Tüm dünyanın mücadele ettiği koronavirüs savaşında en ağır yükü sırtlanan sağlık çalışanları oldu. Haftalardır evlerine gidemeyen doktor ve hemşireler, ailelerine kavuşacakları günün hayaliyle yaşıyor. Bu yılki Anneler Günü'nde de en hüzünlü olanlar yine sağlık çalışanları oldu. Salgın başladığından beri hastanenin tahsis ettiği yurtta kalan ve evine gidemeyen 2 çocuk annesi Hemşire Aslı Avcı, bu yılki anneler gününün en anlamlı ve zor anneler günü olduğunu söyledi. Aslı Avcı, her gün mesai sonrası oturdukları evinin önüne gidiyor, balkona çıkan kızlarını birkaç dakikalığına görüp ayrılıyor.
Onun dışında sadece görüntülü telefon görüşmesiyle kızlarına duyduğu özlemi gidermeye çalışan fedakar sağlık çalışanı anne, çocuklarına doyasıya sarılacağı günü iple çekiyor. 41 yaşındaki Aslı Avcı, "Kızlarıma annem ve eşim bakıyor. Annem de tansiyon hastası. Onları koruyabilmek için haftalardır evime gidemiyorum. 5 yaşındaki kızım şu an 39,5 derece ateşle evde yatıyor. Bu sabah beni aradı ve 'Anne, senin hastalarına başka bir arkadaşın baksa, sen de gelip bana baksan; ben de hastayım' dedi.
O evde anneannesi, ablası ve babasıyla güvende çok şükür. Ama buradaki hastaların da bizlere ihtiyacı var. Pek çok arkadaşımız aylardır ailelerini, çocuklarını göremiyor. Bu yıl, biz sağlık çalışanları için en zor anneler günü oldu.
Umarım bir an önce bu süreç biter ve hepimiz çocuklarımıza kavuşuruz" ifadelerini kullandı.
Pandemi hastanesi ilan edildiklerinden beri evine gidemediğini söyleyen Avcı, "İki tane kızım var. Ezgi ve Naz. Büyük kızım 12 yaşında, 12 yıldır anneliği bana yaşattığı özellikle ona çok teşekkür etmek istiyorum. Rabbimin verdiği en güzel hediyeler onlar, çocuklarımız.
Yaşadığım en anlamlı ve zor anneler günü olacak bu. Bu süreç ne kadar böyle devam edecek bilmiyoruz. Buraya gelmek zorundayız, evi idare etmek zorundayız, yükümüz çok daha ağırlaştı sağlık çalışanları olarak. Ailelerimizden uzak kaldık. İnşallah bu günler geçecek.
Akşam mesai bitiminde evime gidip camdan çocuklarımı görüyorum, sonra tekrar hastanenin bize tahsis ettiği yurda geri dönüyorum. Sonra da görüntülü konuşma ile aradaki mesafeyi kapatmaya çalışıyoruz. Üç arkadaşımla birlikte kalıyorum.
Onların da çocukları var, birininki 3, diğerininki 5 ve 6 yaşlarında. Onlar da evlerinden ayrılar. Bu dönemi hep birlikte, birbirimize destek olarak atlatmaya çalışıyoruz" dedi.
"Çocuklarımızdan uzak kalmak, sadece kapı önünden görmek hem onlar hem benim için inanılmaz derecede yıpratıcı" diyen Hemşire Aslı Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ameliyathanemizde 5 oda şeklinde çalışıyoruz. İkisi Kovid pozitif vakaların ameliyatlarını yaptığımız salon. Geri kalanda da acil vakaları alıyoruz. Sezaryenler, ortopedi ameliyatları, kalp gibi. Kovid vakaları ekstra zor. Çünkü ekstra koruyucu kıyafetler giyiyorsunuz; içerisi negatif basınçlı odalar, o koruyucu ekipmanların içinde inanılmaz derecede sıvı kaybediyor ekiptekiler.
Vakanın sonuna doğru artık sıcak ve oda şartları dayanılmayacak bir hale gelmeye başlıyor. Bir de sürekli tulum içerisinde çalışıp su gibi terledikleri için dışarı çıktıklarında daha sonra öksürük gibi başka şikayetler de başlıyor.
Kovid mi, değil mi, herkes birbirine şüphe ile bakmak zorunda kalıyor emin olana kadar. Şu bir gerçek, koruyucu ekipmanlar açısından hiçbir sıkıntı yaşamadık.
Malzeme açısından çok rahat bir şekilde geçirdik bu dönemi. Burada gerçekten savaşıyoruz. Ama görmediğimiz bir düşmanla uğraşıyoruz"