Martı TAG Kurucusu Oğuz Alper Öktem, Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği çalışmalarıyla ilgili Yeni Şafak’a özel açıklamalarda bulundu. Öktem, Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’nin İstanbul’a vergi, istihdam ve güvenlik olarak refah sağlayacağını söyledi.
Dünyada Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’nin olmadığı nadir ülkelerden biri olduğunu söyleyen Oğuz Alper Öktem, “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’nin olmadığı tek Avrupa ülkesiyiz. Kişi başına düşen milli geliri 2 bin doların üzerinde olup Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği olmayan tek ülkeyiz. Dünyanın ilk 50 ekonomisinde boyut itibariyle Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği olmayan tek ülkeyiz. Dünyada bu yönetmelik 151 ülkede var. Olmayan ülkeler arasında Zambiya ve Mozambik gibi ülkeler kaldı” açıklamasını yaptı.
Paylaşımlı yolculuğun şu an için Karayolları Trafik Kanunu’nun 87’inci maddesinde tanımlanan “hatır taşımacılığı” kapsamında gerçekleştiğini ifade eden Öktem, şunları söyledi: “Bu madde diyor ki; İnsanlar yolculuklarını başkalarıyla paylaşabilir, bu ticari faaliyet kapsamına girmez. Bununla ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012 tarihinde aldığı bir karar var. Bu kararda hatır taşımacılığı karşılığında tarafların mutabık kalacağı bir ücret de alınabilir deniliyor. Biz henüz Martı olarak TAG’da daha bir kuruş gelir elde etmedik. Ciddi bir yatırım yapıyoruz ve bunu, ülkemizin ulaşım sorununun çözülmesi ve vatandaşlarımızın çağdaş, güvenli, sürdürülebilir bir ulaşım alternatifine kavuşmaları için yapıyoruz. Dünyanın her yerinde bu tip sorunlar ve ulaşım problemleri Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği ile çözülüyor ve çözüldü. Biz yakın zamanda bu yönetmeliğin devreye alınacağını ve tüm sorunların bu yönetmelik ile ortadan kalkacağına inanıyoruz.”
Yönetmelikle birlikte 3 ana konunun düzenleneceğinin altını çizen Martı TAG Kurucusu, “Birincisi taksicilik sistemindeki vergi kaçağını ortadan kaldırıyor olması. Çünkü her paylaşımlı yolculuk dijital olarak kayıt altına alınmış oluyor. Elektronik fatura kesiliyor ve haliyle vergisi otomatikman beyan edilmiş oluyor. İkinci büyük değişim ise işsizlik sorunuyla mücadele etmesi. Çünkü aracı olan iş değiştiren veya işsiz kalan insanlar koşulları uygun ise 1 gün içerisinde para kazanabilir hale geliyor. Bu büyük bir istihdamın kapısını aralıyor. Üçüncüsü de şu an taksilerdeki en büyük problemlerden biri olan güvenlik sorununu çözmesi. Şu anda taksileri kimin kullandığı belli değil. Vardiyayla sürekli el değiştiren bir yapı var. Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği çıktıktan sonra her türlü bilgi ve konum paylaşılmak zorunda olduğu için güven içinde seyahat edecekler. Bu şekilde adli vaka olayları düştüğü gibi vakaları çözme olasılığı da yükseliyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da şu anda 130 bini aşkın TAG sürücüsünün olduğunu söyleyen Öktem sözlerine şöyle devam etti: “Bu rakam algoritmik artıyor. Bunların hepsi bu yönetmeliğin çıkmasını ve bu işin düzene girmesini istiyorlar. Şu anda İstanbul’da 19 bin 386 tane taksi var. Bunların yüzde 95’i kirada. Aylık 50 bin lira kira ödeniyor taksilere. Bu kiraların hiç birisinin vergisi beyan edilmiyor. Kaldı ki siz taksiye bindiğinizde bir fatura fiş almıyorsunuz ve nakit ödüyorsunuz. Tamamen 86-89’lu yıllarda yasallaştırılmış ama bugün vergi ödemeyen bir sistem var. Bunun komple değişmesi lazım. Bunun değişmesinin yöntemi de Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’nin çıkmasıdır.”
Oğuz Alper Öktem vergi kaçağının boyutunu gözler önüne sererek, “19 bin 386 taksi var dedik. Bunlar ayda 50 bin lira kira ödüyorlar. Çarpı 12 ay yaptığınızda sadece kira geliri 11 milyar lira toplam taksilerden gelir elde ediliyor olması gerek. Bunların hiçbiri beyan edilmiyor. Taksi kazancına baktığımızda ise günde ortalama bir araç İstanbul’da 200 liradan 35 yolculuk sirkülasyonu yapar. Yılda 50 milyar liralık piyasa oluşuyor. Bunun vergisi ödenmiyor” diye konuştu.
20 milyon İstanbullu için taksi bulamamanın hayatın bir rutini olarak çileye dönüştüğünü kaydeden Martı TAG kurucusu Öktem, bunun sadece İstanbul’da yaşayanlar için değil İstanbul’u ziyarete gelenler için de geçerli olduğunu kaydetti. Öktem, “Turistleri canından bezdiren, dünyanın en güzel şehrine geldiğine pişman eden bu durum ülkemiz için utanç verici. Bunun da ötesinde İstanbul’un ve Türkiye’nin marka değerine büyük zarar veriyor” dedi.