Kaleme aldıkları ortak bir metinle iktidara ayar vermeye çalışan emekli amirallerden bazılarının adı ilginç haber ve iddialarla gündeme gelmişti. Kimisi darbecilere, kimisi terör örgütü PKK/PYD’ye övgü dolu açıklamalarıyla tanınıyor. Listede bulunan, denizcilikle ilgileri yok denecek kadar az olan tabip kökenli amiraller ise 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerinin doktoru olarak tanınıyor.
İmzacılar arasında bulunan Türker Ertürk, terör örgütü PKK/PYD’ye destek açıklaması yapmıştı. Katıldığı bir televizyon kanalında konuşan Ertürk, “O bölgede radikal İslami örgütler olacağına iyi ilişkilerimizi gerçekleştireceğimiz güçlü merkezi otoritenin egemen olacağı Kürtler olsun daha iyi. Laik yapısını biliyoruz zaten PYD’nin sonunda” ifadelerini kullanmıştı. Ertürk ayrıca Reyhanlı katliamının emrini veren THKP/C Acilciler Grubu elebaşı Mihraç Ural’la samimi pozları ile gündeme gelmişti. Ertürk ise emekli Tümamiral Yaycı’yı hedef alan açıklamaları üzerine, firari FETÖ’cü Deniz Albay Halis Tunç’tan birlikte program yapma teklifi de almıştı.
Listede adı bulunan emekli Işık Biren de 12 Eylül darbesi meşru gördüğünü açıklamıştı. Katıldığı televizyon programında darbe zemini oluşturmak planlanan provokatif olayları sayan Biren, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Anayasal düzeni koruma görevi olduğunu ifade etmişti. Biren, “Seksen öncesi ortam bu. Benim kanaatim 12 Eylül olmasaydı, 13 Eylül olurdu. Başka türlü müdahale olurdu, dış müdahale olurdu” ifadelerini kullandı.
Emekli Koramiral Atilla Kıyat da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan açıklamalar yapmıştı. Kıyat’ın, “Seçim barajını yüzde 10’a çıkaran Kenan Evren ile bugün seçilme barajını yüzde 40’a düşürmeye kalkan kişi arasında hiçbir fark yoktur. Sonları da benzeyebilir” ifadeleriyle Erdoğan ile darbeci Kenan Evren’i aynı kefeye koymuştu. Erdoğan avukatları aracılığıyla Kıyat’a dava açmıştı. Kıyat dana sonra Cumhurbaşkanı’ndan özür dilemiş, dava geri çekilmişti. Kıyat, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı hedef alan açıklamalarıyla da dikkat çekmişti.
Emekli Amiral Metin Poyrazlar’ın adı 2005 yılında yolsuzluk haberleri ile gündem oldu. İstanbul Tersanesi eski Komutanı olan Poyrazlar’ın, bir ihaleyi bedelinin 12 kat fazlasına çıkararak devleti 1,2 milyon dolar zarara uğrattığı iddia edilmişti. İddia bilirkişi raporlarıyla doğrulanmış, Poyrazlar’a ait Bahreyn’deki off-shore hesapta açıklanamayan 235 bin dolarlık bir kayıt olduğu vurgulanmıştı.
İmzacılardan İlker Güven ise kendi eşi Sunahanım Güven tarafından basınla paylaşılan iddialarla hafızalara kazınmıştı. Sunahanım Güven, Ergenekon soruşturmasına konu olan Deniz Kuvvetleri ile ilgili bilgi ve belgelerin eşi tarafından sızdırıldığını iddia etmişti. Sunahanım Güven “Deniz Kuvvetleri’ne ait bilgileri paşalar veriyor. O paşalardan biri de benim eşimdi. Eşim bir numaralı köstebekti.” İfadelerini kullanmıştı. Yıllar sonda bu davaların FETÖ kumpası olduğu ortaya çıkmıştı. Bildiride, imzacı generaller arasında başı, emekli Tuğamiral Ergun Mengi çekti. Listede adının ilk sırada yer alması nedeniyle “cuntacıların başı” olarak nitelenen Mengi’nin NATO’cu amiraller arasında olduğu iddia edildi.
Listedekilerden bazıları sınıf olarak ‘denizci’ olsa da aslında denizcilikle ilgisi olmayan tabip kökenli isimler. Örneğin ‘Montrö’ temalı bildiriyi imzalayanlar arasındaki Mehmet Ali Özgüven ‘Nükleer Tıp’ uzmanı bir tabip. Üstelik yedek subaylıktan amiralliğe yükselecek kadar ilginç bir terfi serüvenine sahip. Kardiyoloji uzmanı olan imzacı Ertan Demirtaş işe 12 Eylül ve 28 Şubatçı darbecilerin doktoru. Demirtaş’ın 28 Şubat’ın en önemli aktörleri arasında bulunan Hüseyin Kıvrıkoğlu ile yakın ilişkide olduğu iddia ediliyor. Göğüs Hastalıkları uzmanı emekli amiral Hayati Bilgiç ile Genel Cerrah emekli amiral Turgut Tufan’ın da imzacılar arasında olması asıl meselenin ‘Montrö’ olmadığını ortaya koydu.