkilatımız da karşılıyor. Cumhurun ittifakını aramızda bizler fiili olarak uygulamaya başlamış durumdayız. Tabandaki bu bütünleşme, bu birleşme, mart ve kasıma kadar açıkça görülsün istiyoruz.
Ben görüşmeyi yaptım, hatta Sayın Şentop’u da tekrar gönderdim. Ama oradan henüz maalesef bir ses çıkmadı. Önümüzde daha vakit var. Muhataplarımızdan karşılık gelmesi halinde onu da değerlendiririz. Biz bütünleşelim istiyoruz.
Hayır bizim açımızdan kapanmış değil, yasal olarak kapanmadığı ana kadar.
Savunma sanayiinde, Cezayir’in şu anki ihtiyacı tahminlerin çok daha fevkinde. Yüzölçümü itibariyle çok büyük bir alana sahip ülke. Sınırlarının korunması gerekiyor. Hava, kara, İHA’lar vb. ihtiyaçları var. İlgili birimlerimiz görüş alışverişine devam edecekler. Ortak üretim talebi gelirse girebiliriz. Biz ürettiklerimizden verebiliriz. Herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Bölgede Mısır’a sıcak bakmıyorlar. Rahatsızlar. Libya konusundaki gelişmelerden rahatsızlar. Özellikle teröre bulaşmış olanlar, Cezayir için de bir risk oluşturuyor. Cezayir bölgede önemli bir ülke. Doğalgaz fiyatlarının düşüşü biraz tedirginlik oluşturdu. Fiyatlar toparladığında elbette her alanda daha rahat adım atacaklardır. Cezayir-Türkiye ilişkilerini iyi bir noktaya getirme arzusundayız.
Tarımdan kültür turizmine kadar 7 anlaşma imzaladık. Türkiye’de petrokimya tesisi yatırımına yönelik imzalanan mutabakat metnini de önemsiyoruz. Ayrıca Oruç Reis için bir anıtı beraber yapabiliriz. ‘Eğer uygun bulursanız, siz girmezseniz de biz yapabiliriz’ dedik. Ama onlar, ‘Biz de bu oluşumun içinde olmak isteriz’ dediler. ‘Terörle mücadele, başta Kudüs olmak üzere Filistin konusunda aynı görüşteyiz’ dediler.