İtalyan hükümetinde koalisyon ortağı Lega Partisi ve Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi Mara Bizzotto, 15 Şubat 2019 tarihinde Avrupa Parlamentosu’na Türkiye’den fındık ithalinin sağlık açısından riskli olduğunu ifade eden bir karar tasarısı sundu.
İtalyanlar kendi fındık üreticilerini ve fındıklarını korumak için Avrupa parlamentosuna sundukları bildiride; Türkiye’den fındık alımının sınırlandırılmasını istediler.
Bu istemlerine gerekçe olarak da, Türk fındığının yüksek oranda aflatoksin içerdiğini ve bu nedenle İtalya ve Avrupa’daki vatandaşların sağlığını korumak için Türkiye’den fındık alımının sınırlandırılmasını talep etti.
Bu karar tasarısına sert tepki gösteren Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Başkanı Edip Sevinç, Türkiye’den sonra dünyadaki en büyük fındık üreticisi olan İtalya’nın, fındığın en büyük tüketicisi olan AB ülkelerini kendi lehine çevirmek için Türk fındığını kötüleyecek algı operasyonlarında bulunduklarını söyledi.
İtalyan milletvekilinin söz konusu önergede öne çıkarmaya çalıştığı aflatoksin sorununun 2002 yılında gündeme geldiğini ve bunun da AB sınır kapılarında sondaj usulü aflatoksin denetimi yapılması ile aşıldığını hatırlatan Sevinç, “2002 yılındaki sorunun aşılmasından sonra tüm AB ülkelerine yapılan fındık ithalatında devam etmektedir. Yani AB yıllardan bu yana fındık ithaline sorunsuz bir şekilde devam etmektedir” dedi.
AB ülkelerinin yılda ortalama 650-700 bin ton kabuklu fındık üreten Türkiye’den yılda 400 bin ton kabuklu fındık ithal ettiğini belirten Sevinç, buna karşılık İtalya’nın yıllık ortalama rekoltesinin 100-120 bin ton kabuklu civarında olduğunu kaydederek, “Bu rakamlara bakıldığında AB ülkelerinin veya İtalya’nın Türkiye’den fındık ithal etmeden kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesinin mümkün olmayacağı da açıktır” diye konuştu.
Sevinç, şöyle konuştu:
”Hal böyle olmakla birlikte ‘bir musibet bin nasihatten iyidir’ ata sözümüzden yola çıkarak, Türk fındık ihracatına engel koymak için tabiri caiz ise pusuya yatmış çevreler olduğunu bir kez daha hatırlamalı ve aflatoksin sorununun bilhassa kurutma ve depolama sırasında yapılan hatalı uygulamaların bir sonucu olduğunu unutmayarak bu konularda özenli davranmaya dikkat etmeliyiz. Öyle bilinmelidir ki, Türkiye’nin fındık üretim ve ihracatındaki dünya liderliği başkalarının stratejik hamleleri ile değil, ancak kendimizin fındık üretim ve ihraç politikalarımızda yapacağımız ve yapmakta olduğumuz yanlışlar ile tehlikeye düşebilecektir.”