Duruşma öncesinde, Prof. Dr. Pekünlü için toplanan siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, kendisine destek verdi. Duruşmayı izlemeye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da hangi yasa çıkartılırsa çıkartılsın, aydınları susturmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nde görev yaptığı dönemde, başörtülü örencilerin derse girmesine izin vermeyip eğitim haklarını engellediği gerekçesiyle, Prof. Dr. Rennan Pekünlü hakkında dava açıldı. Bu davadan aldığı 2 yıl 1 aylık hapis cezasının Yargıtay tarafından da onanması üzerine, dava devam ederken, kendi isteğiyle emekliye ayrılan Prof.Dr. Pekünlü, cezasının infazı için 27 Kasım 2014 Perşembe günü, Foça Açık Cezaevi'ne girdi.
Prof.Dr. Rennan Pekünlü, aynı şekilde eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle, farklı öğrencilerin başvurusuyla açılan ikinci dava için de hakim karşısına çıktı. 9'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma öncesinde, Prof.Dr. Renan Pekünlü'ye destek için adliye önünde protesto gösterisi düzenlendi. Yaklaşık 500 kişilik gruba, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP İzmir milletvekilleri Musa Çam, Alaattin Yüksel, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Koray, Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Canan Arıtman da, destek verdi.
Adliye önünde toplanan gruba destek verdikten sonra duruşmaya girmeden önce açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, ceza hukukunun belli bir amaç için özel olarak yorumlandığını söyledi. Tezcan şunları söyledi: “Yurttaşlar bu noktada çok duyarlı, Rennan Pekünlü önemli bir bilim insanı. Gericiliği, çağdışı bir anlayışla cezaevine konuldu. Ceza hukukunun özel olarak operasyonel olarak belli mahkemeler tarafından yorumlanıp planlı bir mahkumiyetin parçasıdır, Rennan Hoca'nın cezaevinde olması. Türkiye'de aydınlara hukukunun laikliğin egemen olması için tepki duyması lazım. Türkiye'nin her yerinde tepki geliyor. Bu davanın kabulü mümkün değil. Belli kümelenmiş anlayışın karanlık anlayışın hükmü verdikten sonra, aynı karanlık uzantıların Yargıtay'daki uzantıları da onadı. Aslında özgürlükten mahrum edilen Rennan Pekünlü değil, mahkum edilen Türkiye'nin laik çağdaşlık yapısı mahkumu edildi. Hangi mahkemeler kurulursa kurulsun, Türkiye'yi, çağdaş Atatürkçü modernleşmeyi temsil eden anlayış mahkum edildi. Ancak bunlar Türkiye'de aydınları durdurmaya, yetmeyecektir. Parlamentonun üzerine görevler düşüyor. Yasa teklifi verdik. Eğer hükümet her fırsatta söylediği paralel yapıyla mücadelede kararlıysa buna destek vermesi lazım. Ama görüyoruz ki, mücadelesi sadece kendi yolsuzluklarının kapatmak üzerine kurulu."