Erdoğan, Ermenistan işgalindeki Azerbaycan topraklarının kurtarılması dolayısıyla Azadlık Meydanı'nda düzenlenen Zafer Geçidi Töreni'nde konuştu.
"Sayın Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensupları, Azerbaycanlı can kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum." sözleriyle konuşmasına başlayan Erdoğan, bu zafer gününde Azerbaycan'da olmaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu ifade etti.
İlham Aliyev'e nazik daveti ve misafirperverliği için şükranlarını sunan Erdoğan, Azerbaycan'ın 44 gün süren destansı mücadelesinde şehit düşen yiğitlere Allah'tan rahmet, gazilere acil şifalar diledi.
Şair Bahtiyar Vahapzade'nin "Topraktan pay olmaz" şiirinden bir bölüm okuyan Erdoğan, Karabağ'ı 30 yıllık hasretin ardından ana vatanla buluşturan Azerbaycan ordusunun neferlerini tebrik ederek, onları dualarla cepheye gönderen anaların ellerinden öptüğünü söyledi.
"20 Ocak'ta şehitlerin kabirlerine bırakılan karanfiller nasıl bağımsızlığı hatırlatıyorsa, şimdi de Dağlık Karabağ bölgesine has har-ı bülbül, Azerbaycan topraklarının özgürlüğünün simgesi haline gelmiştir." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
Türkiye'nin, Azerbaycan'ın yürüttüğü mücadeleye en başından itibaren tüm kurum ve kuruluşlarıyla destek verdiğini, bütün imkanlarıyla Azerbaycanlı kardeşlerinin yanında olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye olarak Azerbaycan ile münasebetlerde her zaman büyük lider Haydar Aliyev'in "iki devlet, tek millet şiarını" rehber aldıklarını vurguladı.
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz ifadesiyle Azerbaycan'ın kederini kederimiz, sevincini sevincimiz bildik." diyen Erdoğan, bu anlayışla Karabağ'ı 30 yıl boyunca sinede yara eylediklerini söyledi.
Erdoğan, bugün de bu yaranın kapanmasının sevincini paylaşmak, bu şanlı zaferi birlikte kutlamak için Bakü'de olduklarını belirterek, şunları ifade etti:
"Azerbaycan'ın topraklarını işgalden kurtarmış olması mücadelenin bittiği anlamına asla gelmiyor. Bugüne kadar siyasi ve askeri alanda sürdürülen mücadele bundan sonra çok daha farklı cephelerde devam edecektir. 30 yıllık işgal döneminde bu bölgelerin virane haline geldiğini, taş üstünde taş kalmadığını hep birlikte gördük. Kardeşim İlham Aliyev'in dediği gibi Füzuli şehrinde bayrak asmaya bina dahi bulunamamıştır. Bütün şehirler tarumar edilmiş, bütün köyler yerle yeksan olmuş, mezarlıklar bile tahrip edilmiştir. Camiler yıkılmış, minareler aynı şekilde tarumar olmuştu. Ermenilerin bazıları her şeyi yıktıkları gibi tarihi ve kültürel varlıkları da tabii zenginlikleri de yağmaladılar. Bütün bu tahribatın hesabının sorulması gerekiyor."
Savaş sırasında Gence, Terter, Ağdam, Berde, Ağcabedi gibi Azerbaycan topraklarının da hedef alındığına dikkati çekerek, 100 masum sivilin şehit edildiğini, annelerin yavrusuz, çocukların anasız-babasız bırakıldığını, saldırılarda 416 kişinin yaralandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Savaş hukuku ağır biçimde ihlal edilmiş, insanlık onuru ayaklar altına alınmıştır. Bunları görmezden gelenlerin gözleri kadar vicdanları da körleşmiştir. Her mecrada bunun hesabını sormak boynumuzun borcudur. Yıllardır doğdukları yerlerden uzak kalarak memleket hasretiyle yanıp tutuşan 1 milyon kaçkın, göçkün kardeşimiz artık doğdukları topraklarına dönebilmek için sabırsızlanıyor. İnşallah en kısa sürede bu kardeşlerimizin hasretinin sona ereceğine inanıyoruz. Dağlık Karabağ'a yıkım, katliam ve gözyaşından başka hiçbir şey getirmeyenlerin de artık akıllarını başlarına toplaması gerekiyor."
Ermeni yöneticilerin halkın kaynaklarını Azerbaycan'ın topraklarını işgal altında tutabilmek için harcadığını belirten Erdoğan, "Halbuki bu kaynaklar anlamsız müdafaa hatlarına, silahlara, gözlerini kin ve kan bürümüş yöneticilerin ihtiraslarına harcanmamış olsa bugün manzara çok daha farklı olurdu. Ermeni politikacıların bunu çok iyi tahlil edip barış ve istikrar temelinde geleceği kurma konusunda cesur adımlar atmalarını temenni ediyoruz." dedi.
Ermenistan işgalindeki Azerbaycan topraklarının kurtarılması dolayısıyla Azadlık Meydanı'nda düzenlenen Zafer Geçidi Töreni'nde konuşan Erdoğan, "Ermenistan halkı Karabağ'da yaşananlardan ders çıkarırsa bu bölgede yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Azerbaycan halkının yaşadığı onca acıya rağmen kalıcı istikrar için takdire şayan bir tavır sergilediğine işaret ederek, "Sayın Cumhurbaşkanının bu iyi niyetli çabalarını biz de destekliyor, muhataplarınca değerlendirilmesini arzu ediyoruz." diye konuştu.
Şehitlerin fedakarlığı sayesinde Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü yeniden tesis ettiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık Azerbaycan toprakları yıllardır hasret kaldığı Terter Çayı'nın sularına kavuşmuştur. Şuşa'nın dağlarının başındaki duman artık dertli değildir. Tutsak har-ı bülbül artık özgürdür, daha parlak açacaktır. Köndelen Çay artık daha coşkun akacak, Aras türküsünü daha güçlü çığıracak, Karabağ Şikestesi'ni okuyan nefesler daha yüksek, daha güçlü çıkacaktır. 'Aras'ı ayırdılar, mil ilen doyurdular, men senden ayrılmazdım zor ilen ayırdılar', ay Laçın, can Laçın, men sene gurban Laçın, güzelliğine gurban olduğumuz Laçın artık özgürdür. Laçın gibi Şuşa gibi Fuzuli, Cebrail, Zengilan, Gubadlı, Ağdam ve Kelbecer de artık özgürdür.
Bugün Azerbaycan'ın milli şairi, büyük mücahit Ahmed Cevad Bey'in ruhunun şad olduğu gündür, bugün Nuri Paşa'nın, Enver Paşa'nın, Kafkas İslam Ordusu'nun yiğit neferlerinin ruhunun şad olduğu gündür. Bugün Azerbaycan şehitlerinin serdarı Mübariz İbrahimov'un ruhunun şad olduğu gündür. Bugün hepimiz için, tüm Türk dünyası için zafer ve gurur günüdür. Rabbime bizlere bugünleri yaşattığı için sonsuz hamdediyorum. Bugün burada tüm kalbimle bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Karabağ Azerbaycan'dır. Karabağ artık anavatanıyla kucaklaşmış, 30 yıllık hasret son bulmuştur. Bundan sonra Türkiye ve Azerbaycan olarak hedefimiz bu toprakları daha müreffeh, daha gelişmiş, çocuklarımız için daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için mücadele etmektir. Türkiye ve Azerbaycan sırt sırta verdikleri sürece Allah'ın izniyle zorlukları aşmaya, başarıdan başarıya koşmaya devam edecektir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, "Bütün Azerbaycan halkını, değerli kardeşim Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i ve şanlı Azerbaycan ordusunu, Türk ordusunu yürekten tebrik ediyorum. Aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyor, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun." ifadeleriyle son verdi.
Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk heyeti ve askerlerinin de katıldığı Zafer Geçidi Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açık ve kararlı açıklamalarının, Azerbaycan halkını çok sevindirdiğini anlatan Aliyev, "Benim kardeşim (Cumhurbaşkanı Erdoğan) şunu dedi: ‘Bu savaşta Azerbaycan haklıdır. Azerbaycan yalnız değildir ve Türkiye her zaman Azerbaycan’ın yanındadır.’ Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği siyasi ve manevi destek her bir Azerbaycan vatandaşını gururlandırmış ve sevindirmiştir." dedi.
Azerbaycan ordusunun, 44 gün içerisinde parlak bir zafer kazanarak Ermenistan’ı mağlup ettiğine işaret eden Aliyev, "Bu 44 günün her günü bizim şanlı tarihimizdir. Azerbaycan ordusu sadece bir amaçla savaştı, o da işgalin son bulmasıydı." diye konuştu.
Azerbaycan’ın, 30 yıla yakın işgal altında yaşadığını hatırlatan Aliyev, "Ermenistan’ın agresif siyaseti 80’lı yılların sonlarında başlamıştır. O dönem Ermenistan topraklarında yaşayan 100 binlerce Azerbaycanlı, öz topraklarından sürüldü. Bizim halkımız bu topraklarda asırlar boyunca yaşadı fakat Ermenistan yönetimi yüz binlerce Azerbaycanlıyı topraklarından mahrum bırakmıştır." ifadelerini kullandı.
Aliyev, benzer olayların Dağlık Karabağ’da da yaşandığına dikkati çekerek "Ermenistan tarafı, Azerbaycan halkına karşı katliam yaptı. Hocalı Soykırımı’nı yaptı. Şuşa ve Laçin’in de işgal edilmesiyle, Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasında coğrafi bağlantı kurulmuştur." dedi.
Ermenistan’ın attığı gayrimeşru adımları uluslararası kamuoyunda yıllarca dile getirdiklerini anlatan Aliyev, şöyle devam etti:
2003’te cumhurbaşkanı seçildiğinde, Azerbaycan anayasasına ve Kuran-ı Kerim’e el basarak Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruyacağıma yemin ettiğini belirten Aliyev, "Bugün büyük bir gururlar Azerbaycan istediğini aldı, tarihi adaleti sağladı ve uluslararası hukuku temin etti." diye konuştu.
Aliyev, Ermenistan’ın özellikle son yıllarda tahribata yönelik adımlar attığını ve beyanatlarda bulunduğunu söyleyerek "Ermenistan yönetiminin hareketleri savaşı kaçınılmaz kıldı. Ermenistan yönetiminin zararlı ve tehlikeli beyanatları yüzünden müzakerelere son verildi. Bu konuda uluslararası kürsülerde dünyaya çağrılarda bulunduk. Ermenistan bu yılın temmuz ayında bize saldırılarda bulundu, Ermenistan yine topraklarımızı işgal etmek istedi. Ancak bunun cevabını verdik ve onları yerlerine oturttuk. Son olarak 27 Eylül’de şehirlerimiz, sivil yerleşim yerlerimiz topçu ateşlerine maruz kaldı. Biz de yeter artık dedik ve işgale son verme kararı aldık." ifadelerini kullandı.
Ermenistan’ın Karabağ’da 30 yıla yakın kurduğu savunmayı yararak ilerlediklerini kaydeden Aliyev, "Dağlık Karabağ’ın coğrafyası da Ermenistan tarafı için daha avantajlıydı. Büyük kahramanlık göstererek Azerbaycan askeri şerefli görevini yerine getirdi ve öz topraklarını işgalden kurtardı. Şuşa, Ermenistan’ın işgal ettiği ilk şehrimizdi ve işgalden kurtarılan sonuncu şehir oldu. Şuşa işgalden kurtarıldıktan sonra Ermenistan teslim oldu. Ermenistan ordusu diz çöktü ve toprak bütünlüğümüzü, savaş meydanında kazanarak sağladık. Düşmanı teslim olmaya mecbur bıraktık. Ermenistan 10 Kasım’da mağlubiyetini kabul ederek teslim olduğu bildiriye imza atmak zorunda kaldı. Bu da gösterir ki biz bu zaferi hem sahada hem de masada kazandık." değerlendirmesini yaptı.
Azerbaycan ordusu, tarihi görevini yerine getirdiğinin altını çizen Aliyev, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ermenistan faşizmi tekrar başkaldırırsa, yine Azerbaycan’ın demir yumruğuyla karşılaşacak. Savaş sırasında Ermenistan ordusundan 10 binden fazla firari oldu, Azerbaycan ordusundan ise 1 tane bile olmadı. Yaralı askerlerimiz bile hala savaşmak istiyordu.
Bundan sonra Karabağ’ı tekrar inşa edeceğiz, buna irademiz ve imkanımız bulunmaktadır. Ermenistan yönetimi bir süre önce 'Karabağ Ermenistan’dır' demişti. Ben ise 'Karabağ Azerbaycan’dır' demiştim. Karabağ Azerbaycan’dır ve bugün dünya Karabağ’ın Azerbaycan’ın olduğunu gördü. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan dostluğu."