İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 10. Konferansı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. İslam ülkelerinden temsilcilerin katıldığı konferansta bir konuşma yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, terör örgütlerine yönelik açıklamalarda bulundu.
Özgürlüklerin olmadığı bir ülkede birçok değeri korumanın mümkün olmadığını anlatan Cemil Çiçek, şunları söyledi; “Özgürlüklerin önündeki en büyük engellerden birisi özgürlüklerin kötüye kullanılmasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde özgürlükler kişisel haklara, insan onuruna, insanların kutsal saydığı değerlere hakaret etme imkanını, fırsatını veremez. Eğer özgürlükler böyle anlaşılırsa bu ilkelliktir, bayağılıktır. O nedenle hiç kimse başta sevgili peygamberimiz olmak üzere başka dinin mensupları için de olsa onların kutsal saydığı değerlere hakaret etmeyi aşağılamayı bir özgürlük ifadesi kullanımı olarak değerlendirmek yeni sorunlara kapı aralar.”
Cemil Çiçek, Türkiye’nin AB süreci ile ilgili “Türkiye’nin AB’ye katılımının başarıyla tamamlanması Avrupa Birliği’nin kültürel çeşitlilik çağrılarında ne ölçüde samimi olduğunu gösterecektir. Bu bakımdan üyelik sürecimiz barış ve medeniyet projesi olan Avrupa Birliği bakımından da bir sınav, aynı zamanda da İslam dünyasının buluşması medeniyetler ve diyaloglar açısından bir fırsattır. Geçen Mayıs ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri sonucunda yabancı düşmanı, göç karşıtı ve AB projesini sorgulayan siyasi partilerin sandalye sayılarını artırmaları endişe vericidir” dedi.
DEAŞ’ın bölgede büyük tehdit oluşturduğunu belirten Cemil Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “DEAŞ terör örgütü bölgemizde istikrar ve güvenliğe yönelik en büyük tehdit haline gelmiştir. DEAŞ terör örgütü ile mücadele bunu ortaya çıkaran ve besleyen şartlar da dikkate alınarak etkili ve koordineli bir şekilde yürütülmelidir. DEAŞ’ın barış dini olan kutsal dinimiz İslam adını işlediği suçların tüm medeniyetlerimize yönelik bir tehdit olduğunu idrak etmeli. Bu anlayışla DEAŞ'la ve aşırılıkla mücadele etmeliyiz. DEAŞ’la mücadelede özellikle Irak örneği biz mezhepler arası Sünni ayrımlarını bir kenara bırakıp, din kardeşliğine yakışır şekilde hepimizin benimsediği ortak değerleri yüceltmenin gereğini göstermiştir.”
Terör örgütü PKK’nın bazı çevrelerce meşrulaştırılmaya çalışıldığını ifade eden Cemil Çiçek, şunları söyledi: “Yeni Irak hükümetinin ülkenin tüm kesimlerini kapsayıcı politikalar izlemeye yönelik attığı bazı adımları memnuniyetle karşıladığımızı ve gayretlerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. DEAŞ gibi şiddeti bir yöntem olarak benimsemiş bir diğer terör örgütü de 30 yılı aşkın bir süredir 40 binin üzerinde can kaybına yol açan PKK’dır. Batıdan önemli ölçüde destek bulan PKK da DEAŞ gibi bir terör örgütüdür. Bu örgütün DEAŞ’a karşı savaştığını iddia ederek, kendisine meşruiyet kazandırma çabalarına izin verilemez. Üzülerek belirtmeliyim ki uluslar arası medyada zaman zaman bu örgüte karşı yeni bir anlayış geliştirilmeye çalışıldığı gözlemlenmektedir. Unutulmamalıdır ki akrep, akreptir. Fırsatı bulduğu an sokar. Uluslara arası toplum terör örgütlerini mazur görmemeli. Terör örgütleri arasında ayırım yapmamalıdır.”