Ramazan ayının ilk cuma hutbesinde zina ve eşcinsellik konusuna değinen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, LBGTİ lobisinin hedefi oldu. Ankara Barosu ve İzmir Barosu’nun başını çektiği bazı barolar ile bazı sözde sivil toplum kuruluşları hem emir ve yasakları vaaz eden Erbaş’a hem de İslamiyete alçakça ifadelerle saldırdı. Erbaş geçtiğimiz hafta Ankara Hacı Bayram Camii’nde kılınan temsili cuma namazında “Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi” başlıklı hutbe irad etti. Hutbede hadis ve ayetlerle Allah’ın emir ve yasaklarını hatırlatan Erbaş, sigara alkol, faiz, içki, kumar, terör ve kul hakkı gibi konulara göndermeler yaptı.
EMİR VE YASAKLARI AKTARDI
Zina ve eşcinsellik başlıklarına dikkati çeken Erbaş, “Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim” ifadelerini kullandı.
DARBECİ BAROLAR YİNE SAHNEDE
Erbaş’ın Kur’an-ı Kerimi referans göstererek okuduğu hutbe eşcinsel lobisini rahatsız etti. Erbaş’ı ve İslamiyet’i hedef alan sistematik bir linç kampanyası başlatıldı. Kampanyaların öncülüğünü Türkiye’de demokrasiye yapılan her müdahalede darbecilerin yayında yer alan barolar oluşturdu. Ankara Barosu, yaptığı yazılı açıklamada Erbaş’a hedef göstermekle kalmadı, alçakça ifadelerle İslamiyet’e ‘çağdışı’ yakıştırmasında bulundu.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın insanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp kitlelere hedef gösterdiği konuşmayı şaşkınlık ve ibretle izledik. Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir. Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır.” Açıklamanın devamında da Erbaş’a yönelik çirkince ifadeler kullanıldı, görevden alınması yönünde çağrı yapıldı.
Bazı barolar da benzer açıklamalarda bulundu. İzmir Barosu, Erbaş’ı ayrımcı olmak ve nefret suçu işlemekle, Diyarbakır Barosu ise Anayasayı çiğnemekle suçladı. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada ise topyekûn devlet suçlandı: “Bu tür söylemler, son yıllarda başkaca üst düzey kamu kurumu temsilcileri tarafından da sıklıkla tekrarlanmakta ve herhangi bir yaptırımla karşılaşmamaktadır. Söz konusu söylemlere karşı yapılan suç duyumları neticesiz kalmaktadır.” İHD Ankara Şubesi de işi daha da öteye taşıyarak Erbaş hakkında, sapkın LGBT’lilere yönelik nefret söyleminde bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
CHP de ayetlere nefret dili dedi
CHP’den de Ankara Barosu’na tam destek geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Ali Erbaş'ın Kur-an'ı Kerim'deki ayetlerini kaynak alarak okuduğu hutbeyi 'nefret dili' ve 'düşmanlaştırıcı' olarak nitelendirdi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak dün parti genel merkezinde düzenlediği toplantıda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ardından online olarak kendine yöneltilen soruları cevaplandıran Öztrak, Diyanet İşleri Başkanı’nın sözleri ile Ankara Barosu’nun açıklamasının sorulması üzerine şunları kaydetti: “İnanç sahiplerinin, inançlarını dile getirme hakkı vardır. Ancak bunu dile getirirken, birilerinin yaşam tarzı üzerinden nefret dilini kullanarak, düşman yaratarak bunu yapmamaları gerekiyor. Bu birilerini düşmanlaştırmak toplumu bölmektir. İçinden geçmekte olduğumuz bugünlerde en son ihtiyacımız olan şey birilerini ötekileştirerek düşmanlaştırarak toplumu bölmektir.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu yöneticileri hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” suçundan soruşturma başlattı. Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, baronun yaptığı açıklama nedeniyle baro yöneticileri hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216/3 maddesi kapsamında, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlatıldığı duyuruldu. TCK’nin 216’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü bulunuyor.
Hukukçulardan Erbaş’a destek
Hukukçular Derneği ve Ankara Barosu avukatları da Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a destek verdi. Hukukçular Derneği'nden yapılan açıklamada, "Halkın ve hakikatin şahitliğini yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın mezkur ifadelerine karşı sergilenen tutumun karşısında olduğumuzu kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz" denildi.
Ankara Barosu'ndan bir grup avukat da "Ayrımcılık ve nefret dili ile yapılan Baro açıklamasının, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesi, dini değerlere hakaret ve aşağılama niteliği taşıması ve kamu görevlisine hakaret suç unsurlarını oluşturması nedeniyle bir grup avukat ile birlikte suç duyurusunda bulunuyoruz. Ankara Barosu açıklamasını kaldırmasa da biz Ankara Barosu avukatları olarak bu mikrobik açıklamayı kabul etmiyor, karantinaya alıyor ve tarihin çöp kutusuna atıyoruz" açıklamasını yaptı.
İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanlar Konseyi'nden yapılan açıklamada da "Ülkemizdeki İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanları olarak Diyanet İşleri Başkanımızın görev alanına giren bir konuda, yüce dinimizin temel ilkelerinden yola çıkarak yaptığı açıklamaları sonuna kadar destekliyor, başlatılan bu mesnetsiz tartışmaya son verilmesini temenni ediyoruz" denildi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a sosyal medyadan destek yağdı. Sosyal medyada açılan
“#AliErbasyanlızdeğildir”
başlıklı etikete katılan çok sayıda kullanıcı paylaşımları ile Erbaş’a destek verdi. Söz konusu destek mesajlarından bazıları şöyle:
Meclis Başkanı Mustafa Şentop:
Diyanet İşleri Başkanımızın şahsına ve özellikle onun şahsı bahane edilerek İslam’a yapılmaya çalışılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Hukuk adına konuştuğunu iddia edenlerin, liyakat ve samimiyetten yoksunlukları apaçık ortadadır.
ALLAH’IN HÜKMÜNE DİL UZATMA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın:
Zamanı ve mekanı yaratan Allah’ın hükmüne dil uzatanlar bu dünyada da ahirette de hüsrandadır. İlahi hükmü dile getiren #AliErbaşyalnızdeğildir
İSLAM KAİDELERİ KEYFE GÖRE SORGULANMAZ
İletişim Başkanı Fahrettin Altun:
İnsana kâinatta hak ettiği değeri göstererek, evvelimizi ve ahirimizi kul olmanın idrakiyle aydınlatan yüce dinimiz İslâm’ın kaideleri, Ali Erbaş hocaya münasebetsizce saldıranların keyiflerine göre sorgulanacak kaideler değildir.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli:
Diyanet İşleri Başkanımız, Sayın Hocamız #AliErbaşYalnızDeğildir Allah’ın emirlerini, yasak kıldıklarını anlatan, Allah’ın izniyle hiçbir zaman yalnız olmayacaktır. Hocamıza yapılan alçak saldırıları kınıyorum.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank:
Ali Erbaş hocamız çağları aydınlatan dinimiz İslam’ın hükümlerini dile getirdi. İslam’la olan dertlerini Sayın Ali Erbaş üzerinden görmeye çalışan bu ayak takımı iyi bilsin ki, ebedi yurdumuzun üstünde ezanlar dinmedikçe sizin hükmünüz olmayacak.
KARŞILARINDA TOPLUMU BULACAKLAR
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk:
Ramazan ayında ailelerimizi ve nesillerimizi korumak adına dini değerlerimizi hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı’mızın yanındayız. Milli ve manevi değerlerimize saldıran her girişim, karşısında yine toplumu bulacaktır.
KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu:
İnsanlığın topyekûn sağlıkla sınandığı bir zamanda, eşcinsellik üzerinden fitneyi sahneye koymak tek kelimeyle haysiyetsizliktir. Sapkın fikir ve tutumları meşrulaştırma gayretiyle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı hedef alan saldırıların karşısında ve hocamızın yanındayız.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Başkanı Enes Eminoğlu:
Özgürlük beyanı olan cuma hutbesinde doğruları açık yüreklilikle ifade eden; Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Erbaş yalnız değildir.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın:
Küreselcilerin insanlık üzerindeki projesinin, finanse ettikleri kirli mühendisliğin karşısında,eşref-i mahlukat için Ali Erbaş’ın yanındayız.
UTESAV Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Develioğlu:
Yapılan bu saldırıların toplum geleneğimizi bozmaya, kültürümüzü yozlaştırmaya ve aile yapımızı kökünden kazımaya yönelik olduğu açıktır. Bu saygısızlık sadece Sn. Erbaş’a değil, Allah’a, Rasulüne, İslam dinine ve Müslümanlara yapılmıştır.
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar:
Zinanın ve eşcinselliğin zararları ortadayken, insan hakları bahane edilerek bunun söylenmesine bile tahammül edilememesi neyin şımarıklığı ve azgınlığıdır.
Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’a yönelik skandal açıklamasına AK Parti’den çok sert tepki geldi. Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Faşizmin en küstah ve terbiyesiz hallerinden birinin bir baro adına yapılan açıklamada görülmesi ibretliktir" dedi.
Çelik, şunları söyledi: "Ankara Barosu'ndan kafasını uzatan faşist zihniyet, Ali Erbaş'ı en temel haktan mahrum etmeye çalışan küstahça bir saldırganlık sergilemektedir. Ali Erbaş hocamıza 'Sesi çağlar öncesinden gelen bu şahıs' diye hitap ederek güya değerlerin zamana bağlı olarak kıymet sahibi olacağına inanan bir kafa her şey olur ama hukukçu olmaz... Her türlü vesayeti, hukuku ve demokratik değerleri ayaklar altına alırcasına destekleyen bir yapıdır bu."
Açıklamayı terbiyesizlik olarak nitelendiren Çelik, "Ankara Barosu'nun bu açıklamasını nefret suçunun ve ülkemize acılar yaşatmış faşist zihniyetin en net örneği olarak kaydediyoruz. Şiddetle kınıyoruz" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da “Savunma mesleğine asla yakışmayacak tarzda bazı barolar tarafından, dini inancından dolayı bir kişinin hedef haline getirilmesi hukuk adına bir cinayettir. Kaldı ki Prof. Dr. Ali Erbaş, dini konularda temsil yetkisine sahiptir. Üslupsuz ve özensiz bir tavırla dini inanç üzerinden yapılan bu tezvirat hiç bir şekilde kabul edilemez" dedi.
Zihinlerdeki faşist refleks ifşa oldu
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara Barosu’nun açıklamasını “Köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, esefle kınıyorum” diye eleştirdi. Bakan Gül, yaptığı yazılı açıklamada, özetle şunları belirtti:
“Sayın Ali Erbaş’ın ifade ettiği hususlarla ilgili bir nefret suçu teşhisi koymak en hafif tabirle hukuki cehalettir. Bu topraklarda her sesten, her kökten, her inanıştan insan, yüz yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış ve yaşamaya devam edecektir. Çok açıktır ki, Ali Erbaş Hocamızın hitabında bu birlikteliğe kasteden hiçbir ifadesi, iması ve beyanı yoktur. Ankara Barosu’nun bu açıklamalara yönelik yakıştırmaları bizi bir arada tutan değerlerle de demokratik ilkelerle de ne yazık ki uyuşmamaktadır. İnanç ve düşünce hürriyetinin anlamını herkesten iyi bilmesi gereken bir meslek örgütünün farklı bir düşünceye karşı yaptığı bu talihsiz açıklama, zihinlerinde bulunan faşist refleksi de bir kez daha ifşa etmiştir.”
Erbaş’ın sözlerine ihtiyacımız var
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ramazanın ilk cuma hutbesindeki ifadelerinden dolayı bazı kesimlerin hedef seçtiği Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a destek verdi. Bakan Soylu, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Kısa, net! Ali Erbaş hocamızı seviyoruz. Sözlerine de ihtiyacımız var.” ifadesine yer verdi.
İslam’ın emir ve yasakların açık ve net olduğunu belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: Aile hayatının kutsallığını, neslin muhafaza edilmesi gerektiğini ve İslam’ın evrensel ahlaki ilkelerini bir hutbe vesilesiyle hatırlatmak, asla nefret suçu olarak değerlendirilemez. Bu ilke, emir ve yasakların hatırlatılması hem dini bir vecibe, hem de tarihi bir sorumluluğu yerine getirmektir.
Türkiye barolardan daha büyüktür
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı yaptığı açıklamayla Ali Erbaş’a destek verdi. “Bazı şer odaklarının göstermiş olduğu tepkiyi kaygıyla izliyoruz” diyen Bıyıklı, şunları söyledi: Kaygımızın sebebi çirkinliğin ve çirkefliğin sesinin hakikatin sesini bastırmaya çalışmasındandır. Hayâsızlığın hadsizliği bizi ürkütmektedir. Ortada bu ülkenin tüm değerlerine düşman örgütlü bir kötülük vardır. Görüntüde açık hainlik, düşmanlık vardır. Türk milleti tarih boyunca dinine diyanetine devletine her zaman sahip çıkmıştır. Bundan sonra da aynı azim ve inançla değerlerini muhafaza etmeye devam edecektir. Türkiye sapık düşünceli barolardan din ve diyanet düşmanı terör destekçisi derneklerden daha büyüktür.