Kendilerine “seçilmiş rektörler” adını veren 38 eski rektör, Boğaziçi olaylarını organize ettiği öne sürülen üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder’e destek için ortak açıklama yaptı. Açıklamada üniversitelerin özerkliği ve akademik özgürlükten dem vurularak Anayasa’ya gönderme yapıldı. Anayasa’nın 26. maddesi dayanak gösterilerek herkesin fikir ve düşünce özgürlüğü olduğu dile getirilen açıklamada “Anayasal güvence altına alınmış olan ifade özgürlüğünü kullanan arkadaşlarımızı ve yurttaşlarımızı susturmaya yönelik hukuksuz, saygısız ve baskıcı tavırları kınıyoruz” denildi.
Ancak bu metinle özgürlük pazarlayan eski rektörlerin büyük bölümü 28 Şubat sürecinin önemli aktörleri arasındaydı. Kimi darbecilere alkış tuttu, kimi başörtülüler için ikna odaları kurdu, kimi de ülke ülke dolaşarak öğrencileri fişleyip burslarını iptal ettirdi. Listedeki en tanıdık isim eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz.
28 Şubat sürecinde cuntacı askerlerden sonra belki de ön önemli aktör oldu. Muhafazakar insanların üniversitelerden tasfiye edilmesine, İmam Hatip’lere getirilen katsayı uygulamasına ve başörtüsü yasağına öncülük etti. Konuşmalarında sık sık siyasi iktidara ayar verdi. 2003’teki Cumhuriyet mitinginde “Ordu göreve” pankartıyla yürüdü. Binlerce gencin eğitim almasına mani olan Gürüz, daha sonra ödüllendirilerek CHP Genel Başkan danışmanı yapıldı.
İmzacılar arasındaki Yıldız Teknik Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış da başörtüsü düşmanlarından. 1999 yılında çıkan affın başörtüsü nedeniyle okuldan atılan öğrencileri kapsamaması için imza toplayan rektörler arasında yer alan Alkış, o dönemki açıklamalarında üniversitesinde “yüzde 1 türbanlı” öğrenci olmasıyla övündü. Alkış, başörtülü öğrenciler için ikna odaları kurduğunu da şu sözlerle duyurdu: “Hocalarımız, bölüm başkanlarımız bu konuda kendileriyle görüşüyor, ikna süreci yaşıyoruz.” Alkış’ın namaz kılan üniversite öğrencilerine zulmü de unutulmadı. Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesi’nde 1960 yılında yaptırılan mescit, Alkış döneminde depo haline getirildi ve bir daha açılmadı.
Türk-Kırgız ilişkilerini geliştirmek için 1995 yılında kurulan Manas Üniversitesi’ne Ahmet Necdet Sezer döneminde atanan Uğur Oral, ülkede yasak olmamasına rağmen, Mersin Üniversitesi’nde uyguladığı yasakları Kırgızistan’a taşıdı. Üniversitede başörtüsünü yasaklamakla kalmayan Oral’ın adı skandallarla gündemden düşmedi. Oral, Manas Üniversitesi’nde sekreterine taciz ettiği gerekçesiyle ülkeden polis zoruyla çıkarıldı.
Kendisine “seçilmiş” diyen rektörlerden Ferit Bernay da “atanmış” çıktı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde 2000 yılındaki rektörlük seçimlerinde mevcut rektör Prof. Dr. Osman Çakır 297 oy ile birinci olmuş, YÖK’ün listesine de girmişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, en yüksek oy olan Çakır’ın yerine, seçimde üçüncü olan Prof. Dr. Ferit Bernay’ı atamıştı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, ilk iş fakültelerdeki mescitleri kapatmıştı.
“Özgür Üniversite” imzacılarından biri de Kırıkkale Üniversitesi’nin eski rektörü Tahsin Nuri Durlu. Görevi döneminde sadece öğrencilere değil, akademisyenlere de kan kusturdu. 28 Şubat zihniyetinin temsilcilerinden olan Durlu, 8 yılda kendisi gibi düşünmeyen 140 öğretim üyesi hakkında soruşturma açtı. Gerekçeleri ise oldukça komikti: “Görev saati içinde başka şeylerle meşgul olmak”, “Binaların giriş kapılarını açık bırakmak”, “Yatan hastaları rahatsız etmek...”
Listedeki Çukurova Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Yalçın Kekeç de özgürlüğe alerjisi olan rektörlerden. 2003 yılında üniversiteleri 28 Şubatçı vesayetten kurtarmak ve daha fazla özgürlük sağlamak için hazırlanan yasa taslağına tepki gösterirken, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a hakarete varan ifadelerle saldırdı. Kekeç, “Halayığı hanım eylersen kurnayı kırar tas ile, zurnacıyı müezzin edersen minareyi yıkar ses ile” gibi seviyesiz ifadeler kullanmıştı.
8 yıl rektörlük yaptığı Harran Üniversitesi’nde adı hep yasaklarla anılan Uğur Büyükburç, sadece öğrencilere değil, çocuğunu görmeye gelen annelere de başörtüsünü yasaklamıştı. Üniversiteye “Üniversitemizin Kapalı Mekanlarına Türban ile Girmek Yasaktır” yazıları astırdı. O dönem 4 ayrı partiden 9 milletvekili Büyükburç’un faşizan uygulamalarına karşı ortak deklarasyon yayınladı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin eski rektörü Ethem Ruhi Fığlalı da eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in gözdeleri arasında. Bugün özgürlükçü kesilse de 20 yıl önce akademik yılın açılış töreninde kullandığı şu sözleri unutulmadı: “Sabıkalı ve şaibeli olan siyasi liderlere hiç kanmayın ve güvenmeyin. Bir metrelik bir bez parçasını kutuplaşmanın sembolü haline getirdiler. Gencecik kızlarımızın Arap ve Acem kültürünün zevksiz, estetikten uzak görünüşlü bu bir metrelik bez parçası için ortalığı karıştıranların oyununa gelmiş olmalarından büyük üzüntü duyuyorum.”