Terör devleti İsrail’in Gazze Şeridi’ne havadan, denizden ve karadan düzenlediği saldırılarda 33 gün geride kaldı. Hamas’ın Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Musa Ebu Merzuk, Yeni Şafak’a özel açıklamalarda bulundu. Hamas’ın dış politikasını yöneten Ebu Merzuk, başlattıkları Aksa Tufanı Operasyonu’na karşı İsrail’in askeri ve istihbari yönden bu kadar güçsüz ve zayıf olacağını beklemediklerini kaydetti. Ebu Merzuk, “Bölgenin en güçlü ordusu ve dünyanın en güçlü istihbaratına sahip olarak gösterilen İsrail’in bu kadar hızlı yıkılacağını tahmin etmiyorduk. Çatışma başladığında bu orduyu karşımızda göremedik” dedi.
Gazze Şeridi’ndeki en deneyimli tümen olan Gazze Tümeni’nin savaşamadığını kaydeden Ebu Merzuk, kara harekatında zafer elde edeceklerini vurguladı. Ebu Merzuk, “Tümenin tamamı çöktü. Gazze birliğinden bahsediyoruz. Hepsi öldürüldü, yakalandı veya yaralandı. Gazze Şeridi çevresinde işgal güçlerine ait birçok nokta artık yok. Kara harekatı başladı ancak geri çekiliyorlar, kayıpları büyük. Doğruyu söylemek gerekirse İsrail ordusunu bu kadar zayıf görmek bizi şaşırttı. Sivilleri uçaklarla bombalamak güç değil, zafer ifade etmez. Gerçek zafer, cephede savaşarak kazanılır. Onlarla sahada yüzleşeceğiz” diye konuştu.
Ateşkesin önündeki en büyük engelin ABD olduğunu ifade eden Ebu Merzuk, savaşın tamamen ABD tarafından yönetildiğini vurguladı. Ebu Merzuk “Ateşkes ABD’ye bağlı. İsrail’e en çok destek veren ABD. ABD SİHA ve İHA’ları Gazze semalarında, savaş gemileri Filistin kıyılarında. Gerek silah, gerek para her şeyi sağlıyorlar. Ayrıca süreçle alakalı siyasi kılıflar oluşturuyorlar. Bölgedeki bütün ülkelere de İsrail’i kurtarmak için baskı yapılıyor. Bu yüzden ateşkes ABD’ye bağlı. ABD yönetimi ateşkes istese, çoktan sağlanırdı” ifadelerini kullandı.
Hedeflerinin başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti olduğunu vurgulayan Musa Ebu Merzuk, “Bu işgal uluslararası hukuka aykırıdır. Batı Şeria ve Kudüs’te doğrudan işgal vardır. Gazze Şeridi’nde bir kuşatma ve işgal vardır. Halkımızın özgürlüğü ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması için yola çıktık” dedi. El Kassam Tugayları’nca esir alınan siviller hakkında da bilgi veren Merzuk, esirlere ihtiyaçları olmadığını, onları kendilerini korudukları gibi koruduklarını ve ateşkes olduğunda serbest bırakacaklarını açıkladı.
ABD’nin bölge ülkelerini tehdit ederek İsrail’e karşı yaptırım konusunda isteksiz hale getirdiğini belirten Musa Ebu Merzuk, “Bu ülkeler bir şeyler yapıyor ama ABD’nin müsaade ettiği kadar” dedi. Bu operasyonu direnişin başlattığını vurgulayan Ebu Merzuk, “Bu, Kassam Tugayları tarafından yürütülen bir savaş. Hiçbir ülkeden fazlasını istemiyoruz. Bölgedeki tüm direniş savaşçılarının, tüm Arap ve İslam ülkelerinin, barışseverlerin Gazze Şeridi’ndeki direnişimizin yanında durmasını bekliyoruz” diye konuştu. Filistin için İslam dünyasından daha fazla destek beklediklerini belirten Ebu Merzuk, Müslüman ülkelere çağrıda bulundu. “Daha önce Arap savaşlarında, Arap davasını desteklemek için petrol ambargosu uygulandığını çok iyi biliyoruz. Bugün de bu Siyonist varlığa yardım edenlerin petrolü durdurulabilir. Arap ve Müslüman ülkeler ateşkes için daha fazla adım atabilir. İslam ülkeleri açıklama ve kınamalarla yetinmemeli. Pratik adımlar olmalı” diyen Ebu Merzuk, Gazze’deki sivillerin durumuna dikkat çekerek uluslararası topluma şöyle seslendi: “Bu yapılanlar katliamdır. Okullar, hastaneler bombalanıyor. Gıda, su, yakıt ve elektrik kesildi. Tüm bunlar uluslararası hukuka aykırı. Sözlerle, çağrılarla, BM’de oy vermekle yetinmiyoruz. Uluslararası toplumun, İsrail’e sadece taleplerle değil, katliamın durması ve ateşkese varan bir baskı için birleşeceğini umuyoruz.”