Azerbaycan'ın tavrını Ermenistan hükümetine ve şu anda Ermenistan'a sahip çıkmak isteyenlere de ifade ettiğini vurgulayan Aliyev, “Bize karşı ciddi bir tehdit görürsek ciddi önlemler almak zorunda kalacağız. Bazıları tehlikeli, bazıları değil ama bu o kadar da önemli değil, bu silahlar Ermenistan'a teslim ediliyor. Bu nedenle yine bu platformu kullanan Ermenistan'a mesajım, bunu yapmamanız gerektiğidir. Tekrar söylüyorum mesajım kibirli bir uyarı olarak algılanmamalıdır” ifadelerini kullandı.
Ermenistan'a karışmayacaklarını söyleyen Aliyev, “Bu onların hayatı ve onların ülkesi. Ama bize karşı askeri güç gösterdiklerinde, bazen birliklerini sınırımıza yoğunlaştırdıklarında biz sessizce oturamıyoruz. Bu bizim güvenliğimiz ve endişelenmeye hakkımız var. Bu nedenle onlara ve onları Azerbaycan'a karşı cephe olarak kullanmak isteyenlere mesajım şudur: Yapmayın. Ermenistan'a ne kadar silah gönderilirse gönderilsin bize karşı hiçbir şansları yok” şeklinde konuştu.
İkinci Karabağ Savaşı'nın da bunu gösterdiğini aktaran Aliyev, “Sadece 44 gün boyunca sıradan insanların tırmanamayacağı dağlara tırmandık ve bunu hafif silahlarla yaparak onların ordusunu tamamen yok ettik” dedi.
Savaşlarla karşılaştıklarını ve şimdi bu sayfayı çevirme şanslarının olduğunu belirten Aliyev, “Bugün Ermenistan-Azerbaycan sınırında gördükleriniz, perde arkasında göremedikleriniz, iki ülke temsilcileri arasındaki temaslar, daha açık ve yapıcı tartışmalar da bununla ilgilidir. Sınırların belirlenmesi konusunda Azerbaycan ve Ermenistan oldukça yapıcı davranışlar sergiliyor. Görülen onun bir parçasıdır, bu bir sonuçtur. Ancak bu sonuç düzenli temaslardan ve olumlu dinamiklerden geliyor. Bu çalışmayı pekiştirip ilerlememiz gerekiyor” diye konuştu.
Zengezur Koridoru konusuna değinen Aliyev, “Evet Üçlü Deklarasyon'da 'Zengezur Koridoru' kelimesi geçmedi ama Azerbaycan'ın doğusu ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında ulaşım bağlantısı olması ve Rusya sınır güvenlik güçlerinin kontrolü sağlaması gerektiği söylendi. Bu belge Başkan Putin, Başbakan Paşinyan ve ben tarafından imzalandı. Şimdi Ermenistan 3 yılı aşkın süredir bu hükmü fiilen ihlal ediyor. Artık dedikleri gibi bu paragraftan kurtulmak istiyorlar. Ancak bu mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Ermenistan'ın Nahçıvan ile kara bağlantısı kurma ihtimalini engellediğini kaydeden Aliyev, “Bu davranış kesinlikle çok hayal kırıklığına neden oluyor. Deklarasyonda Ermenistan Başbakanı'nın imzası vardı ve buna saygı duyulması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi süreci çerçevesinde çalışmalar yapıldığını vurgulayan Aliyev, “Bunu biz de destekliyoruz. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinden yana olduğumuzu açıkça ifade ettik. Ermenistan'ın sadece Azerbaycan'dan değil, Türkiye'den de toprak iddiası olduğunu ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini muhtemelen biliyorsunuzdur. Ermenistan'ın ulusal simgesinin Ağrı Dağı olduğunu, ‘Ararat' adını verdikleri dağın Türkiye'de bulunduğunu eminim biliyorsunuzdur. Bana göre bu kesinlikle kabul edilemez. Benim şahsi kanaatim kendi toplumlarına böyle bir mesaj vermelerinin tamamen yanlış olduğu yönünde” dedi.
Türkiye ve Azerbaycan'nın küresel ölçekte birbirine en yakın iki ülke olduğunun altını çizen Aliyev, “Bizi birleştiren pek çok şey var. Yani Türkiye-Azerbaycan birliği bölgesel güvenlik ve istikrarın önemli bir unsurudur. İki sürecin paralel ilerlemesi konusunda net bir tutum var: Türkiye-Ermenistan yakınlaşması ve Ermenistan-Azerbaycan normalleşmesi. Bu bizim konumumuzdur. Bu aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı'nın da tutumudur. İdeal durum, bir günde iki anlaşmanın imzalanması olacaktır: Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşması ve Ermenistan ile Türkiye arasında tüm iletişimin açılmasını içeren bir normalleşme anlaşması. Onlarca yıllık nefreti sona erdirmek, sayfayı çevirmek ve normal gelişime başlamak için bir fırsat olacak” ifadelerini kullandı.