Esed rejiminin zindanlarından kurtulduktan sonra Türkiye’ye sığınan ve Hatay Reyhanlı’da kalan Suriyeli kadınlar, hapishanelerde yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı. Bir yılı aşkın hapishanede kaldığını söyleyen 34 yaşındaki Nura El Kâhil şunları anlattı: “Gördüğüm işkence sonrası bilincimi kaybetmişim. Oğlum beni öldü zannetmiş. Uyandığımda ağlıyordum. Çocuğum gözyaşlarımı silip, ‘Korkma anne ben seni kurtaracağım’ dedi.”
Rejim zindanlarında ağır işkence ve kötü muameleye maruz kalan muhalif kadınlar, hapishaneden kurtulsalar bile o günlerin acısını unutamıyor. Rejimin elinden kurtulup Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşamaya başlayan muhalif kadınlar, zindanda yaşadıkları işkence dolu günleri Yeni Şafak’a anlattı.
İDAM KARARI VERİLDİ
2013 yılında mücahitlere bilgi verdiği gerekçesiyle evinden zorla alınarak gözaltı merkezine götürülen Lola Ağa, burada arama bahanesiyle kıyafetlerinin hepsinin çıkarıldığını anlattı. Üç yıl boyunca hapishanede kalan Lola, 2016 yılında ise hakkında idam kararı verildiğini ve arkadaşlarının çabalarıyla hapishaneden kurtulduğunu söyledi.
KOCAMIN GÖZÜ ÖNÜNDE!
Hapishanelerdeki memurların insanlık dışı uygulamalarına maruz kaldığını belirten Lola şöyle devam etti: “Bir metrelik bir odada 15 gün boyunca tek başıma kaldım. Günde bir öğün yemek veriyorlardı. Sorgulamaya gelenler beni kelepçeyle tavana astı ve üç başlı kırbaçla işkence uyguladılar. Sürekli bilgi almaya çalışıyorlardı. Daha sonra askeri istihbarata sevk edildim ve burada da aynı muameleleri gördüm." Atılan bir iftira yüzünden kocasının da tutuklandığını belirten Lola, bir yıl sonra bir araya getirildiklerini ve kocasının gözü önünde kendisine işkence ve istismar yaptıklarını, kocasının ise buna dayanamayarak o anda vefat ettiğini söyledi.
EVE GİDERKEN YAKALADILAR
2011 yılında kuşatma altındaki Humus bölgesinde üç yaşındaki çocuğuyla birlikte evine dönerken çantasında sigara bulundurması gerekçe gösterilerek Rejim tarafından gözaltına alınan ve 14 ay hapiste tutulan 34 yaşındaki Nura el-Kâhil de ağır işkenceye uğrayan kadınlardan.
KORKMA ANNE SENİ KURTARACAĞIM
Gözaltına alındıktan sonra merkeze götürüldüğünü ve burada sorguya alındığını söyleyen el-Kâhil yaşadıklarını şöyle anlattı: "Beni bir sandalyeye oturttular. Çocuğum çok korktuğu için sürekli ağlıyordu. Daha sonra bizi önce askeri cezaevine kısa süre sonra da istihbarata götürdüler. Burada iki kişi geldi. Çocuğumun kafasını duvara çevirdiler ve bana işkence ve tecavüz ettiler. Ağlayan çocuğumu havaya fırlatarak dövdüler. Bilincimi kaybetmişim. Beni öldü zanneden oğlum elindeki haşlanmış patatesi ağzıma vermiş. Uyandığımda ağlıyordum çocuğum gözyaşlarımı sildi. ‘Korkma anne ben seni kurtaracağım’ dedi."
Bir gün yüz güne bedel
Esed güçleri tarafından Humus’taki evlerinden bir gece kız kardeşini almaya geldikleri sırada onu tek bırakmak istemediği için tutuklanan 30 yaşındaki Nur el-Hürrem ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Biz bir evin iki gülüydük. Tutuklandığımız gün bizi üç iple havaya astılar ve kırbaçladılar. Kız kardeşim çok küçüktü ona vurmayın bana vurun dedim. Havadan aşağıya attılar beni. Bel kemiğim kırıldı 13 gün bilinçsiz yattım. Sadece kara böcek ve ıslatılmış pirinçle karnımızı doyurmamızı istediler. Yüz gün hapiste kaldım ama orada geçirdiğim her bir saat yüz güne bedeldi. Biz kurtulduk ama oradaki kadınların ve çocukların yardıma ihtiyacı var.”