Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın karar duruşması bugün görüldü.
Danıştay 10. Dairesi'nde görülen tarihi duruşmada, Ayasofya'nın statüsüne ilişkin kararın 15 gün içerisinde yazılı olarak açıklanma kararı alındı.
Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulunan Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Sarı, Danıştay'ın 15 gün içerisinde kararı yazılı olarak açıklayacak olmasının idari yargılama usul çerçevesindeki bir durum olduğunu söyledi.
Danıştay'ın yargılama süreci ile ilgili bilgi veren Sarı, şu bilgileri paylaştı.
Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu ise 15 günlük sürenin bağlayıcı olmadığını belirterek, "En geç 15 gün içerisinde açıklanması gerekir. Mürafaalı bir duruşma talebi olmuş davacıların. Bu anlamda 15 gün bağlayıcı bir süre değil. Mürafaa yapıldığında mahkeme bu konuda dosyaya hakimdir, dosyayı incelemiştir. Bir kanaate varılmıştır diye bakılır, belli noktalarada tereddütleri olabilir, bunların da duruşmaları yapılır. Tarafları davet eder ve yeniden dinler. Ama heyet zaten dosyaya hakimdir" bilgisini paylaştı.
Danıştay, Ayasofya’yı müzeye dönüştüren Bakanlar Kurulu kararını hukuka aykırı bulur ve söz konusu kararı iptal ederse, Ayasofya’nın 89 yıl sonra tekrar cami yapılmasının önü açılmış olacak. İdare Yargılama Usulü Kanunu uyarınca, Danıştay 10. Daire, Bakanlar Kurulu kararının iptaline hükmeder ve bu karar kesinleşirse, kararın 30 gün içerisinde yerine getirilmesi gerekecek. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinde, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez” deniliyor.