Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığın 2018 yılı bütçesine ilişkin sunumunda önemli bilgiler verdi. Türkiye’nin FETÖ, PKK, DHKP-C, El Kaide ve DEAŞ’a kadar uzanan geniş bir yelpazede terör örgütleriyle kararlı bir biçimde mücadelesinin sürdüğüne işaret eden Canikli, Suriye ve Irak’ta DEAŞ bahanesiyle pek çok yeri işgal eden PKK ile onun türevleri PYD/YPG’ye asla müsaade edilmeyeceğini vurguladı. ABD’nin PKK'ya verdiği silahların Türkiye’deki terör eylemlerinde kullanıldığını kaydeden Canikli, şöyle konuştu:
* 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ ile bağı tespit edilen 150’si general, 4 bin 630’u subay, 2 bin 168’i astsubay, bin 211’i uzman erbaş/sözleşmeli er ile 411 devlet memuru/işçi olmak üzere 8 bin 570 personel TSK’dan ihraç edildi. FETÖ ihanet şebekesiyle mücadele etmek milli bir görevdir, Türkiye’nin beka meselesidir. Böyle bir ihanetin ülkemizde bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaktayız.
* Gerginliği Azaltma Bölgesinde, bugüne kadar 3 gözlem noktası tesis edilmiştir. Toplamda 12 gözlem noktası tesis edilecektir.
* Çirkin, temel değerlerle bağdaşmayan, vahim ve kabul edilemez nitelikte bir provokasyona imza attılar. Özellikle vurgulamak istiyorum, tarihimize, mirasımıza ve liderlerimize karşı yapılan bu saygısızlık, bu alçaklık, bu rezillik kesinlikle cevapsız bırakılmayacaktır.
* Önceki yıllarda çok rahatlıkla temin edebildiğimiz savunma sistemleri ve onların yedek parçalarını son yıllarda aynı ittifak içinde olduğumuz dost ülkelerden temin etmekte zorlandığımızı ve bunun örtülü ambargo şeklinde ortaya çıktığını da belirtmek gerekiyor.
* 2018’den itibaren bütün tedarik ihtiyacımızı öncelikle kamu kurumları ve kamu kurumu özelliği olan kuruluşlardan temin edeceğiz. Baharatlar Adalet Bakanlığı Cezaevleri İş Yurtlarından gelecek. Kamunun dahil olmadığı ürünleri alırken de ihaleye rafta ürünü olan bilindik firmaları çağıracağız. Yemek firmaları da bu malzemeleri kullanacak.
“Bu bilgiyi başta ABD olmak üzere ilgili bütün yetkililerle defalarca paylaştık. Gönderdikleri silah ve mühimmat 25-30 bin kişilik bir orduyu teçhiz edebilecek büyüklükte. ABD’nin Suriye’de resmi olarak 500 kişilik askeri varlığı var. Onların bir generalinin bir toplantıda 4 bin sayısını zikretmesi de sözkonusu. 4 bin bile olsa, onların ihtiyaçlarının çok üzerinde silah sevkiyatı olduğunu, burada bir mantıksızlık, tutarsızlık olduğunu keskin ifadelerle kendilerine aktarıyoruz. Aktarılan silahların ‘DEAŞ ile mücadele ya da kendi ihtiyaçları’ çerçevesindeki açıklamaları kesinlikle bu silahlanmayı izah edemiyor. Suriye’deki krizin önemli bir ayağı da Afrin’dir. PKK’nın olduğu her yer, teröristlerin bulunduğu her yer Türkiye açısından bir tehdittir ve aynı zamanda bir hedeftir. Bu kapsamda uluslararası hukuktan doğan müdahale hakkımızı kullanacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.”