Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi tarafından finanse edilen 'Türkiye'de Ceza Adalet Sisteminin Güçlendirilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesi İçin Yargı Mensuplarının Kapasitesinin Arttırılması' projesinin kapanış konferansı Ankara'da gerçekleşti.
Konferansa; Adalet Bakanı Tunç'un yanı sıra, Ceza İşleri Genel Müdürü Ali Öztürkmen, Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Sivil Toplum, Temel Haklar, Yargı ve İçişleri Bölüm Başkanı Alexander Fricke, yargı mensupları ve davetliler katıldı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Direktörü Christophe Poirel ise çevrimiçi katılım sağladı.
Burada konuşan Bakan Tunç, hukuk devletinin; adil, özgür ve demokratik bir toplumun temeli olduğunu ifade ederek, "Vatandaşımızın beklemediği bir durumla karşılaştığında, hakkına istisnasız bir şekilde kavuşacağından şüphe duymaması, hukuk devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bunun yolu ise iyi işleyen bir yargı sisteminden geçmektedir. 'Güven veren ve erişilebilir adalet' sloganıyla hazırladığımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanan 'Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin amaçlarından biri de ceza adaleti sisteminin iyileştirilmesidir. Ceza adaleti alanında reform çalışmalarımıza kesintisiz bir şekilde devam ediyoruz. Bunu yaparken temel hareket noktamız, milletimizin talep ve ihtiyaçlarıdır. Böylece vatandaşımızın demokrasi, insan hakları ve adalet taleplerini yerine getirerek, insanımızın hak ettiği yargı sistemini daha da güçlendirmiş olacağız. 2002'den bu yana yürüttüğümüz reform çalışmalarıyla, ülkemizin temel ceza mevzuatını yeniledik. Böylece modern dünyada geçerli olan, insan odaklı yaklaşımları hukuk sistemimize dahil ettik" dedi.
Temel hak ve özgürlükler ile ceza politikaları arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu bildiren Tunç, "Suç ve ceza politikaları, suçlulukla mücadele kadar, hak ve özgürlüklerin caydırıcı yaptırımlarla korunmasında etkili bir yöntemdir. Kapanış konferansını düzenlediğimiz bu projeyle ceza adaletine ilişkin önemli başlıklar olan temel insan hakları bağlamında usuli teminatlar, bilişim suçları ve terörizmin finansmanı alanlarında çalışmalar yürüttük ve önemli çıktılar elde ettik. Projede yer alan konulardan biri de tüm dünyayı tehdit eden terörle etkin mücadele kapsamında terörün finansmanı meselesidir. Terör, demokratik toplum, özgürlükler ve hukuk devleti gibi müşterek değerlerin başlıca düşmanıdır. Bu nedenle terörle mücadele, en başta bu değerleri koruma mücadelesi olarak anlaşılmalıdır. Terörle etkin mücadele, güçlü bir mevzuat altyapısını gerektirmektedir. Bu kapsamda mevzuat ve uygulamaya yönelik önemli değişiklikler yaptık" diye konuştu.
Tunç, ihtiyaç duyulduğu takdirde terörizm finansmanıyla mücadele mevzuatında başka değişiklikler yapılabileceğini söyledi. Tunç, "Terör insanlık suçudur. Yaşam hakkının, demokrasinin, özgürlüğün düşmanıdır. Terörle mücadelenin hukuk zemindeki önemli bir boyutunu da hiç kuşkusuz ülkeler arasındaki iade talepleri, yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da adli iş birliği konusunda uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymakta kararlıdır. Muhataplarımızdan da terörle mücadelede aynı samimiyet ve kararlılığı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.