AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesine yönelik sözlerine ilişkin, "Yunanistan'daki siyasetçiler bu dili kullanırlar. Bunun Türkiye'de ana muhalefet partisi pozisyonunda olan bir siyasetçi tarafından dile getirilmesi vahim ve şiddetle kınanması gereken bir meseledir" dedi.
TSK'nın bu faaliyetlerinin ve ortaya koyduğu başarılarının, dünyanın her tarafında takip edildiğini, Türkiye'nin dostları tarafından takdir edildiğini, Türkiye'yi sevmeyenler tarafından da eleştirildiğini ifade eden Çelik, silahlı kuvvetlerin bütün varlıklarıyla verilen emirleri yerine getirme konusunda hiçbir eksiklik göstermeden misyonunu gerçekleştirdiğini belirtti.
Çelik, demokrasilerde bütün kurumların eleştirilebileceğini, eleştiriye açık olduğunu ancak eleştiriyle hakaret arasında çok temel bir çizginin bulunduğunu vurguladı.
Bu temel çizginin, aklı başında, biraz da olsa devlet adamı niteliklerine sahip bir siyasetçinin asla geçmemesi gereken bir sınır olduğunu söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef, Sayın Kılıçdaroğlu, defalarca yaptığı gibi dün de vahim sözlerle TSK'ya saldırarak, komuta kademesine hakaret ederek bu sınırı geçmiştir. Hiçbir şekilde bir siyasetçi niteliğiyle, devlet adamı kimliğiyle bağdaşmayacak bu sözlerin, Sayın Kılıçdaroğlu'ndan gelmesi şaşırtıcı olmadı. Toplumun sürekli olarak bir kesimini, Cumhur İttifakı'na oy veren vatandaşlarımızı, esnafı, öğretmenleri, polisi, jandarmayı tehdit eden Kılıçdaroğlu'nun bu nefret siyaseti, TSK'nın komuta kademesine hakaret etmek şeklinde haddini aşan bir boyuta ulaştı. Şimdiki komuta kademesinin, 15 Temmuz'da ülkemizi işgal etmeye çalışan FETÖ'nün ortaya koyduğu faaliyetlere karşı o zaman bulundukları görevlerden başlayarak nasıl mücadele ettikleri milletimizin takdirindedir."
Çelik, CHP'nin, PKK'ya karşı yapılacak askeri operasyonlara niye destek vermediğini bildiklerini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
"O tezkereye niye 'hayır' dediklerini biliyoruz. Kılıçdaroğlu'nun dünkü sözlerini alt alta yazsalardı ve Yunanistan'daki bir parti genel başkanı Türk ordusuna ve TSK'nın komuta kademesine karşı bu sözleri söyledi deselerdi o zaman herkes, Yunanistan'da bir siyasetçi TSK'nın komuta kademesine karşı bu çirkin sözleri söylemiş diyecekti. Yunanistan'daki siyasetçiler bu dili kullanırlar. Ama bunun Türkiye'de ana muhalefet partisi pozisyonunda olan bir siyasetçi tarafından dile getirilmesi vahim ve şiddetle kınanması gereken bir meseledir. Köklü bir parti olan CHP'nin, bu genel başkan tarafından bu hale düşürülmesi de Türk siyasi hayatı açısından üzücüdür."
AK Parti Sözcüsü Çelik, Kılıçdaroğlu'nun PKK ya da terör örgütlerine karşı kullanmadığı dili, çeşitli toplum kesimlerine ve TSK'nın komuta kademesine karşı kullanan bir üslup sergilediğini dile getirdi.
Çelik, Türkiye'de millet iradesi, demokratik düzen ve anayasal düzen temelinde konsolidasyon sağlandıkça CHP'de rahatsızlığın ortaya çıkmaya başladığına dikkat çekerek, "Kılıçdaroğlu'nun dünkü açıklaması da bu rahatsızlığın ifade biçiminden başka bir şey değildir. Bu açıklamasını şiddetle kınıyor, milletimizin takdirine sunuyoruz" dedi.
Gösterilecek Millet İttifakı adayının, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde altılı masadaki liderlerin onayını alarak görev yapacağına dair bir açıklamanın yapıldığını ifade eden Çelik, bu durumun vesayetin güncellemesi olduğunu, ortaya çıkan sistemin herhangi bir şekilde güçlendirilmiş sistem veya bir sistem olmadığını vurguladı.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin Suriye ile Türkiye arasında dışişleri bakanları düzeyinde yeni bir görüşme olup olmayacağına ilişkin sorusu üzerine Çelik, temasın, hadisenin akışına göre 3 veya 2 ülke arasında da olabileceğini bildirdi. Çelik, şöyle devam etti:
"Türkiye'de de olabilir yine bu Rusya'da da devam edebilir. Bununla ilgili verilmiş kesin bir karar yok. Bu kendi ritmi içerisinde aslında doğal bir şekilde işliyor şu anda. En son biliyorsunuz Milli Savunma Bakanı'mızla istihbarat başkanımız, Suriyeli muhataplarıyla Moskova'daki muhataplarıyla birlikte görüştüler. Bundan sonrasında dışişleri bakanlarının görüşmesi var ama dediğim gibi acele mi olacak, geç mi olacak gibisinden bir takvim öngörmüyoruz. Çalışmaların tamamlanmasına göre yani kendi doğal seyri, doğal ritmi içerisinde. Önemli olan burada sorun alanlarını çözecek şekilde ilerleyebilmek masada."
Dışişleri bakanları arasındaki buluşma için çalışmalar yapıldığını aktaran Çelik, "Tabii o çalışmalar tamamlandıktan sonra nihayetinde liderlerin görüşmesi için bir ajanda oluşacak. Bir siyasi ajanda ve bir siyasi gündem oluşacak. Bu siyasi ajanda ve gündem oluştuğunda da o gündeme gelecek. Yani bununla ilgili herhangi bir şekilde 'acele edelim' ya da 'geciktirelim' gibisinden bir yaklaşım değil tamamen bahsettiğim sorun alanları, konuşulması gereken alanlar, müzakere alanları, terörle mücadele başta olmak üzere onlarla ilgili dosyaların ilerleyişine bağlı olarak bu gerçekleşecektir. Ama tabii ki de çok geç bir tarihe de kalmayacaktır dışişleri bakanlarının bir araya gelmesi" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Nuşirevan Elçi'nin bir röportajı sırasında CHP Genel Merkezi'ndeki Türk bayraklarının kaldırılmasına ilişkin görüşleri sorulan Çelik, "Bu durumda Sayın Kılıçdaroğlu'nun yapması gereken bir şey var, bayrağımıza dönük bu saygısızlık karşısında bu şahsı görevden alması gerekir." dedi.
Çelik, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in, İsrail polisinin koruması altındaki Mescid-i Aksa'ya yönelik provokotif bir eylem gerçekleştirmesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Mescid-i Aksa'nın statüsünün korunmasının en yüksek hassasiyetleri olduğunu vurguladı. Çelik, "Mescid-i Aksa'nın statüsüne dönük her türlü saygısızlığı şiddetle kınadığımızı belirtmek isterim. Bu Bakan'ın da yaptığı şey, açık bir saygısızlıktır. Bunu şiddetle kınıyoruz ve İsrail hükümetinin, bu tip olayların tekrar etmemesi için gereken tedbirleri almasını bekliyoruz. Bir bakanın, Mescid-i Aksa'nın statüsüne saygısızlık edecek şekilde İsrail polislerinin gözetiminde yaptığı bu eylem, asla kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
Ermenistan ile normalleşme süreci kapsamında, iki ülke arasında doğrudan hava kargo ticaretinin yeniden başladığı hatırlatılan Çelik, "Bu durumu, iki ülke arasındaki ilişkilerin bundan sonraki seyri için nasıl değerlendirirsiniz?" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
"Bütün bunlar Türkiye'nin, bölge barışına bir bütün olarak baktığını, kuşkusuz kayıtsız şartsız bir biçimde Azerbaycan'ın yanında bir yer alırken, aynı zamanda da bölge barışı vizyonumuzu bu şekilde güçlü tuttuğumuzu göstermektedir. Şimdi burada asıl sorulması gereken soru şu, öteden beri bölge barışını sabote edecek şekilde bölge barışına suikast düzenleyerek, Azerbaycan'ın hak ve menfaatlerine karşı duruş sergileyerek, Ermenistan'ın yanında olduğunu söyleyen ülkeler, sürekli olarak Ermenistan ile ilişki kurulması gerektiğini, oradaki bazı ablukaların ve engellerin kalkması gerektiğini söylüyorlardı. Şimdi bu adımlar atılırken, bunlardan hiçbir ses çıkmıyor. Cumhurbaşkanı'mızın, sayın Cumhurbaşkanı Aliyev ile birlikte ortak irade ve ortak vizyonla ortaya koyduğu çerçeve, bu bağlamda kendi seyri içerisinde güçlü bir şekilde ilerliyor. Umarız ki Ermenistan da bu açılımları korumak için doğru adımlar atmaya devam eder."
Çelik, bu büyük barış vizyonunun herkesin çıkarına olduğunu dile getirerek "Saldırgan politikalar olmadığı sürece bunların arkası da gelecektir. Zaten özel temsilcilerin kendi aralarında ortak bir ajandaları var, aşama aşama ilerliyor. Hava koridorunun açılması da bunun bir neticesidir" ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, geçen pazar günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ÜniAK'lı gençlerle bir toplantıları olduğunu anımsatarak "Bu da yürüttüğümüz gençlik siyasetinin hem hizmet siyaseti anlamında hem gençlerimizle beraber ortak vizyon oluşturma anlamında son derece güçlü bir aşamaya geldiğini gösterdi." dedi.
Toplantıda gençlerin "Gençlik, tarih yazmak için kağıt verilmesini bekliyor." sözlerini anımsatan Çelik, "Biz de onlara diyoruz ki çok ötesinde şeylere sahipsiniz. Türkiye'nin geleceği sizinle yazılacak, geleceğin tarihini şimdiden yazıyorsunuz" diye konuştu.