MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, "Çoklu baro bugünkü rakamlarla sadece üç büyük şehirde söz konusu olabilecek ve 2 bin avukatın imzasıyla ancak kurulabilecektir. Bu rakam küçümsenecek bir rakam olmayıp böyle bir birlikteliğin oluşabilmesi salt siyasi, etnik, mezhepsel duygular esas alınarak temin edilemeyecektir." dedi.
TBMM Adalet Komisyonunda, AK Parti ve MHP milletvekillerince hazırlanan Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri devam ediyor.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan'ın ardından diğer teklif sahibi MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, teklife ilişkin komisyon üyelerine bilgi verdi.
Kanun teklifinin öngördüğü değişiklikleri anlatan Bülbül, avukatların meslek birliği olan baroların, anayasa gereğince kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından olduğunu anımsattı.
Bülbül, 1969'da yürürlüğe giren Avukatlık Kanunu ile baroların kuruluşu, amacı, organları, bu organların seçimi ve faaliyetlerinin düzenlendiğine işaret ederek kanunun yürürlüğe girmesinin üzerinden geçen 51 yılın tarihsel olarak insanlığın ve dünyanın en hızlı, en yoğun şekilde değişime uğradığı bir dönem olduğunu söyledi. Bu süreç içerisinde avukatlık mesleğine yönelenlerde ciddi bir artış görüldüğünü ifade eden Bülbül, özellikle 2000'li yıllarla birlikte hukuk fakültelerinin sayısındaki artışın bu husustaki etkisinin büyük olduğunu kaydetti.
Bülbül, avukat sayısındaki artışın, daha çok İstanbul, Ankara ve İzmir'de yoğunlaştığına işaret ederek Türkiye'deki avukat sayılarına ilişkin istatistikleri paylaştı.
"Katılım oranlarının düşüklüğünden şikayetçi olduğunu duyamadık"
MHP Grup Başkanvekili Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artan avukat sayısı, mesleki dayanışmanın, iş birliğinin ve mesleki disiplini sağlamanın, staj eğitimlerinin asgari düzeyde dahi yapılmasının son derece zor olduğu bir düzene sebep olmuş, bu da baroların özellikle bu şehirlerde etkinliğini, verimliliğini tartışmalı hale getirmiştir. Avukatların baro seçimlerine katılım oranlarına bakıldığında son derece düşük ve demokratik olarak son derece sorunlu oranlarla katılımın gerçekleştiği görülecektir.
Örneğin İstanbul'da yapılan son baro seçiminde 41 bin 462 oy verebilecek avukattan 26 bin 284'ü oy kullanmıştır. Yani 15 bin 178 avukat, baro seçimlerinde oy verme ve seçme hakkını kullanmamıştır. Bu rakam, oransal olarak yaklaşık yüzde 40'a tekabül etmektedir. Eğer bir seçimde seçmen durumunda olanların yüzde 40'ı oy vermekten vazgeçmişse burada demokrasi ve baroların temsiliyeti adına büyük bir problem var demektir. Bugün demokrasi ve özgürlükler adına söz söyleyenlerin bir gün olsun bu rakamlardan ve katılım oranlarının düşüklüğünden şikayetçi olduğunu ne yazık ki duyamadık."
"Anadolu baroları, sözü daha fazla dinlenebilir bir zemine kavuşacak"
Teklife göre, değişiklik düşünülen baroların 5 binin üzerinde avukatı olan bu barolar olduğunu dile getiren Bülbül, "Yoksa gayet demokratik bir şekilde, çoğunlukla tek liste üzerinden seçimlerin yapıldığı Anadolu baroları bu değişikliğin konusu olmadığı gibi Anadolu baroları, barolar birliğindeki temsil imkanları açısından daha fazla dikkate alınabilir ve sözü daha fazla dinlenebilir bir zemine kavuşacaklardır." dedi.
Bülbül, çoklu baro değişikliğinin, baroların temsiliyetini ve meslektaşlar arasındaki iletişim, koordinasyonu artırabilecek, verilen hizmetleri etkili ve verimli kılacak, mesleğe başlangıçta staj eğitimi gibi konularda daha nitelikli, kaliteli hizmet sunabilecek bir baro düzenine imkan vereceğini söyledi.
Çoklu baronun, bugünkü rakamlarla sadece üç büyük şehirde söz konusu olabileceğine dikkati çeken Bülbül, "2 bin avukatın imzasıyla ancak kurulabilecektir. Bu rakam küçümsenecek bir rakam olmayıp böyle bir birlikteliğin oluşabilmesi salt siyasi, etnik, mezhepsel duygular esas alınarak temin edilemeyecektir. Kaldı ki barolara üyelik şartlarını taşıyan bir avukatın bahsettiğim nedenler gibi nedenlerle üyeliğe kabul edilmemesi mümkün değildir. Yani üyelik koşullarını taşıyan bir avukat başvurduğu baro tarafından kabul edilmek zorundadır. Bu durum, baroların marjinal, siyasi, etnik veya mezhepsel bir zeminde oluşabilmesine engel teşkil edecektir." ifadesini kullandı.
Teklifle, Türkiye Barolar Birliğinde baroların temsilinde de son derece önemli ve yararlı bir değişikliğe gidildiğini dile getiren Bülbül, delegelere ilişkin yapılan değişikliği anlattı.
Komisyonda, teklif üzerindeki görüşmeler devam ediyor.