Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, tvnet'te Net Bakış Özel programına konuk oldu.
Canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, 6 Şubat sonrası deprem bölgesinde yapılan çalışmalara ve İstanbul'da beklenen depreme karşı yapılan hazırlıklara değindi.
6 Şubat'taki depremlerin hemen ardından afet bölgesine intikal ettiklerini ifade eden Uraloğlu, yapılan çalışmalarla bölgenin ayağa kaldırıldığını ve çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Olası İstanbul depremine ilişkin de konuşan Bakan Uraloğlu, gerekli tüm hazırlıkların yapıldığını söyledi.
Bakan Uraloğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Buradaki İran ya da diğerlerinin bütün refleksi hani yapılana karşı çıkmak mı yoksa denklem dışında kalmamak mı? Biz İran tarafına şunu söylüyoruz. Buradan size bir bağlantı erebiliriz ki onlarında bu anlamda bir talepleri var. Biz her ikisi de mutlaka olmalı diyoruz. Bizim için Zengezur Koridoru olmazsa olmazdır. Biz bunu hayata geçireceğiz ama İran'ın bu bağlantısına da yani kendi topraklarından geçmesi değil. Zengezur koridoru ayrıca kendi içinden bir ucundan bağlantı ile ilgili talebi var. Onu da görüşüyoruz uygun zamanlamada onu da yapmamız gerekir diye düşünüyoruz."
1 ay sonra yıl dönümü olacak. Bu vesileyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. 6 Şubat hemen sabahı biz deprem bölgesindeydik. İkinci depremi Adıyaman'da AFAD binasının içinde yaşadık. Gerçekten korkutucu bir süreçti. Yakından yaşayan kişilerden bir tanesiyim. Burada ulaştırma yapılarının belli şekilde etkilenmesi söz konusu. Ama genel anlamda baktığımızda ulaştırma yapıları kendilerinden beklenen performansı gerçekleştirdi. Bazıları hiç etkilenmedi. Bazıları orta bakımlarla hayata geçmiş oldu. bizim orada en zor Nurdağı viyadüğünde ciddi etki olmuştu. En büyük etki Hatay havalimanında olmuştu. Oralardaki gerekli müdahaleleri yaptık. Bazılarını birkaç saat içerisinde, bazılarını bir gün içerisinde, bazılarını 5-6 gün içerisinde yaprak oralarını hizmete aldık. şimdi neredeyiz. Karayolu ulaşımında bir sıkıntımız kalmadı. Bazı çalışmalara devam ediyoruz ama mevcut trafiği etkilemiyor.
Demiryollarında belli kısımlarda özellikle Adıyaman - Malatya arasında bir hattımız hala kapalı orada ciddi hasar oluştu. Alternatif Sivas üzerinden bir hattımız var.
Bir de tabi bu deprem 670 bin civarında konut 180 bin civarında da iş yeri etkilendi. Dolayısıyla 850 bin civarında konut ve iş yerinin yeninden yapılması söz konusu. Bunların bir kısmı yerinde dönüşümle yapılacak bir kısmı da rezerv alanlar başlandı yapılmaya.
Burada da Bakanlık olarak diğer ilgili Bakanlılarla koordinasyon içerisinde özellikle deprem bağlantı yollarının 180 kilometrelik kesimi de bizim Bakanlığımıza Karayolları Genel Müdürlüğümüze Cumhurbaşkanımızın takdiri ve kararıyla verildi orada çalışmalara başladık. Sadece bir evi bitirmeyle işimizin bitmeyeceğini biliyoruz. Oranın kanalizasyonundan, içme suyundan enerjisine iletişimine her şeyine kadar bütün altyapılarını yollarından altından yapıyoruz. Evler teslime edilme aşamasında biz o yolları da bitirmiş olacağız.
Vatandaşlarımız günlük yaşantılarına peyderpey dönüyor. Konutlarımızın teslimini de yapacağız. Ufak tefek rötuşları yapılıyor.
Hatay Havalimanı'nda olan deprem Amik Ovası'nda oranına arazi kodlarının 1,5 metre komple aşağıya inmesine sebep verdi. Terminal binamız fore kazıklar üzerine oturduğu için seviyesi korudu ama arazi 1,5 metre aşağıya indi. Her şeye rağmen sağlam kaldı. Geçirimsiz duvarlar vardı depremde onlar kırıldı ve depremde bütün zeminle birlikte aşağıya oturdu. Pisti kesen 3-4 noktada fay hattı pisti kesti. Biz oranın onarımını yaparak acil yardım malzemelerinin ulaşmasını sağladık. Halihazırda da mevcut pist boş iniş için müsait. Dolu kalkış hala düzenli olmasa da seferler yapıyoruz.
Havalimanını nereye yaparız diye arkadaşlarla çok detaylı çalıştık. Uzun çalışmalar sonucu ODTU ve TÜBİTAK'tan da destek aldık. beş noktada havalimanının yapılabilirliğini irdeledik. Dört tanesi mevcut havaalanının kenarında, bir tanesi de İskenderun'da olmak üzere.
Önemli yapıları gözden geçirmeye başladık. Bunu uzun yıllardır yapıyoruz ve gerekli güçlendirmeleri yapıyoruz. Şimdi İstanbul haritasını gözümüzün önüne getirecek olursak ana ulaşım arterlerini biz zaten hayata geçirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ndeki güçlendirme çalışmalarını iki yıldır devam ettiriyoruz. İstanbullunun bir çoğu bunun farkında değil. Ciddi bir şekilde kentsel dönüşümü yapmalıyız.
Biz şu an İstanbul'un nüfusu 16 milyon. Biz Anadolu'nun her köşesine korkunç yatırımlar yaptık. Ulaşımla ilgili özellikle. Eğer biz bu yatırımları yapmamış olsaydık bugün İstanbul'un nüfusu şüpheniz olmasın 20 milyonu geçerdi. İnsanlar yerinde istihdam etmek için onlara gerekli hizmetleri getirmeniz lazım biz de o hizmetleri getirdik.
Şimdi İstanbul'a geldiğimizde ya da şöyle bir genelleme yapalım. Elbette şehirlerin planlanmasında öncelikle büyük şehirler sonra da bütün belediyelerle Ulaştırma Bakanlığı olarak, Karayolları Genel Müdürlüğü olarak gerekli istişare ve uyum mekanizmasını çalıştırmamız lazım.
Bunu her zaman istediğimiz boyutta çalışmıyor maalesef. Ana ulaşım arterlerini yapmanız yeterli hale gelmiyor mutlaka onun bağlantı noktalarını da yapmanız lazım. Tamamen imar planıyla da ilgili hale getirmek lazım bunları ki oradaki büyükşehirlerde öncelikle yapacağınız iş birliği kesinlikle daha doğru yatırımların yapılması, daha kısa sürede çözülmesi daha hızlı ilerlemesi ile hayata geçer.
Karayollarında kapasiteler azaldı artık yer altına inmemiz lazım özellikle büyük şehirlerde bunu metrolarla çözebiliyoruz. Şöyle bir tespit yapalım. Nüfusu 100 binden büyük olan belediyeler ve şehirlerde metro yapma yetkisi o belediyeler aittir. Bakanlığın böyle bir yetkisi yok. Ancak onlar isterse ve Sayın Cumhurbaşkanımız da uygun görürse bu görev Bakanlığa doğru geçiyor. Bu anlamda İstanbul'da Bakanlık olarak bizim yaptığımız bir dünya iş var. Hizmete açtıklarımız ve devam edenler var. Ve yarın ihtiyaç olursa diye kafamızda olanlar da var.
Bizim bir yaptıklarımız var, devam edenler var bir de planladıklarımız var. 14 ilde projemiz var.
Biz 11 bin kilometreden 14 bin kilometreye getirdik demir yolu hat uzunluğumuzu. Bu çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yüksek Hızlı Trenle ülkemizi biz tanıştırdık. Avrupa'da altıncı dünyada sekizinci yüksek hızlı tren işletmecisi konumundayız. İstanbul-Ankara arasında seyahat ihtiyacı var.
Biz ülke olarak 2028''leri, 2035'leri, 2053'leri, 2071'leri planlıyoruz. Biz ilk etapta bizim sıkışan yerimiz Marmara Bölgesi'ydi. Birinci dereceden çözmemiz lazımdı. Bir de biz kamu kaynağı kullanıyoruz. Doğru zamanda doğru yatırımı yapmamız lazım. Şu anda İstanbul'daki Marmara Bölgesi'ndeki D100 vardı, TEM vardı, bunların kapasiteleri aşıldı ve bunlar ihtiyaca cevaz vermez hale geldi. Hereke kesiminde emniyet şeritlerini üçüncü şerit olarak yaparak trafiği rahatlatmaya çalıştık. İlk etapta Kuzey Marmara'dır dedik ve Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte biz burayı Akyazı'ya kadar rahatlattık.
Buradaki seyahat ihtiyacını otoyol ve devlet yoluyla karşılıyoruz ve bir de yüksek hızlı trenle karışılıyoruz. Bunlar bize yetmeyecek. 2028'lerde, 2030'larda yetmeyecek.
Akyazı'dan Ankara'ya yeni bir otoyol güzergahı planlayalım. Arkadaşlarımızla beraber buna çalışmaya başladık. Akyazı-Nallıhan-Beypazarı güzergahından Ankara'ya o vadi güzergahından yaklaşık 275 kilometrelik otoyolun projesine başladık. Dolayısıyla biz orada ciddi bir alternatif karayolu oluşturacağız. Bu yetmeyecek Yüksek Hızlı Trenle şu anda biz 4 saat 20 dakikayla Ankara-İstanbul arasında seyahat ediyoruz. Bilecik bölgesinde iki yerde halen çalışmalarımız devam ediyor. Orası bittiği zaman 3 saat 50 dakikaya kadar düşmüş olacak.
Yüksek Hızlı Trenden bir kategoriye yukarıya atlamamız lazım o da Süper Hızlı Tren planlıyoruz. Hızı saatte 350 kilometre olacak. Aradaki birkaç tane istasyonumuz olacak. Kocaeli ve Akyazı'dan. Bütün noktalarda çok durmayacak. Biz bineceğiz, bir maç bitmeden 80 dakikada İstanbul - Ankara arasını seyahat etmiş olacağız. Bu tamamen yeni bir hat. Mevcut hat Ankara-Eskişehir-Bilecik-Adapazarı üzerinden gidiyor. Bu az önce bahsettiğimiz otoyol güzergahından gidecek. Biz onu Marmaray'a bağlayacağız.
Bu sadece bir seyahat süresini, konforunu, güvenliğini sağlayacak bir proje değil. Aynı zamanda 350 kilometre-saatle gidebilen bir trenin teknolojisinin de ülkemize kazandırılması projesidir. 2028 sürecinde biz bunların inşaatlarına başlayacağız. 2030'lara geldiğimizde de her ikisini bitirmiş oluruz diye planlıyoruz ve ihtiyaç da o zaman oluşmuş olacak.
Uydular konusuna baktığımıza zaman öncelikle uyduların kabaca 15 yıllık ömrü var. Ömrünü tamamlayanları yenilemeniz gerekir. Dolayısıyla biz 1994 yılında başlayan yolculuğumuza en son 2021 yılında Türksat 5A, 5B ile devam ettik. Bunlar hep yabancı şirketlere yaptırdığımız uydulardı. 6A uydumuzu Ankara TUSAŞ'ta üretiyoruz. Orada bizim Türksat'ımız var, TÜBİTAK'la iş birliğimiz var. Mart ayında yer teslimi yapacağız ve haziran ayında da ABD'ye göndererek SpaceX'in fırlatma istasyonlarından uzaya, yörüngesine uğurlayacağız. Hem kapsama alanımızı genişleteceğiz, hem kapasitemizi artıracağız hem de ilk yerli ve milli uydumuzu uzaya göndermiş olacağız inşallah.
Üniversiteden mezun olan arkadaşlarımız var hani mühendislik dallarında bizimle ilgili olanlar bizim sosyal medya paylaşımlarımıza bola yorumları geliyor. Biz kamu tarafında KPSS ile alıyoruz. Bunun da belli bir disiplin içerisinde ihtiyacı karşılayacak şekilde yapmaya çalışıyoruz Talepleri de dikkate alıyoruz. Sadece kamu adına değil mesela bize iş yapan firmaları da bu şekilde teşvik ediyoruz hatta sözleşmelere belli sayıda mutlaka ilgili elemanların orada istihdam edilmesi ile ilgili hükümleri koyuyoruz. Birazcık daha sabra ihtiyacımız var yeni istihdam konusunda. Bazı arkadaşlarımızın kadro beklentileri var. Yapabileceğimiz vaatleri, tutabileceğimiz sözleri onlara vermemizde fayda var. Ama biz ihtiyacı doğru kanaldan doğru şekilde karşılamaya çalışıyoruz. Tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik, verdiğimiz sözleri de yapma gayreti içerisindeyiz.